Bölgemizin kültür elçileri olan şair ve yazarlar 14 Haziran 2014 tarihinde Kırıkhan’da buluştular.
Kırıkhan’ın sevilen, tanınmış, şair ve yazarlarından A. Vasi Köse ile Rahmi Vardı’nın davetlisi olarak Antakya’dan İsmet Bozoğlan, Dörtyol’dan Mehmet Ocak, Kadir Aslan, Emin Can, Ömer Sayıl, Mustafa Cengiz, Yaşar Biçer, Yaşar Koray, Hamza Taşpınar ve ses sanatçısı Turgay Aşkın bir araya geldiler. Ancak davete katılamayan Antakya’dan Adil Çetin, Osmaniye’den İsmet İpek, Mehmet Aksoy, Ömer Bahçeci, Bahçe ilçesinden A. Refik Müftütoğlu, Muhammet Köksal’ın selamları iletildi.
Kırıkhan’a gelen kültür elçileri, Rahmi Vardı’nın iş yeri olan “Vardılar Petrol” istasyonunda toplandılar. Arabalarla Reyhanlı yolunun 25 km.’sinde ve sol tarafında bulunan Gölbaşı’na gidildi. Gölbaşı Gölü, Adalar, İskan ve Sucu köylerinin ortasında üç- dört bin dönümden oluşan bir alanda bulunmaktadır.
Hani, sımsıcak çölün ortasında bir damla su ararken bir akarsu, bir göl veya koca bir ırmakla karşılaşır ve şaşırırsanız, biz de öyle olduk. Sıcak bir Haziran ayının ortasında Kırıkhan ovası çok sıcaktı. Birden karşımıza harika manzaralı, deniz gibi bir göl görünce şaşırdık, inanamadık ve uzun süre kendimize gelemedik. Herkes, “ Harika bir yer “ diyordu.
Rahmi Vardı’nın Türk Turizmine ve Kırıkhanlıların hizmetine sunmak için yaptığı girişim ve çalışmaları anlatıldı. Burayı gören Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz’in de burayı turizme kazandırılması amacıyla çalışmalar başlattığını duyunca da sevindik. Gölde gezebilmek için Rahmi Vardı tarafından yaptırılan, geniş bir tekne şeklindeki üzeri gölgelikli, motorlu bir kayık bizi bekliyordu.
Sabah kahvaltısına davet edilen misafirleri tekne üzerindeki masalarda sabah kahvaltısı için her çeşit yiyecekler ve ateşte pişirilen çay hazır bekliyordu. Önceden hazırlanan bu kahvaltılıkta sadece “Kuş sütü” eksikti. Öyle derler ya…
Gölü ilk defa gördüğümüz için çok şaşırdık. Deniz gibi harika manzaralı bir göl, ikincisi gölde gezerek kahvaltı yapabileceğimiz bir tekne hazırlanmıştı. Salın ortasında karşılıklı ve dengeli bir şekilde oturularak göl gezintimiz başladı. İkramları Rahmi Vardı, Mustafa Cengiz ve Hamza Taşpınar yaparken, bizler de gölün ve çevresinin doğal güzelliklerini çekmekle meşgulduk. Göl kenarlarında ve içinde bulunan bazı ağaçlar, su kamışları, berdiler, hele göl ortasında küme küme açmış Nilüfer çiçekleri çok hoş manzara oluşturuyorlardı. Gölde yılan balığı, karabalık, sarımilli, ördek ve karabataklar bulunuyordu. Gölün kenarında oltalarla balık tutmaya çalışan kişiler vardı. Onları selamlayarak geçtik.
Çok geniş olan gölün içinde birkaç tane de ada vardı. Bu adalardaki ağaçlar, kuşların yuvaları ve beslendikleri mekanlardı. Kuşların sesleri ve uçuşları ilgimizi çekti. Teknemizi, o köylü olan Fuad İpek ile oğlu yönetiyordu. Fuad İpek ile oğlu Arap olmasına rağmen, “Ben Türk’üm” dediler. “Biz vatanımıza, devletimize, milletimize ve bayrağımıza bağlı insanlarız. Çünkü bu toprakların ekmeğini yiyoruz’ dediler. Gölbaşı Gölü çevresindeki bu köylerde yaşayanların Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinden sonraMısır’dan getirip buraya yerleştirilen Araplar olduğu söylendi.
Tekne, göl içindeki Nilüfer çiçekleri ile adalara çarpmadan aralarından veya yanlarından geçiyordu. Bazı adalarda insanlar ile hayvanların yaşadıklarını gördük. Taş, kerpiç ve kamıştan yapılmış eski dam evler görünüyordu. Gölün etrafındaki Arap köylerinde Türk bayrakları dalgalanıyordu. Gölde tekne ile gezinti esnasında araştırmacı-yazar Kadir Aslan, Osmaniyeli şair Mehmet Avşar’ın telefonla yazdırdığı, “Dostum Emin Can’a” dediği “Yeter” adlı sürpriz şiiri okudu. Duygusal anların yaşandığı o anda şiir ve yazarı Mehmet Avşar büyük alkışlar aldı. Dörtyollu ses sanatçısı Turgay Aşkın sazıyla okuduğu türkülerle ayrı bir renk ve zevk kattı.
Şair Mustafa Cengiz de yöresel konuşmalarıyla misafirleri eğlendirdi.
Sabah saat 9.30’da başlayan kahvaltı göl gezintimiz saat 13.00’a kadar sürdü. Hem kahvaltı yapıldı, bol bol fotoğraflar çekildi. Sonra üç araba ile göl ve dağ kenarından gidilerek bu dağlarda yaşayan “Gazella Gazella” adlı Hatay Dağ Ceylanlarını görmek istedik, ama olmadı, göremedik. Öğlen sıcağında gölgelik yerlerde dinleniyorlar, denildi.
Arabalarla Kırıkhan’a döndük. Rahmi Vardı’nın büyük emeklerinin olduğu Suriyeli mültecilere yardım amacıyla kurulmuş olan Hatay Yardımlaşma Derneği “HAYAD”ı ziyaret ettik. Namaz kılındı, salona geçildi. Sular ve çaylar içildi. Eski Hatay İl Kültür Müdürü emekli müfettiş İsmet Bozoğlan Suriye olayları ve Suriyeli Bayır- Bucak Türkmenleri hakkında bilgiler sundu. İş ve gönül adamı, şair, yazar Rahmi Vardı da Hatay Yardımlaşma Derneği çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Kırıkhan ve çevresinde 30 bine yakın Suriyeli mültecilere iki yıl içinde 200 bin battaniye, 50 bin yatak, hergün sıcak 7 bin ekmek dağıttıklarını; Suriyeli doktorların bulunduğu ve maaşlarının ödendiği ve Suriyeli hastalara bakıldığı, tedavi edildiği bir hastanenin olduğunu, toplanan ilaçların kontrol edilerek hastalara verildiği ve dünyanın dört bir yanından gelen yardımların dağıtımının titizlikle yapıldığını izah etti.
Daha sonra Kırıkhan ve çevresine, internet üzerinden de dünyaya yayın yapan, Rahmi Vardı’ya ait olan KRT HATAY FM Radyosu için “Radyoda Şiir Dinletisi” programına geçildi. Rahmi Vardı’nın yönettiği şiir programına araştırmacı-yazar Kadir Aslan “Ahıska Türküsü”, şair Emin Can “Yürek Vatanda Kalır”, Mehmet Ocak “Ben Senden Sonra”, Ömer Sayıl “Gelmemekte Var”, Mustafa Cengiz “Özledim Gardaş”, A.Vasi Köse ise torunu İrem’in yazdığı “Sen ve Ben”, edebiyat öğretmeni Yaşar Biçer “Yeni bir sayfada sana bakmak” adlı şiiri okudu.
İsmet Bozoğlan, Yaşar Koray ve Hamza Taşpınar Kırıkhan’daki toplantıya katılmaktan çok mutlu olduklarını, iyi bir gün geçirdiklerini, Rahmi Vardı ile A.Vasi Köse’ye teşekkür ederek sözlerini bitirdiler.
Dörtyollu ses sanatçısı Turgay Aşkın “Hep sen mi ağladın”, “Mecnun gönlüm senden vazgeçti Leylam” adlı türküleri söyledi. Son olarak da Rahmi Vardı “Türkmenem” adlı güzel bir şiir okudu ve radyo programı sona erdi.
Saat 16.00’da kültür elçileri, gönül dostları memnuniyetlerini bildiren teşekkür konuşmalarından sonra bir başka yerde buluşmak ümidiyle vedalaşarak Kırıkhan’dan ayrıldılar.
