Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, Veli Ağbaba CHP Kırıkhan ilçe teşkilatının düzenlediği Referandumda Hayır toplantısına katıldı.
Baba ocağına geldiğim için çok mutluyum Hatay’a geldiğimde sabah aile büyüklerimi ziyaret ettim ve onlardan enerji aldım, burada sizlerden aldığım daha büyük enerjiyi de onlara geri götürmenin mutluluğunu yaşayacağım diyerek sözlerine başlayan CHP Sözcüsü Böke ‘Türkiye’de hayırlı işler yapmak üzere bir araya geldik ve burada gördüğüm kalabalıkdan da anlıyorum ki çok hayırlı işler yapacağımıza emin oldum’ dedi.
Bize düşen görev hayırlı bir biçimde bütün Türkiye’ye kutuplaştırılmış, ayrıştırılmış, kinle, öfkeyle, nefretle birbirinin gözünün içine bakması engellenen Türkiye’ye esasında nasıl birlikte yaşayacağımızı anımsatacak bir HAYIR damgası vurmaktan geçiyor diyen Selin Sayek Böke konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
Aydınlık bir Türkiye mi yoksa Karanlık bir Türkiye mi
Bizim Türkiye’ye hayrımız yeniden Türkiye’yi barıştırmak olacak. Bizim hepimizin Türkiye’ye hayrı yeniden barış içinde yaşamak olacak.
Önümüze konan çok açık bir tercih var bu tercih Türkiye’ye baharı getirip getirmem tercihi, bu tercih yeniden gülümseyen aydınlık bir Türkiye mi olacak yoksa karanlık, ortak bir yaşamı kaybetmiş Türkiye mi olacak. Esasında yanıtı burada çok açık ve ben biliyorum ki bizler burada başlattığımız bu güzelliği Nisan ayında bütün Türkiye’den kocaman bir hayır sesiyle o bahara mutlaka yetiştirmiş olacağız.
6 Buçuk Milyon insan işsiz
Türkiye’ye Nisan’dan sonra anlatacak olmayanlar bugün korkutarak, tehdit ederek öfkeyle ve kinle kendi endişelerini ve korkularını bize yansıtmaya çalışan bir telaş içindeler.
80 Milyonun ortak dertleri var oda terör, bugün Türkiye’nin hiçbir köşesinde can güvenliğiyle ilgili tereddüt yaşamayan insan yok. Hepimiz korkuyoruz ve endişe içindeyiz.
Bugün Türkiye’de 3 Buçuk milyon insan işsiz ve 3 Milyon insanda iş bulamıyorum diye umudunu kaybetmiş, bize dayatılan bu düzen esasında değişmek zorunda değişmeli ki 6 Buçuk Milyon insan için bir umut ortaya çıksın.
Biz havucumuzu marulumuzu ekiyoruz o işi yapabilmek için mazotu alacak gücümüz yok mazot her gün biraz daha pahalanıyor ve biz her gün bu emeği vermemize rağmen ektiğimiz biçtiğimiz canımızı dişimize kattığımız o topraktan aldığımızın karşılığında soframıza, çocuğumuza kırmızı et veremiyoruz.
Referandum bir son değil
Türkiye bu karanlık günlere mahkûm değil, başka ülkelerde maceralara atılanlar burada Seksen Milyonu zor durumda bırakıyor.
Sizin kucak açtığınız Milyonlarca Mülteci vatanını terk etmek zorunda bırakıldı, istediği için değil artık orada yaşam mümkün olmadığı için vatanını terk etmek zorunda kaldı ve onlara sizin kucak açmanız büyük bir onur ve büyük bir şans ama ne onlar için ne sizler için başkasının maceraları böyle maliyetler yaratmamalıydı.
Bizlere dayatılan bir Saray Rejimi var
Şimdi bize düşen görev Nisan’da yaşanacak olan bir referandumun esasında bir son değil o aydınlık ve umut dolu Türkiye hikayesinin yazılmaya başlanacağı bir başlangıç günü olduğunu mutlaka anımsamamız gerekiyor işte hayırlı olacak şey tamda bu olacak, hayırlı olacak şey yeniden Cumhuriyeti ayağı kaldıran öz güvenle, umutla hep birlikte iş yaratan, tarımını canlandıran, mazot almak için can çekişen değil o topraktan çıkan ürününü satmak için kendi emeğini verirken gözü ışıldayan bir insan bütünün ortaya çıktığı bir Türkiye’nin ortaya çıktığı olacak o sandık.
Son 2 Buçuk yıldır bizlere dayatılan bir Saray Rejimi süresince 700 Bin kişi daha işsiz kaldı. Oysa milletin egemen olduğu demokrasilerde işsizlik olmaz biz bunu daha iyi biliyoruz.
Milyonlarca insanın işsiz kaldığı Türkiye’de bu sandık karşımıza şu tercihi çıkarıyor, karanlık bir Türkiye’mi olacak yoksa öz güvenli aydınlık bir Türkiye’ mi olacak, özgürlüklerin olduğu bir Türkiye olacak yoksa baskının, tehdidin olduğu bir Türkiye mi olacak. Adaletli bir gelir dağımı olan bir Türkiye’mi olacak yoksa yokluğun yoksulluğun olduğu bir Türkiye mi olacak, hukukun olduğu Seksen Milyonun adalet karşısında eşit olduğu bir Türkiye mi olacak yoksa tek bir kişinin keyfine kalmış hukuksuz bir düzenin altında ezilen bir Türkiye mi olacak. Tercih çok açık.
