featured

Devrimden Darbeye: Mısır’da Askeri Vesayet Dönemi

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tarihteki önemli devrimlerin sonrasında yaşanan süreçlerin bize öğrettiği en önemli unsurlar devrim mücadelesinin girift, çetin ve sarsıntılı geçtiğidir. Mısır’da 25 Ocak 2011’de başlayan devrimin geçirdiği süreç tam da böyle bir duruma işaret etmektedir. Toplumsal baskıdan, ekonomik çıkmazlardan, sosyal adaletsizliklerden usanan Mısır halkı 30 yıllık Hüsnü Mübarek rejimine karşı ayaklanarak toplumsal dönüşüm hareketlerinin en yeni örneklerinden birisinin öznesi olmuştur. Devrim sırasında yer alan aktörler sosyalist gruplardan gençlik hareketlerine, İslami topluluklarından sıradan halk kitlelerine kadar toplumun her kademesinden gelen kişilerden oluşmuştur. Devrimin ardından gelen ilk süreçte Yüksek Askeri Konsey, yönetimi ele almış, devrimci gençlerin ve diğer grupların uzun mücadelelerinin ardından, Haziran 2012’de Cumhurbaşkanlığı seçimlerini gerçekleştirerek ülkenin ilk demokratik seçimle işbaşına gelen başkanı seçilmiştir. Bu noktaya kadar bile devrimci güçler kendi aralarında rol kapma yarışları yaşamış, diğer taraftan da eski rejimin aktörleri ile devrimi başarıya ulaştırma uğruna mücadelelerini sürdürmüşlerdir.

Muhammed Mursi’nin Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ülkede yıllarca ezilen, dışlanan ve marjinalleştirilen İslami kesimler siyaset sahnesinde kendilerine yer bulmuşlar, sosyal anlamda da Mısır’da bir aktör olarak kabul edilme şansını yakalamışlardır. Müslüman Kardeşler yönetimi iki noktada hem eski rejim aktörlerini, hem de uluslararası ve bölgesel aktörleri rahatsız etmiştir. Birincisi, eski rejimin bürokrasi, yargı, medya ve iş dünyası başta olmak üzere birçok alana nüfuz eden aktörleri, İslami siyasetin iktidar olması ile Mübarek dönemi boyunca ele geçirdikleri tüm ayrıcalıkların “ellerinden kayıp gidecek” olmasından korkarak İhvan yönetimini kabullenmediler. İkinci olarak, Amerika ve İsrail başta olmak üzere Batılı aktörler bölgede sorunsuz yürüttükleri siyasetin en önemli unsuru olan Mısır’daki Mübarek rejiminin yerine, bundan çok farklı olan ve onların çıkarlarını önemli derecede sarsacak İhvan yönetiminin gelmesinden rahatsız oldular. Devrim sürecinin gergin ortamında herhangi bir tepki vermeyerek ilk şoku atlatan Washington ve Tel-Aviv Mursi’nin seçilişinden sonraki süreçte, içerideki İhvan karşıtlarını da kullanmak suretiyle rejimden bir şekilde kurtulmanın hesaplarını yaptılar. Bunlara Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt gibi Müslüman Kardeşler’e geleneksel olarak mesafeli Körfez ülkelerinin eklenmesi ve aynı şekilde Mısır’daki iç muhalefete fonlar aktarması, Mursi’ye karşı eski rejimin elinin önemli ölçüde güçlenmesini sağlamış ve İhvan’ı olası bir istikrarsızlık karşısında kırılgan duruma düşürmüştür.
ORSAM
Yrd. Doç. Dr. Nebi Miş & İsmail Numan Telci

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Devrimden Darbeye: Mısır’da Askeri Vesayet Dönemi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir