featured

11-17 Mart “Tuza Dikkat Haftası”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sağlıklı Beslenme konusunda Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı 11-17 Mart tarihlerini kapsayan haftayı “Tuza Dikkat Haftası” olarak belirlemiştir.

Tuz, ana maddesi sodyum klorür olan ham tuzdan insan tüketimine uygun nitelikte üretilen tuzlardır. Sofra tuzu ise doğrudan tüketiciye sunulan, ince toz haline getirilmiş, iyotla zenginleştirilmiş, rafine edilmiş veya edilmemiş yemeklik tuzlardır. Tuz lezzet verici olduğu kadar, sodyum ve klor gereksinmesinin karşılanması için de gereklidir. Fakat aşırı tüketilmemesi gerekmektedir.

 Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından günlük tuz tüketim miktarı 5 – 6 gr. Olarak belirlenmiştir. Ancak ülkemizde ortalama tuz tüketimi 18 gr. bulmaktadır. Fazla tuz üketiminin sıklıkla neden olduğu hastalıkların başında kan basıncı yüksekliği, kalp damar hastalıkları, gastrit, kanserler, kemik erimesi ve böbrek hastalıkları gelmektedir. Ayrıca fazla tuz tüketimi, idrarla kalsiyum atımını da arttır, bu durumun kemiklerde kalsiyum kaybına neden olur, kemiklerden kalsiyum kaybının artışının da osteoporoz ve kemik kırılma riskini arttırmaktadır. Toplumda bu hastalıkların önüne geçilebilmesi amacıyla, Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü “Türkiye Aşın Tuz Tüketiminin Azaltılması Programını (2011-2015)” başlatmıştır.

 Programın hedefi Türkiye’de tuz tüketimini günlük DSÖ’ nün önerdiği 5 gramın altına düşürmektir. Aşın tuz tüketimi durumunda yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, inme, böbrek hastalıkları, kemik erimesi, mide kanserinin görülme riski artar. Dünyada Ölümlere neden olan  risk faktörlerine bakıldığında yüksek kan basıncı, sigara kullanımı ve obeziteyi de geçerek birinci sıradaki risk faktörü olmuştur.

 Tuz kısıtlamasına çocukluk hatta bebeklik döneminde başlanması ileriki yıllarda gelişecek hastalıkları önleyecektir. Ülkemizde yapılan çalışmalar göstermektedir ki yetişkin her 3 kişiden biri hipertansiyon hastasıdır ve her dört ölümden birinin nedeni hipertansiyondur. Tuzun azaltılması kalp ve damar hastalıklarından Ölüm riskini azaltmada sadece en kolay yol değil maliyet etkin ve etkili bir müdahaledir.

 Tuzu azaltmak için sofrada tuzluk kullanmamalı, lezzet verici olarak tuz yerine nane, kekik, dereotu, baharat ile birlikte limon kullanılmalı, yemeğin tadına bakmadan tuz atma alışkanlığından vazgeçmeli, turşu, zeytin, peynir gibi tuzlu besinler az tüketilmeli ya da tuzları önceden azaltılarak tüketilmelidir. Satın alınan ürünlerin etiketleri okunmalı sodyum içeriği yüksek olan ürünler (turşu, salam, sucuk, sosis, cips) tercih edilmemelidir.

 Tüketmiş olduğumuz tuzun az olmasının yanında iyotlu olmasına da dikkat dilmelidir. Özellikle bu, çocuk sağlığı açısından Önemlidir. Dünyada Önlenebilir zeka geriliğinin en yaygın nedeni iyot eksikliğidir. Bunun önüne geçmek için iyotlu tuz kullanımına özellikle gebelik döneminden başlayıp dikkat edilmelidir. Tuzdaki iyottan daha fazla yararlanmak için tuzu koyu renkli kapalı kaplarda güneş ışığı almayacak şekilde serin ve kuru ortamda saklamalıyız. Ayrıca tuz, yemeğe ocaktan indirilmeden hemen önce ya da sofrada pişirme sonrasında atılmalıdır.

 Tuzu birdenbire kesmek çok zordur. Tercihen azaltılırca birkaç hafta içinde tat duyusu buna alışır. Herkesin diyetindeki tuzu mümkün olduğunca azaltması hem kendisine, hem ülkesine karşı olan sorumluluğudur. Unutmayalım ki damak tadımız için önemli olan tuzun azaltılması uzun vadede sağlığımız için büyük katkılar sağlayacaktır.

 “SAĞLIKLI OLMAK İÇİN GÜNDE EN FAZLA 5 GRAM (YAKLAŞIK 1 ÇAY KAŞIĞI) TUZ YETERLİDİR”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
11-17 Mart “Tuza Dikkat Haftası”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir