featured

Eğitim kurumları yöneticileri toplantısı

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Eğitim Bir Sen Hatay 1 Nolu Şubesi, Eğitim Kurumları yöneticileri ile istişare toplantısında biraraya geldi. Antakya, Defne, Altınözü, Yayladağı ve Samandağ ilçesinde görev yapan okul ve kurum yöneticilerine yönelik yapılan toplantıda bir konuşma yapan Eğitim Bir Sen Hatay 1 Nolu Şube Başkanı İsmail Bayrakdar, eğitimde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sayın Bayrakdar;

“Müslüman Coğrafyadaki Kan Ve Gözyaşı”

İnsana ve insan haklarına saygıyı medeniyetin olmazsa olmazı sayan Eğitim-Bir-Sen olarak, en temel hakların bile bazı coğrafyalardaki insanlara çok görüldüğü, özellikle Müslüman coğrafyalarda can ve mal emniyetinin yok edildiği, giderek insanlığın barış iklimini kaybettiği bu dönemde insanlığa çağrıda bulunuyor; bütün ülkeleri ve uluslararası kuruluşları dünyanın dört bir tarafında katledilen, temel hak ve hürriyetleri ayaklar altına alınan mazlumlara el uzatmaya, bu katliamları ve hak ihlallerini bir an evvel durdurmaya davet ediyoruz.

Sendika olarak, şimdiye kadar olduğu gibi, Arakan’dan Suriye’ye, Nepal’den Türkistan’a, tüm mazlum ve mağdurlar için acının ve gözyaşının renginin aynı olduğu şuuruyla elimizden gelen yardımı bundan sonra da esirgemeyeceğiz.

Toplusözleşme Süreci

Akıttığımız terin, harcadığımız emeğin gereği olarak, toplu sözleşmeye dair geçekleri ve toplu sözleşmenin kazanımlarını kamu görevlilerine çok iyi anlatarak, manipülasyonların önüne geçmeli, bulanık suda avlanmayı alışkanlık hâline getirenlerin heveslerini kursaklarında bırakmalıyız. İmzamızı yarım puanlık artışa zimmetlemeye yeltenenler hem 4+3,5’i hem de 4+5’i gözlerden kaçırmanın peşindeler. Biz, yarım puan verildiği için değil, bütün sıkıntılara rağmen tepkimize olumlu karşılık verildiği ve bize doğru yaklaşma gayreti gösterildiği için toplu sözleşmeyi imzaladık.

Ülkemiz söz konusu olduğunda bencillik yapmadık, menfaatimizi düşünmedik. Millî iradenin hâkim ve kaim olması için hep sorumluluk aldık.

15 Temmuz Darbe Girişimi Ve Ohal Süreci

15 Temmuz süreciyle ilgili olarak; olağanlaşma sürecine geçilerek, özellikle kamu görevlilerinin çalışma şartlarını, statülerini, hak ve yükümlülüklerini içeren düzenlemeler artık olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnamelerine konu edilmemelidir.

Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun dosyaları incelemeye başlaması, masum iken mağdur durumuna düşürülenler adına olumlu bir gelişmedir. Komisyonun hızlı ve etkin hareket etmesini adaletin tesisi, mağdurların haklarının iadesi açısından önemli buluyoruz.

Olağanüstü hâl uygulamaları çerçevesinde valilik ve kaymakamlık kararlarıyla haklarında görevden uzaklaştırma kararı verilen eğitim çalışanlarından masum olanların -bir an önce görevlerine iade edilerek- mağduriyetlerine son verilmeli ve eğitim-öğretim hizmetlerinin daha fazla aksamasına meydan verilmemelidir.

İş Güvencesi

Kamu görevlilerinin kariyer ve liyakat sistemi zemininde hizmet yürütmesini göz ardı eden bütün yaklaşımları ve çabaları reddediyoruz. İş güvencesini, çalışma huzurunu, iş barışını, hukuk devleti ilkesinin temel değerlerinden olan kazanılmış hakların korunması ilkesini yok saymaya kalkan tüm girişimlerin karşısında olacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.

Mülakatla Öğretmen Alımı

Mülakatla öğretmen alımı kamu vicdanını yaralayan bir istihdam şeklidir. Kazanma ve kaybetme nedeninin objektif kriterlere göre izah edilememesi, birçok sınavdan geçmiş öğretmen adaylarının standartları farklı komisyonlarca değerlendirilmesi adalet duygusunu zedelemekte, sosyal sorunlar üreten bir sistem olarak varlığını sürdürmektedir. Bakanlık yeni personel istihdamında adalet, hakkaniyet, ehliyet ve liyakat ölçülerine göre objektif bir atama şeklini benimsemeli, her geçen gün daha fazla tartışmalı hâle gelen mülakatla öğretmen istihdamından vazgeçmelidir.

Sözleşmeli Öğretmenlik

İstihdamda güçlük çekilen yerlerde öğretmenlerin görev yapma süresinin 1,5 yıl ortalamasında olması, eğitimi istikrarsızlaştırmakta ve olumsuz etkilemektedir. Bu sorunun çözümü, içinde birçok zorunluluğu barındıran, aile bütünlüğünün sağlanması gibi temel insan haklarını ihlal eden sözleşmeli öğretmenlikten değil, isteğe bağlı olacak, verimliliği artıracak teşviki yöntemlerin uygulanmasından geçmektedir.

Sorunların Çözümünde Paydaşlarla İstişare

Bakanlık, eğitim çalışanlarını huzursuz eden, işlerine odaklanmalarını engelleyen uygulamalara yönelmek yerine hizmeti üretenlerin tecrübeleriyle şekillenmiş, eğitim çalışanlarının temsilcisi konumundaki sendikaların önerileriyle desteklenmiş, sürdürülebilir, meşruiyet algısı yüksek, sorun çözme odaklı yaklaşımlarla hareket etmelidir. Bu çerçevede hukuki dayanağı olmayan performans değerlendirmesi, uygulanması mümkün olmayan rotasyon, gerekliliği tartışmalı yeterlik sınavı, stratejisi olmayan öğretmen strateji belgesi gibi uygulanamayacak olanları gündeminden kaldırmalı, diğerlerini gözden geçirmelidir.

Alan Değişikliği

Millî Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin mesleki gelişimini sağlayacak adil bir kariyer sistemini uygulamaya koymalı ve öğretmenlere, eğitim gördüğü alanda mesleğini icra edebilmesine fırsat verecek alan değişikliği hakkını, ilan ettiği takvime bağlı kalarak bir an önce sağlamalıdır.

Rehber Öğretmenlerin Sorunları

Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği’nde değişiklik yapılması tasarısının Bakanlık ajandasından düşmediği görülmektedir. Sendika olarak, tüm rehber öğretmenler adına takip ettiğimiz, üyelerimiz vesilesiyle her an nabzını tuttuğumuz konu, rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetlerinin niteliği göz ardı edilerek ele alınmamalıdır. Bu husustaki yönetmelik değişikliği tasarısının rehberlik hizmetlerinin öğrenci-psikolojik danışman temelinde yeniden tanımlanması ve kurgulanması gerekir.

İdareci Görevlendirme

Eğitim yöneticiliğinde hakkaniyeti gözeten, liyakati esas alan, hak edenin görev alacağı, hakkını verenin görevde kalacağı, geçmiş tecrübelerin göz önünde tutulduğu, paydaşların önerilerinin dikkate alındığı bir sistem geliştirilmelidir.

Yeni Müfredat Ve Ders Kitapları

Değiştirilen müfredatın beklentileri karşılamaması akabinde ders kitaplarının da kamuoyunu rahatsız edecek söylem, metin ve karikatürlerle gündeme gelmesi, millî ve manevi değerlerimize aykırı ifadelerin ders kitaplarına sızmış olması, ders kitaplarının içerik denetiminin etkin bir biçimde yürütülmediğini ortaya koymaktadır. Benzer hataların önlenmesi ve mezkûr ifadeleri ders kitaplarına dereceden sorumlular hakkında gereğinin yapılması konusunda kamuoyunun beklentisi karşılanmalıdır.

Teog Sınavı

Ortaöğretime geçiş sisteminde yakın zamanda yaşanan sorunun kaynağı sınavdan ziyade merkezi yerleştirme aşamasıydı. Kaldırılan TEOG’un yerine getirilecek sistem, sınavın şeklinden çok yerleştirmenin nasıl gerçekleştirileceğine yönelik planlanmalıdır. Şu ana kadar yapılan açıklamalarda sınav sistemiyle ilgili bilgiler paylaşılmış, yerleştirme sürecine ilişkin ise hiçbir cümle kurulmamıştır. Bakanlığın, eğitimin paydaşlarının görüşlerini de alarak adil bir sınav sistemi ile sorunsuz yerleştirme odaklı bir ortaöğretime geçiş sistemini olgunlaştırıp kamuoyuyla paylaşması elzemdir.

Eğitimi Olumsuz  Etkileyen Faktörler

Kamu görevine yeni atamalarda güvenlik soruşturması sürecinin uzaması, bireysel ve toplumsal mağduriyetlere neden olmaktadır. Nitekim büyük çoğunluğu kalkınmada öncelikli bölgelere atanan 20 bin öğretmenin yarısının hâlâ göreve başlamamış olması, süreci zaman israfına dönüştürmüş, eğitimi de olumsuz etkilemiştir. Güvenlik soruşturması süreci iyi planlanmalı, bireysel ve toplumsal sorunlar ile mağduriyetler oluşturmayacak şekilde ivedilikle sonuçlandırılmalıdır.

Kamu maliyesi kaynaklarını artırmanın, bütçe açığını azaltmanın ya da sabit tutmanın kaynağı ücretlilerin maaşlarında aranmamalıdır. Sermaye ve finans kesiminin kaynak ve kâr artırdığı bir dönemde, MTV’de fahiş artış, çalışanların gelir vergisi dilim oranlarında artış gibi, kamu görevlileri açısından ‘kemer sıkma’ dönemini hatırlatacak türden yaklaşımlara karşı olduğumuzu bir defa daha vurguluyoruz.

Kılık Kıyafet Eylemimiz

Darbe kalıntısı kılık-kıyafet yönetmeliğinin erkek kamu görevlileri için öngördüğü kısıtlama ve yasaklamalar hâlâ devam etmektedir. Bu nedenle, kamu görevlileri kılık-kıyafet özgürlüğüne kavuşuncaya kadar serbest kıyafet eylemimize kararlılıkla devam edeceğiz.

Vergide Eziyet Değil Adalet Bekliyoruz

Siyasi iradenin MTV’ye dönük çalışma yapıp, gelir vergisine ilişkin adım atmamasını; bir yönüyle sermayenin gelir kaybını engelleme, emeğin ise gider artışını ve gelir kaybını önemsememe olarak değerlendiriyoruz. Eşyadan alınan vergi düşürülürken, emekten alınan verginin yükseltilmesinin ya da düşürülmemesinin, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ kurgusu ile nasıl örtüştürüldüğü konusundaki merakımızın giderileceğini umuyoruz. Diğer taraftan, gelir vergisindeki artışa ve bu nedenle kamu görevlilerinin maaşlarındaki azalışa sessiz ve tepkisiz kalmamızı kimse beklememeli, emeğin gelirini azaltma yönündeki adımlardan vazgeçilmelidir.” Dedi.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Eğitim kurumları yöneticileri toplantısı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir