İskenderun Güney Kampüs Metin Kanmaz Koleji (fen lisesi)’ nin iç bahçesinde bulunan karşılıklı 35×3 metre iki duvardan oluşan yaklaşık 205 m2’lik alana 5’i eleştirel 8 tablo içeren duvar resmi çalışması haziran ayında tamamlandı.
Kendini galeri ressamından ziyade duvar ressamı olarak tanıtan Sümbül Sümbültepe’nin tasarımları ve uygulama yönetimine en büyük destekçisi ve yardımcısı Resim Öğretmeni Gülcan Doğruel, fotoğraf ve video kayıt asistanı olarak da Medine Yayman’nın resme düşünce ve fikirleriyle beraber toplam 25 gün gibi bir sürede yapıldı.
Sümbültepe, neden galeri sergilerinden çok duvar resimlerine yöneldiğini ve öncelikli amacının “yaşamın kendi doğası ile sistemin birbirine ters ve çelişkili duruma düşmesinden kaynaklı gelişen dünyamızın fiziki ve ruhani olarak ne kadar kirletildiğini, maalesef ki biz insanların doyumsuzluğu neticesinde güzelim maviyi ve yeşili nasıl gözler önünde yiyip içtiğimizi, ironi veya bazen ‘ağlanacak halimize güleriz’ deyimiyle kara mizah olarak halka ulaşıp az da olsa kendi çapımızda mesaj vermektir” diye belirtti… Devamında ise “nefes soluduğumuz bu dünyamızı anlamsız ve durdurulabilmesi gerçekten güç olan bir kapitalist sistem ile gelişen kirli sanayileşme ve savaşların etkisiyle, ekonomi, çevresel katliamlar, kuraklık, betonlaşma vb gibi unsurların yansımasını, bizler sokakta ve caddelerde yürürken asık surat, stres dolu ve farkında olmadan geçimsiz toplumlar haline geldik. Buradaki bir amacımızda, grileşen sokakları, duvarları rengarenk boyayarak her kesimin yüzüne biraz sıcak tebessüm sağlamaktır” dedi..
Geçmiş yıllarda 500 ile 1500 m2 boyutlarında Türkiye’nin çeşitli il/ilçelerinde bir çok bireysel olarak duvar resimleri yapan ve aynı zamanda “Kamusal Alanda Sanat Topluluğu- İstanbul” Derneğinin kurucu üyelerinden olan Sümbültepe, dernek olarak İstanbul/Beyoğlu Belediyesi’nin desteği ve çeşitli sponsorlarla Talimhane’de 1040 m2’lik alana yapılan Türkiye’nin ilk eleştirel duvar resmi grubunda yer aldı. 4 sene önce tekrar Hatay’a gelip, Hatay Büyükşehir Belediyesi bünyesinde devam ederek, Şehir Tiyatrosu’nunyaklaşık 2 yıl kadar dekoratör ve ressam olarak çalışmalarını yürüttükten sonra Antakya HATMEK’ de yaklaşık 150 m2 lik bir duvar çalışması hazırlığında olup, çalışmalarının devam edeceğini, Hatay ilinin tüm ilçelerinde, özellikle insanların yoğun olan bölgelerdeki kör cephe duvarlarına “Hatay Medeniyetler ve Hoşgörü Kenti” ve “Dünya Barışı” konulu projeyi geçen sene H.B.B. Genel Sekreterliğine sunduğunu ve önümüzdeki haftalarda şayet Hatay’da kalmaya devam ettiği süre içinde, bu tür çalışmalarda Büyükşehir Belediyesi dahilinde projelere ağırlığını vereceğini belirtti..
Güney Kampüs Metin Kanmaz Koleji’nin duvarlarına resim teklifi geldiğinde, okul yöneticilerine yaptığı bir sunumla; fen lisesi genç öğrencilerinin ileride mühendis, mimar, doktor gibi mesleklerde olabileceklerini ve bu konuda çevreye ve canlı duyarlılık farkındalıklarını geliştirip düşündüren ve sorgulatan resimleri yapma fırsatı sağladılar. Felsefe derslerinde öğretmenleri tarafından bahçeye çıkarılan öğrenciler, duvar resmindeki ironileri veya çelişkileri yaşam felsefesi olarak yorumlandırmak ve yeni eğitim sezonunda bir iki ders saatleri içerisinde öğrencilerle beraber yorumlama teklifi gelmesi de ayrıca onur ve gurur verici olduğunu, bundan dolayı ve bu fırsat için başta okul yöneticilerine, öğretmenlerine, çalışanlarına ve büyük desteklerini esirgemeyen dostlara teşekkürlerini dile getirdi..
Bu çalışmada, Resim Öğretmeni Gülcan Doğruel’in duvar resmi konusunda ne kadar samimi ve istekle yaklaşımını bildiğimden dolayı beraber çalışma teklifinde bulundum ve ilk defa bu boyutta ve bu tasarımlarda çalışarak çok güzel bir performans sağladığı, hatta tempodan kaynaklı 1 hafta hasta yattığı 13 serum bağlandığını belirterek, iyi bir duvar ressamı yolunda arzuyla ilerlediğinden dolayı bundan sonraki çalışmalarda imkanlar dahilinde mutlaka Gülcan ile beraber yol alabileceğini söyledi..
Ressam Gülcan Doğruel ise; “Resim yapabilmek bu işin inceliklerini bilmekten de öte bir şeydir… Resim yapmak duyguları, tutku ve coşkuyla tuvale, duvara yansıtabilmektir. Ben de bu işi yaparken yaşam enerjimi, duygularımı, tutkularımı en derinden hissederek, yaşayarak yapıyorum. Bu hayatta resim yaparak kendimi buluyor ve yaşamla daha çok özdeşleştiğimi hissediyorum. Fırçayı eline almakla bunu hissederek yaşamak aynı şey değildir diye düşünüyorum. Tıpkı Henri Rousseau ‘nun hissettiği gibi resmi yapan ben değil de elimden başkası tutuyor gibi. Bu coşkuyu ve tutkuyu yansıtmama vesile olan ve bana inanan arkadaşım Sümbül Sümbültepe’ ye bu anlamda minnettarlığımı da belirtmek isterim” dedi.
“Tek Sigortamız Doğanın Kendisidir” sloganıyla yola çıkan ve dünya sistemine bakış açısını soyut resimlerle somutlaştıran Sümbültepe’nin “Yeryüzündeki Satranç Düzenekleri” adlı bir yağlı boya sergi hazırlığı içinde olduğunu fakat sürekli duvar resimleri düşündüğü için sergisini bir türlü tamamlayamayarak devamlı ertelemek zorunda kaldığını bildirdi.
