Defne Belediyesi İnsan Kaynakları Eğitim Müdürlüğü ile Türkiye Belediyeler Birliği ile ortaklaşa düzenlenen eğitimde uzman psikolog Hülya Şen;
hem eğleneceğiz hem öğreneceğiz
Defne Belediyesi, iki oturum şeklinde düzenlediği eğitim seminerinde birinci bölümünde devlet memurlarını, ikinci bölümde işçileri bilgilendirdi.
İnteraktif programları çok seviyorum. Canlı yayın yapmak zordur ama ben canlı olmasından yanayım. Böylelikle onların sorduklarını anlatmaya çalışıyorum. Hepimizin bildiği belki de hatırlamamız gereken konular. Bugünkü iki konu farklı seminer korularıdır. Öncelikle olarak günümüzde görgü kuralları ve protokol konularını aktaracağım. Daha sonra öfke kontrolünü anlatacağım.
Kural, insan ilişkilerini düzenleyen konulardır. Oysa kural insanlara soğuk gelir. Oysa kurallar olmazsa ilişkiler iç içe geçmiş ve karma karışık olurdu. Sosyal alanda saygı ve anlayış olmazsa olmazdır. Monteguine, nezaket insana para kazandırmaz der. konuşma adabı en önemlisidir. Konuşurken en çok gereksiz konuşma yapmamalıyız ve lafı fazla uzatmamaktır. Konunun özelinden uzaklaşmadan konuşmalıyız. Şemsi Tebriz-i eğer çok konuşmak çok önemli olsaydı, iki ağzımız ve bir kulağımız olurdu der. Gerekmedikçe kendimizden söz etmeyeceğiz. Konuşurken ses tonunu iyi ayarlamak gerekir. .bazıları el ve kol hareketleriyle konuşur. Zamanı uygun bir şekilde kullanmak. Konuşurken sert ve asık suratlı olmamak.
Hoşgörülü ve iyimser olmak, ayıplarımızı kapatıyor. Tahammül etmemizi sağlıyor, eleştiriyi yerinde ve zamanında yapmak. Olumlu ve yapıcı eleştiriler her zaman için işinizin başarıya ulaşmasını sağlar. Kıyafetlerimiz bulunduğumuz ortama uygun olmalı. Başkalarının rahatsız olduğu durumdan kaçınmak. Ziyaretler en çok 20 dakika olmalıdır. Gerektiğinde özür dilemek. Özür dilemek haksız olduğumuz için değil, erdemlilik olduğu için özür dileriz. Teşekkür etmeyi ve lütfen kelimesini kullanmak zorunluluk hale getirilmelidir. Mahrem alan, kişisel alan sosyal alan ve genel alan olarak 4 alana riayet etmek gerekmektedir.
Telefonda cevap verdiğimizde o telefonun hangi kuruma ait olduğunu söylemeliyiz. Batılılar, tüm telefonlarda ilk önce fendim dedikleri için tüm telefonların efendim diye büyük bir şirkete bağlandığını zannetmişler.
Yönetimde protokol kurallarına yönelik konulara da değinen Şen, herkesin aynı şekilde davranması gerektiğini söyledi. Kamusal alanda törensel davranış kurallarıdır. Hem kendi itibarımızı hem de temsil ettiğimiz kurumun itibarını düşürmüş olacağız.
Merhaba, benden asla zarar gelmez anlamını taşır. Bunu sık sık kullanmayı yeğlemeliyiz. İnsanları sevmeyi, günaydın demeyi, iyi akşamlar demeyi, üst ast demeden herkese saygı göstermeye devam ediniz. Ediniz ki, başkalarına örnek oluşturun. Çocuklarınız ayak izlerini takip eder.
Karşılama ve kıyafet seçimine de değinen Şen, stres yönetimi ve öfke konulara da değindi.
