Asker AÇKD’de düzenlediği basın toplantısında, bilhassa Habibineccar ve Yayladağı Yolu-Yukarıokçular Döver köyü arasında işletilen taşocaklarının ekolojiye, su kaynaklarına, tarihi yapılara, insan sağlığına, besiciliğe ve tarıma zarar verdiğini ifade etti.
TARİHİ DOKUYU TEHDİT EDİYORLAR
Son duyumlarına gore, Yukarıokçular –Döver –Şenköy arasındaki bölgede 14 adet taş ve mermer ocağına işletme ruhsatı verildiğinin altını çizen Asker, şöyle devam etti; “Bu yoğunluktaki taşocakları bölgede yeraltı ve yerüstü sularına büyük oranda zarar verecektir. Bu yıl ve önümüzdeki yıllarda suyun yaşamımız için ne kadar önemli olduğu bilinen bir gerçek iken neden doğaya bu kadar müdahale edilmektedir? Taşocakları antik döneme ait tarihi dokuyu da ciddi manada tehdit etmektedir.”
PLANLAMA YAPILMIYOR
“Taşların çıkarılması, işletilmesi ve taşınması sırasında oluşan tozlar bir diğer çevre sorununu oluşturmaktadır. Bu tozlar, bitkilerdeki tahribatın yanında, yakın yerleşme alanlarında temizlik ve sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Tozların akciğerlerde birikmesi, solunum yetersizliği ile sonuçlanabilen pnömokonyoz hastalığına yol açabilmektedir. Taşocağı ve işletmelerinden kaynaklanan tozlar rüzgârlarla taşındığından sadece ocakların yakınındaki değil, uzaktaki bazı yerleşme ve tarım alanları da bundan olumsuz etkilenmektedir. bu ocakların gerekli hassasiyet gösterilmeden ve ciddi bir planlama yapılmadan işletmeye açılması, birçok çevre sorununu da beraberinde getirmiştir.”
KÖYLÜLER GÖÇE ZORLANIYOR
“Geçen yıl büyük bir orman yangını felaketi yaşamışken bu dağlardaki meşeleri, bademleri,meraları, besiciliği, zeytinleri yok ederek köylümüz göç etmek zorunda bırakılıyor. İnsanımızı, doğamızı korumak istiyorsak ;bu bölgede yeni ruhsat verilmemeli, verilenler iptal edilmeli, Taşocakları denetlenmeli, işletme süresi bittiğinde yeni ruhsat verilmeden derhal kapatılmalı ,çevresel yükümlülüklerini –yeniden ağaçlandırma –yerine getirmeleri sağlanmalıdır.”
YETKİLİLERİ UYARIYORUZ
“Açılacak her taş ocağı için gerçekçi bir ÇED raporunun hazırlanması ve buna göre işletmeye izin verilmesi zorunlu hale getirilmelidir. Her işletmenin tozlanmayı en aza indirecek tedbirleri alması zorunlu hale getirilmeli ve bu durum denetlenmelidir. Terk edilen taşocaklarında, tesviye çalışmalarından sonra doğal peyzaja uygun düzenlemenin yapılıp yapılmadığı denetlenmelidir. İldeki taşocağı işletmeciliğinde öncelik; litolojik çeşitlilik, eğim, bitki örtüsü, tarım alanları, yerleşme dikkate alınmalıdır.Tarihi sit alanı ve bu alana yakın yerlerde yeni taşocaklarının açılmasına izin verilmeyerek var olanlar da kapatılmalıdır.
Aksi takdirde zeytincilik, besicilik, harbiye şelaleleri, döver kaynakları ve bölgedeki tarihi eserler yok olacaktır. Antakya Çevre Koruma Derneği olarak yetkilileri bölgemiz adına uyarmayı görev ve anayasal hak olarak görmekteyiz.”
