10 Aralık 1948’ de Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi; “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.” birinci maddesi ile başlar.
İnsanlığın varoluşundan günümüze tarih; yapılan hak ihlallerine, eşitliksizliklere, din, dil, ırk ve mezhep farklılığından dolayı baskı ve ötekileştirmelere milyonlarca örnekle tanıklık etmiştir.
Dünyada ve ülkemizde hak ve özgürlükler ne yazık ki gerçek anlamda kullanılamamaktadır. Siyasi ve maddi çıkarlar insani değerlerin her zaman önüne geçmiş, ifade özgürlüğü üzerinde ciddi baskılar kuran bir sistem yaratılmıştır. Özellikle günümüzde artan kadın ve çocuk hakları ihlalleri, bu kara tablonun son zamanlarda karşımıza en çok çıkan figürleri haline gelmiştir.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü, aradan geçen 68 yıla ve bu zaman diliminde insanların hak ve özgürlüklerinin hala kısıtlandığı gerçeğine rağmen, aynı umut ve mücadele ruhuyla kutlanmaya devam edecektir. Tüm bu olumsuzlukların, ihlallerin önünde durmak yine biz insanlara düşmektedir. Haklarımızın aidiyetinin yalnızca kendimizde olduğu bilincinin önemini her bireyin sorgulaması gerekmektedir.
İnsanların sömürülmediği, onur ve haklar bakımından eşit olunduğu, insanlığa yakışan bir dünya özlemi ve temennisi ile tüm insanlığın 10 Aralık Dünya İnsan Hakları gününü kutluyorum.
