Akil Adamlar, Tarihe Düşülen Not

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

A.VASİ KÖSE

Cumartesi günü Antakya Savon Hotel’de Akil Adamlar Akdeniz Gurubunun çağrılısı gazeteciler kahvaltıda bir araya geldik. Hatay Gazeteciler Cemiyeti, Antakya Gazeteciler Cemiyeti üyeleri ile, İskenderun ve Erzin’den katılan gazeteciler arasındaydım. Gazetecilik mesleğimin belki de en zor kahvaltılarından biri. Bir yanda duygularımız, diğer yanda mantık. Otuz yıla yakın süredir dökülen kan ve gözyaşı. Boşaltılan köyler, Şehitler, viran olan yaylalar, köyler, yakılan ormanlar, ölen, öldürülen çocuklar. Siyasi iktidar “Açıklamadığı, Çözüm Süreci” ile ilgili olarak 63 kişiden oluşan Akil İnsanlar’ı görevlendirerek Vatandaşların nabzını yoklamaya başladı.

Akdeniz Bölgesi “Akil İnsanlar” heyetinde yer alan Rifat Hisarcıklıoğlu, Lale Mansur, Tarık Çelenk, Kadir İnanır, Nihal Bengisu Karaca, Şükrü Karatepe, Muhsin Kızılkaya, Öztürk Türkdoğan ve Hemşerim, dostum Hüseyin Yayman’dan oluşan heyet, Savon Hotel kahvaltı salonunda bir araya geldik. Heyet adına ev sahibi olarak Hüseyin Yayman bir konuşma yaparak amaçlarının “Barış sürecini anlatmak değil, vatandaşların ne düşündüğünü öğrenmek olduğunu dile getirdi. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu benzer bir konuşma yaparak “Hatay’a misafir olarak geldiklerini Hatay’da görev yapan gazete temsilcileriyle bir araya gelerek, bu süreçte gazete temsilcilerinin sıkıntılarını, düşüncelerini ve önerilerini not alarak gerekli yerlere ileteceklerini” ifade ettiler. Gazeteciler düşüncelerini, sürece neden karşı oldukların, neden desteklediklerini tek tek anlattılar. Kimi bu süreç olumlu sonuçlanırsa Akil İnsanların “Kahraman” olacaklarını, olumsuz olması halinde Akil İnsanların “Dar Ağaçlarında Vatana İhanetten asılacaklarını” söyledi. Kimi Türk olmanın, Türk Bayrağı taşımanın neredeyse suç sayılacağını anlatırken, bir diğer arkadaşımız TC isminin neden Bakanlıklardan kaldırıldığını, Valiliklerden silindiğini anlayamadığını söyledi.

Kırk yılı aşkın bir süredir Hatay’da yaşayan ve gazetecilik yapan biri olarak kendi düşüncelerimi de anlattım. Bu ülkede demokrasinin işlerlik kazanmasını, düşünce ve fikir özgürlüğünün temin edilmesini, Seçim Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu, Yamalıksız Ceza Kanunu, Gelir dağılımındaki adaletsizlik, Anayasa’nın yeniden toplumsal mutabakatla ele alınarak Millet Egemenliğinin parlamento içindeki ve dışındaki bütün partilerin katılımı ile ele alınması gerektiğini belirttik.  Elbette ki “Barışın” hâkim kılınmasını dil, din, ırk, milliyet, mezhep, cinsiyet, inanç ayrımı yapılmadan Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi sınırları içerisinde egemen, komşuları ile sorunsuz, güvenilir bir ülke olmasını belirttik. Barış için gerekirse “Af” konusunun bile düşünülmesini ifade ettik.

Heyet Antakya ve İskenderun’da Sivil Toplum Örgütleri, esnaflar, kanaat önderleriyle de görüşmeler yapacak.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Akil Adamlar, Tarihe Düşülen Not

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir