featured

Amerika seçimleri ve TRUMP beklentileri

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yazı: Dr. Necmettin Çalışkan

Aylardır büyük heyecanla (!) beklenen Amerika başkanlık seçimleri kampanya dönemi sona erdi. Nihayet seçimler neticelendi, şimdi herkes işi gücü bıraktı, seçim sonuçlarına odaklandı.

Zannederim ülkemizde yaşanan gergin atmosferin meydana getirdiği olumsuzluklara herhangi bir tepki verme imkân, umut ve cesareti olmadığından Amerika seçimleri epey zamandır gündemimizi işgal etti. Bir tür avunma gibi.

Bu süreçte; dolar aşırı yükselişte, ekonomi çarkı durakladı, esnaf kan ağlıyor, herkesin, kesimin canı yanıyor, kimsenin umurunda değil; tek konu var “Donald Trump”. Trump seçilince neler daha kötü olacak..

Demokrat Parti adayı Hillary Clinton kaybedince “Seçimi kaybettik” diye üzülenler kadar, “Seçimleri biz kazandık” diye sevinecek kadar da abartanlar var.

Sanki Hillary Clinton sözüm ona bizden biri ya da “ehl-i sünnet” tandanslı bir adaydı. “Oh oldu, iyi ki kaybetti Hillary çünkü Feto’dan yardım aldı” diyerek taraf olanlar da az değil. “Trump Müslümanlara düşman, bizim düşmanlarımız da Müslüman, ne güzel onlara zulmedecek” diye sevinç çığlıkları atıyor.

Herkes bir Trump kehaneti içerisinde. “Ehveni şer kazandı. Obama gibi münafık değil” sözü de Trump’ın Pakistan asıllı Davut İbrahim olduğu iddiası da, komik de olsa gündem yaptı.

Bu kadar kontrolsüz biri nasıl seçildi diye herkes hayret ve merak içinde. Bize kalırsa şaşılacak bir durum yok. Çünkü dünyada en derin “derin devlet” Amerika’da…

Derin mahfiller kolları sıvadı, senaryolar yazılıyor. Eğer Trump’ın hakkında devam eden davalar aleyhine sonuçlanırsa başkanlığı tehlikede, görevi düşebilir. Kendisine biçilen rolün dışına çıkması halinde verilen ödevleri yapmaması halinde aba altından sopa gösteriliyor, “dediğimizi yapmazsan ipin elimizde…”

Takip edenler bilir, Amerika seçimlerinde hiçbir zaman yüzde 55 yüzde 45 sonuç olmaz. Yüzde 51-49 gibi milim farkla kazanılır veya   kaybedilir.  Bu seçimde de aynısı yaşanmıştır. Fark yüzde birden az. Herkes nefeslerini tutar sonucu bekler, oysa kimin kazanacağına lobilerde karar verilmiştir.

Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın dediği gibi Amerika’da seçimleri kimin kazanacağına Siyonizm karar verir. Kim kazanırsa kazansın İsrail’e hizmet eder.

Amerika’da seçimler tahterevalli gibidir.  Demokratlar ve Cumhuriyetçiler sırayla seçim kazanır, Clinton ve Obama’da olduğu gibi nadiren Demokratlar üst üste iki seçim alır. Ama aynı partinin üçüncü defa kazandığı görülmemiştir.

Gizli odalarda her şey planlanmıştır. Zaten Amerikan başkanlarının seçilir seçilmez ilk sözlerinin İsrail’e teminat vermek olması boşuna değildir. Nitekim Trump da aynı şeyi yaptı. “Ortadoğu’da huzur ve barışın teminatı İsrail” dedi. Bağlılık mesajı tesadüf değildi.

Bir internet sitesinde yer alan mevcut başkan Obama’nın veda konuşmasında; “8 yıldır görevdeyim, askerlerimizi güvence altına aldım. Afganistan ve Irak’ta askerlerimiz ateş hattında idi. Artık askerlerimiz bizzat savaşmıyor ve daha ucuz maliyetli işler yapıyoruz” demiş. İşin özü, aslında bu cümlede saklı.

Özet olarak; Amerika’da başkanlık semboliktir. Kim seçilirse seçilsin kendisine verilen ev ödevlerini harfiyen yerine getirir. Basın da işin magazin boyutuyla yer alan, nükleer silahların şifresinin yer aldığı çantanın el değiştirecek olması değildir mesele.

Hangi ülkelerde iç karışıklıklar çıkarılacak, neresi işgal edilecek, enerji havzalarına nasıl müdahale edilecek, nereler sömürülecek, mesele budur.

Çantanın yeni sahibi kim olursa olsun, izleyeceği politikalar aynı olacak. Ana vazife: İsrail’in güvenliği nasıl daha sağlama alınacak ve İsrail lobilerine nasıl hizmet edilecektir. Bizden çok Amerika düşünsün. En sonunda Amerika’nın yıkımı onun eliyle olacak.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Amerika seçimleri ve TRUMP beklentileri

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir