featured

Dillendirilemeyen gerçekler

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2009 yılı Ekim ayında Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir demografik çalışmada, dünyada yaklaşık 1.57 milyar Müslüman insan yaşamaktadır. ( 2016 YILINA GÖRE BU NUFUS 1.62 MİLYAR OLDUĞU VE DÜNYA NÜFUSUNUN %23’Ü İSLAM KABUL EDİLMEKTEDİR. )

Araştırmalara göre Müslümanların çoğunluğu Sunni, Müslümanların %10-13 arasında da Şii nüfusu bulunmaktadır.

Avrupa devletlerindeki, toplam Müslüman (44.644.000) olduğu, Avrupa Devletlerinde  bulunan Müslüman sayıları:

İtalya(36.000),Kosava(1.999.000),Letonya(2.000),Lüksenburg(13.000),Polonya(48.000) Makadonya(680.000), Hollanda(946.000), Norveç(65.000), Portekiz(15.000), Romanya (66.000), Sırbistan(244.000), Slovenya(49.000),İspanya(650.000), İsveç(149.000), İsviçre (323.000), Ukrayna( 456.000), Arnavutluk(2.522.000), Avusturya(353.000), Belçika(281.000), Bosna-Hersek( 1.522.000), Bulgaristan(920.000), Hirvanistan(18.000), Çek Cumhuriyeti (1.000), Danimarka(88.000), Fransa(3.554.000), Almanya(4.026.000), Yunanistan(310.000), Macaristan(24.000),İrlanda(22.000) bin olduğu.

Ayrıca: Kıbrıs Cumhuriyetinde(198.000), Beyaz Rusya’da(19.000), Ermenistan’da (1.000), Rusya’da (16.482.000),İran’da(73.777.000), Irak’ta(30.428.000),İsrail’de(1.194.000) olduğu kabul edilmektedir.

Bu bilgilerin ışığında, yazımın konusuna geçmek istiyorum.

“ Dillendirilmeyen gerçekler “ başlığı koyduğum yazıma, verdiğim istatistik rakamlar, genel bilgi mahiyetindedir. Ancak Avrupa devletleri kendi ülkelerinde bulunan Müslümanların bulunmasını istememektedir. Hatta bulunmalarından rahatsızlık duymaktadırlar. Sözlü olarak her ne kadar da dillendirmiyorlarsa da, inanın “ Arap baharının “ gerçek sebebi Müslümanları, istemeyişinde yatmaktadır.

Ben uzun zaman oldu düşünüyorum. Niçin bu savaş. Bu savaşta, özellikle Avrupa’nın müdahil olmasının gerekçesini arıyorum. Bir çok sebepler var. Osmanlının Viyana Kuşatmasından bu yana Osmanlıyı tekrar, geldiği yere sürme ideallerini gerçekleştirmek için her fırsatı değerlendirmekten tutunda, Orta doğunun petrol zenginliğine kadar. Bunu doğrudan savaş ilan ederek uygulamıyorlar. Artık, Uluslar arası bazı anlaşmalar, sözleşmeler yapılmıştır. Bu süfli emellerini projelere dökerek , insani yardım gibi, özgürlük, demokrasi gibi,  parlak sözlerle yapıyorlar.

Tüm Avrupa devletlerinin kafasının arkasındaki “ içlerinde bulunan ve devamlı çoğalan Müslümanları içlerinden atmak “ fikrinin gerçekleşmesi fırsatını kolladılar. Buldular da.. Bu plan dillendirilmeyen plandır.

Rusya kendi topraklarında baş edemediği, Çeçenleri gönderdi Orta doğuya,Irak’a, Suriye’ye orada vuruyor. Orada yok ediyor.

Avrupa devletleri kendi içindeki Müslümanları, karanlık örgütleri, bizzat kendileri kurarak, çıkardı, gönderdi Orta doğuya, orada maaşını da verdi. Örgüt kurdurdu, şimdi vuruyor. Öldürüyor. Bunlara kendilerinin öldürmeleri yok etmeleri yetmiyor. Birbirlerini kestiriyor. Kin nifak tohumları atıyor. Uyan benim güzel insanlarım uyanın

Proje içinde projeler var. Amaçları O toprakların gerçek sahiplerini oralardan silmek. Yeniden harita çizmek. Bazı gruplara geçici sundukları imkanları kullanarak, kıyım uygulatmakla emellerine ulaşmak istiyorlar. Kullanıyorlar, kürtünü, Arap’ını, dinlisini, dinsizini acımıyorlar. Maksatlarına kavuşuyorlar. Yazık oluyor. Bu coğrafya bunları hak etmiyor. Bu acıları yaşatanlar bir gün cezalandırılacaktır.

Türkiye Cumhuriyetinin kırmızı çizgileri yeterli olmuyor. Tükendik bittik.

Artık Müslüman, inanan kardeşlerimizin, Müslüman’ım diyen devletlerin idarecileri bir araya gelerek tamamen yok olmadan, bir araya gelmeli. Silkinmeli. Şayet yeni bir harita çizilecekse kendileri çizmelidir.

Hoşça kalın derken Mübarek ramazanın hayırlara vesile olmasını diler, herkese hayırlı olmasını temenni ediyorum.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Dillendirilemeyen gerçekler

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir