featured

M.Ali Edipoğlu Ülke gündemine dair açıklamada bulundu

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bilindiği üzere Suriye’de yaptığı insanlık dışı katliam ve işkencelerle adını ilk kez duyuran Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), Irak’ın Musul kentini ele geçirmesi ve Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğunu basarak Konsolos ve çalışanlarını kaçırması olayı ile Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir boyut kazanmış oldu.
Bu olaylara ilave olarak basın ve yayın organlarında IŞİD’ın Hatay ve İstanbul’u da almak istediği yazıldı. Ayrıca Irak Şam İslam Devleti örgütünün kısaltmasının bazı uluslararası haber ajansları tarafından “IŞİD” olarak değil “ILİD” olarak kullanıldığı da ifade edildi. Buna göre Şam’ı temsil eden “S” yerine kullanılan “L” harfinin “Levant” bölgesini temsil ediyor olduğu, “Levant” bölgesinin sınırları içine ise Türkiye’den sadece Hatay ilinin girdiği de belirtilmektedir.
Görsel, yazılı ve sosyal medya yayın organlarında yer alan bu haberlerin hiç birine bugüne kadar hükümet yetkililerinin tatmin edici bir cevap vermediği görülmektedir. Üstelik bölgede katliam yapan IŞİD terör örgütü ile ilgili basına yasak getirilmiş, kamuoyu sadece terör örgütünden gelen manipüle edilmiş haberlere ve vahşet görüntülerine mahkûm edilmiştir.
Şüphesiz ki kamuoyunun gözü kulağı olma şeklindeki hayati rolünü oynaması gereken basının, tüm bu yaşananlar karşısında sesinin kesilmek istenmesi bizde bazı soru işaretlerinin oluşmasına neden olmaktadır.
Acaba Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu ve çalışanları ile Türk şoförlerini kaçıran, IŞİD hücre liderinden Halis Bayuncuk’un internete düşen görüntülerinde dediği gibi “Suriye’nin fethedilmesinden sonra sıra Türkiye’ye gelecek. İstanbul’u da alacağız inşallah” şeklindeki açıklamaları, Hatay ve İstanbul’u ve dolayısı ile Türkiye’yi kuracaklarını iddia ettikleri devletin sınırlarına dahil etmek isteyen IŞİD-(ILİD)’ın hükümet yetkilileri ile zımni bir ittifakı mı vardır?
Bu ittifak küresel emperyalist plan çerçevesinde, bölgeyi yeniden dizayn etmeyi de içermekte midir?
Bu haberlerle ilgili özgür toplumun olmazsa olmaz hakkı olan, haber alma hürriyeti niçin engellenmekte ve yasaklanmaktadır? Ne türlü kirli ilişkiler ağı ile bölge mezhepsel bir çatışmanın içine çekilmek istenmektedir?
Bu çatışmaların Türkiye’ye yansıması, çok yakıcı sonuçları da beraberinde getireceği belli iken, neden hala mezhepsel anlamda ayırımcı bir üslup ve yaklaşım sergilenmektedir. Örneğin Irak Türkmenleri IŞİD çeteleri tarafından katledilirken “onların yarısı Şii” gibi tehlikeli ve kışkırtıcı ifadeler niçin hükümetin başı tarafından kullanılmaktadır?
Tüm bu soruların muhatapları tarafından acil olarak yanıtlanması gerekmektedir.
Ancak şu gerçekler de unutulmamalıdır;
Batılı İstihbarat servislerinin bile zaman zaman kontrol etmekte güçlük çektiği, vahşi katliamlara imza atan IŞİD-(ILID) terör örgütü ile hükümetin iş tuttuğu iddiaları çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu vahşi örgüte “terör örgütü” bile diyemeyen hükümet yetkilileri kim yada kimlerden korkmaktadır?
Rehin tutulan konsolos ve çalışanlar ile Türk şoförlerin masum canları ve kanları hükümet için değerli değil midir? Yoksa bir pazarlık çerçevesinde mi bu çalışanlar rehin tutulmaktadır?
IŞİD’ın istediği Hatay ve İstanbul illeri ile ilgili niçin hiçbir hükümet yetkilisinden açıklama gelmemiştir?
IŞİD’in Suriye ve Irak gibi, Türkiye’yi de “cihad alanı” ilan ettiği iddiaları karşısında neden sus pus olunmuştur?
Artık halkımız, bu iddiaların ve yazılanların doğru olup olmadığını acilen öğrenmek istemekte, araştırılıp tatmin edici açıklamaların yapılmasını beklemektedir.
Kamuoyuna saygılarımla arz ederim.

Dr.Mehmet Ali EDİBOĞLU
Hatay Milletvekili
Dışişleri Komisyon Üyesi

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
M.Ali Edipoğlu Ülke gündemine dair açıklamada bulundu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir