“Yalnız yaşadı, Yalnız öldü, Yalnız dirilecek” Hz. Muhammed
Ebu Zerr muhacirdir. Peygamberle Mekke’den Medine’ye hicret edenlerdendir.
Adıyaman İli Ziyaret Köyünde 4. Murat tarafından Bağdat zaferi dönüşünde yaptırdığı türbede yattığı rivayet edilir.
Ebu Zerr bir yiğit insan, kabilesinin geçim kaynağı bölgeden geçen kervanların soyulması iledir. Fakat Ebu Zerr fakir bir çoban olmasına karşı dürüst bir insan olarak yaşamayı seçer.
Ebu Zerr çok ciddi bir insan haketmediği tüm dünya nimetlerini elinin tersiyle iten bir insan. Ebu Zerr haksızların karşısında susmayan yiğit bir delikanlı.
Ebu Zerr İslam’dan öncede kainatın bir yaratıcısı, tasarlayıcısı olduğuna inanan bir inanmış adam. Onunda kulağı bir haberde oda sabırsızlıkla bir müjde, bir işaret bekliyor. O işaret çok geçmeden geliyor. Ebu Zerr’e O işaret Mekke’de ortaya çıkmış yeni bir peygamberin işaretidir. Hemen Peygamberlik iddiasındaki o insanı bulmak için kardeşiyle yola koyulur. Peygambere hiç tereddüt etmeden inanan ve hak dinikabul eden bir yiğit insan. Hemen Mekke’deki put perestlerin içerisinde şahadet getirerek Müslümanlığı haykırıyor. İşte o haykırış Ebu Zerr’i yaşantısı boyunca çetin bir mücadelenin içerisinde bulmasına vesile olur. İlk hakaretini Mekke’deki put perestlerden yer.
Ebu Zerr’in bu şahadeti sonradan dünya malına tapan yetim hakkını yiyen, beytulmalı yiyen, devletin gücünü kullanarak kendisine çıkar sağlayan, Allah ile aldatan tüm zalimleri rahatsız edecektir.
Ebu Zerr taberiye göre islamı kabul eden 4 yada 5. Kişidir. Peygamberle birlikte Medine’ye hicret edenlerdendir. Paygamberin yol arkadaşlarındandır, Peygamberin sahabelerindendir.
Ebu Zerr Müslümanları ilk rahatsız etmesi Osman Bin Affan’ın halifeliği dönemine rastlar. Ebu Zerr halife Osman’ın kendi akrabalarını İslam Devleti’nin çeşitli vilayetlerine Vali tayin etmesine, onlara beytülmalden kaynak aktarılmasına şiddetle karşı çıkıyordu.
Alınan ganimetlerden düşen “Hums” vergisini kendi akrabalarına dağıtan Osman’a karşı çıkmış, zenginliklerini biriktirenlere Cehennem Ateşini vaat eden ayetleri okumaya başlamıştır. Halife Osman bir sür sonra onu Şam’a sürgün etmiştir.
Ebu Zerr Şam’da da tavizsiz Halife Osman’ın yeğeni Şam Valisi Muaviye Bin Ebu Sufyan’ın saltanatına karşı çıkmış Sufyan’ın debdebeli ve savurgan yaşantısını tenkit etmiş, bu tenkit üzerine Medine’ye sürgün edilmiştir.
Beytulmalden yapılan usulsüz harcamaları yaşamı boyunca tenkid eden Ebu Zerr 90 yaşında bir çöle sürgüne gönderilmiş orada da vefat etmişti.
Ömrü İslam’ı aramakla geçen Ebu Zerr İslam’ı bulduktan sonrada insanları Allah’ın muradı olan gerçek Müslümanlığa davet ederek geçirmiştir.
Dünya malına meyleden Müslümanlara tanık olunca kahrolan, Müslümanların Halife dahi olsa hatalı davranışlarını çekinmeden yüzüne karşı söyleyen, kendisine geçinmesi için 300 Dinar para gönderen Suriye Emirine “Benden daha fazla hak edecek insan bulamadınız mı” diyerek parayı iade eden bir insan.
Sürgüne ölüm çölüne gönderilirken yanında bulunan Ali Bin Ebu Talip “toplum dünyalıkları için senden korktu, sen ise Dininden dolayı onlardan korktun. Senden korktuklarını ellerine bırak, korktuğun şeyleri al ellerinde, onlara men ettiğin şeylere düşkündür. Onlar seni men ettiklerine ise senin hiç mi hiç meylin yoktur. Kim kar ’da kim zararda pek yakında öğrenirsin.”
Ebu Zerr Peygamberi görüp ona inanan 5 kişiden birisi hak davasını o zaman dava edinmiş dünya malına meyletmemiş, meyledenleri de rahatsız etmiş Paygamberinde buyurduğu gibi “ Yalnız doğdu, Yalnız yaşadı, Yalnız dirilecek”
Ebu Zerr’ler mualesef yalnızdırlar, 1500 yıldır bir Ebu Zerr neden çıkmamış bugün Ebu Zerr’lere ne kadar ihtiyacımız var.
Devlet malını talan edenlere kim Ebu Zerr’lik yapacak. Ebu Zerr olmayı neden göze alamıyoruz. Şimdi bir daha karar vermeliyiz Ebu Zerr mi olmalı, Ebu Cehil mi.
Kalın Sağlıcakla
