5 Ocak 2015 günü bayan bir doktora muayene olmak isteyen bayan bir hasta, Üniversite Hastanesine gider. Bayan doktor, hastayı asistanlarına da göstermek ister. Bayan hasta buna karşı çıkar ve doktor seçme hakkına saygı duyulmasını ister. Bu istek, akademisyen doktor tarafından reddedilir. “Senin doktor seçme hakkın varsa benim de hasta seçme hakkım var” denerek tedavi başlatılmaz. Eğer bu şartları kabul etmiyorsan bir daha da “bizim” hastaneye gelme diye de tembihte bulunulur.
Bizim hastane?
Sahi hastaneler kimin?
Yukarıda özetlediğimiz olay, 6 Ocak 2105 tarihinde doktorun ismi verilerek haber yapılır. Üstelik birinci sayfada yer alır haber.
Yorum Gazetesi bu olayı, 28 Şubat’ı aratmayan bir uygulama olarak değerlendirir.
Doğru!
Bu olay 28 Şubat sürecinde yaşansa, ülkede duymayan kalmazdı.
Medine Bircan (merhume) olayından farkı var mı?
Tartışmasız bir inan hakkı ihlalini neden görmezden gelir basın ve kamuoyu?
Haber, inanç özgürlüğü gibi bir derdi olmayan ve her olayı hükümeti karalamak için kullanan bir yayın organında yer alsa, altında bir bit yeniği aramak gerekebilirdi?
Yorum Gazetesi, inanç özgürlüğü konusunda duyarlılık sahibi ve körü körüne iktidar düşmanlığı yapmayan bir yayın organı. Hatta, iktidarı gerektiği gibi eleştirmediğini bile ileri sürmek mümkün. Bu durumda, Yorum Gazetesi’nin yaptığı haberde, laik/ulusalcı tuzağı aramak boşuna!
İnanç özgürlüğü konusunda hassas “görünen” çevreler bu haberi niçin atladılar?
Duymamış olabilirler mi?
İmkansız!
Memursen ve ona bağlı inanç mücadelesinin “önderleri” Eğitimbirsen, Sağlıksen ve Diyanetsen bu ihlali duymamış olabilirler mi?
Duymazlar- duyamazlar.
Duymalarına iki engel var.
Birincisi müdür ve müdür yardımcılarının atandığı şu günlerde böyle bir şeyin üzerinde durmak olumsuz sonuçlar doğurabilir ve müdür/ müdür yardımcılığı gibi uhrevi bir iş için verilen listelerin delinmesine neden olabilir.
Ne alaka dediğinizi duyar gibiyim?
İnanç özgürlüğünü ayaklar altına alan şahıs bir AK Partili çünkü. Üstelik uzun yıllardır partide yönetici.
Ben, başta bu akademisyeni, onu koruyan, kollayan ve onun bu pisliğine ses çıkarmayanların “ALAYINI” kınıyorum.
