Kasım Şafak Antakyalı. Dostluğumuz çeyrek yüz yıldır devam ediyor. Hiç yanlış yaptığını görmedim. Zor zamanların adamı. Ne zaman başım sıkışsa o “Hızır” gibi yanımda.
O, ihlaslı bir mümin. İnandığı gibi yaşar. Sabır, kararlılık, ilkelerden taviz vermemek,muhtaç olana yardım ve tevekkül etmek gibi iyi hasletler kimde tecessüs eder diye ararsanız, Kasım’ı bulursunuz.
İşte size iki örnek:
Devlet çalışanlara zorunlu tasarruf yaptırıyordu. Hesaptaki paralara faiz ödemeye başlamışlardı. İlk ödeme, sigara parası denecek kadar azdı. Büyük kampanyalar başladı. Bu faizi almak caiz mi? Bana sorduklarında, “para az diye soruyorsunuz. Bu soruyu ciddi bir para verilince sorun.” Demiştim. Bazı kurumların çalışanları, “istemezük” diyerek dilekçeler verdiler.
Kısa bir süre sonra ciddi bir faiz ödemesi yapılmaya başlandı. Bana soranlara, “sakın almayın, bu para haram.” Dedim, lakin verilen cevap: “Ne edelim bize sormadan paramızı kestiler.”Oldu.
Şov yapanların hepsi faiz paralarını aldılar ve yediler. Ben de alanlardanım. Bu paraya el sürmeyen tek adam vardı: Kasım Şafak.
Daha sonra ana parayı almak isteyenlere, paraları yatırıldığı günün değeri üzerinden paraları verildi. Bu çerez parası idi. Kasım çerez parasına razı oldu.
Başka örneğimiz yok.
Yıl 1993. Sonradan görme bir parti iktidar ortağı olmuştu. Bizim bakanlık sonradan görme partinin hesabına düşer. Hemen amirleri değiştirdiler. Sıra memurlara gelmişti. İlk sürdükleri bendim. Sol kesimden arkadaşlara da en çok sahip çıkan kişilerden biriydim. Bir psikopatı tatmin etmek için beni Serinyol’a gönderdiler. İl müdürünün yanına gidip niçin böyle yaptıklarını öğrenmek istiyordum. İl müdürü mahcuptu. Lakin bir türlü geri adım atmıyordu. Biz konuşurken içeri Kasım Şafak girdi. “Müdür bey, Ahmet’i neden gönderiyorsunuz” dedi. Müdür, ” Vallahi ihtiyacım var Kasım.” Dedi. Bunun üzerine Kasım elindeki dilekçeyi masanın üzerine atıp, “o zaman beni de gönder.” Dedi. Onu da gönderdiler.
Herkesin tir tir titrediği zamanda O, cesaret ve dostluk dersi verdi.
Kasım’ın dostu ve arkadaşı olmak büyük bir onur.