Stressiz bir yaşamın düşünülmeyeceği gibi stresten korunma yollarına değinen Şen, “Olumlu ve olumsuz stres var. Olumlu stres, ün kazanmak, işte ilerleme gibi istenilen fırsatları yakalamadaki zorluklar iyi stres alarak adlandırılmıştır. Olumlu stres aynı zamanda motivasyondur. Olumsuz stres zihinsel ve fiziksel gücümüzü azaltır.
Resmi kurumlarda dayanışma ve yardımlaşma işin yükünü azaltıyor. İş tanımlarında amirlerin adaletli iş tanımlaması gerekiyor. Hayır dememek, sevilmemek korkusundan kaynaklanıyor. Bencillik ettiğine inanıyorsan hayır demem. Özgüven yoksunluğundan kaynaklanan önemsenmeme korkusu yaşanıyor. Hayır demenin nedenleri, dinlemek, hayır demek, nedenlerini açılamak ve alternatifler çözümler sunmak. Sürekli hareket halinde olun. Hayatı rutinleştirmeyin. Tekdüzelikten kurtulun. Kendinize zaman ayırmayı çalışın. Kendimize hobiler yaratmak hayattan zevk almamızı sağlar. Hiç bir şey yapamıyorsanız saç şeklinizi değiştirin. Geçmişe değil geleceğe odaklanarak, bugüne odaklanın. Türkiye’nin %71,9 hareketsiz. Eskiden televizyonlar kalın insanlar zayıftı. Şimdi televizyonlar kısa, insanlar şişman. Hiç ara vermeden sürekli televizyon seyredip ya da bilgisayar başında kalmak insanları hem şişmanlatıyor, hem de rahatsız ediyor. Sinemaya, tiyatroya, misafirliğe ya da yürüyüşe gitmeyi deneyin. Her şeyi hafızanıza yerleştirmeye çalışmayın. Negatif insanlardan uzak durun. Sizi yıpratan insanlardan sessizce uzaklaşın. Büyük işlerinizi küçük parçalara bölün. Kusursuzluğun peşinde koşmayın. Mükemmelliği arayan insanlar, başkaların yıpratırlar. Pes etmeyin. Mutlaka B planınız olsun. İyi dinlemeyi öğrenin. Üretkenliğinizi keşfedin. İçinizdeki yetenekleri keşfedin. Bir insan dünya demektir. Ailenizi ertelemeyin. Yerinde ve zamanında yardım istemekten çekinmeyin. Ancak bu işinizi başkalarına devretme anlamına gelmemeli.
Sonuçta gülümseyin ve yabancılara merhaba demeyi sıklaştırın. Geceleri yıldızlara lakın. İnsanları düzeltmekten kaçının. Çiçeklere bakmak, yaşlılara yardım etmek, hayvanlara yem vermek insanları rahatlatıyor.
Öfke ile kızgınlık, hiddet, nefret, intikam, düşmanlık, kaygı kin, bağırma duyguların yaşatıyor. Öfke bir sorunu çözme aleti değildir. Öç ama ve intikam alma yolu da değildir. Başkalarını suçlama yöntemi değildir. Öfke bir duygu, saldırganlık bir harekettir. Öfke aynı zamanda kendini ifade edememe duygusudur. Konuşmalarımızın girişinde ve çıkışında olumlu cümleler kullanın ve anlaşılır bir dil kullanmalı, arada sorunlar tartışılmalıdır. Aynı iki yumuşak ekmeğin arasındaki sert hamburger eti gibi. Ağzımızdan çıkan sözlerin esiri olmayın. Sözler ağzından çıkmadan önce sözleri siz esir edin. Anne ve babanın sorumluluğu yoğurmaktır. Annelik doğurmak, babalık doyurmak olarak algılanmamalı. Her sevgiye yer ayırmalıyız. Sevgi durup dururken olmuyor. Sevgi emek ister. İlişkileri bozmamak için buzdolabına koyun. Fırsatları değerlendirin. Sorunları saklamayın ve arttırmayın.
