Eğitimin Kırk Yıl Öncesine Dönüşü

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

1980’li yıllara kadar eğitim sistemimizdeki uygulamalar farklı idi. İlkokullarımız önceleri üç yıldı. 1946 yılından itibaren beş yıl ilkokul, üç yıl ortaokul ve 3 yıl lise oldu. İlkokulu bitiren en çalışkan öğrenciler, yani en zeki öğrenciler, sınava tabi olurdu. Bu öğrenciler astsubay okullarına, sanat okullarına ve öğretmen okullarına giderdi. O zamanlar İlkokuldan sonra öğretmen okulları 6 yıldı. Yani altı yıl öğretmen okullarında okuyan öğrencilerin, öğretmen olarak ataması yapılırdı. Ortaokullarda öğretmenlik yapmak isteyenler, ayrıca üç yıl Eğitim enstitülerine giderdi. Daha sonra Yüksek Öğretmen Okulları açıldı. Ortaokullardan sonra yine Maliye Meslek, Tapu kadastro ve Turizm Meslek okullarına sınavla gidilirdi. Lise Mezunlarının en iyileri Askeri Harp Okullarına gider, kalan diğerleri üniversitelere giderdi. Üniversiteler sınav açar, alınan puanla birlikte sözlü sınavlar da yapılırdı. Kısaca kendi öğrencisini kendisi alırdı. 1965 yılında Üniversitelere gitmek için sınavlar kondu. Sınav sonuçlarına göre tercih yapılır, ona göre gidilirdi. O zamanlar da özel üniversiteler vardı. Parası olan öğrenciler özel okullarda okurlardı.

Kısaca, eğitim sistemimizde bir yanlışlık vardı. Bu yanlışlık; ilk ve ortaokuldan sonra, en iyi öğrencilerin seçilerek, meslek ve astsubay okullarına gitmesiydi. Çünkü meslek okullarından mezun olanlar memur, astsubay okullarından mezunlar astsubay olurdu. Astsubaylıktan sonra subaylığa geçiş yoktu. Memurun ve subayın yaptığı işi yapması için çok zeki olmaya gerek yokken, en zeki insanlar yıllarca bu sistem içinde kayboldu. Bu nedenlerle zengin insanların özel okul ve üniversitelerde okuttuğu insanlar, yönetime el koydu. Eğitimin azizliğine uğrayan fakir ailelerin çocukları, yıllarca heder edildi. Zengin ailelerin paralı okullarda okuyarak mezun olan çocukları; vali, kaymakam ve üst kademeden memur, hatta milletvekili oldular. Kendi çıkarları doğrultusunda kanunlar, uygulamalar çıkararak, memleketi sözüm ona idare ettiler.

Eğitimde bu yanlışlık ve haksızlık tam gideriliyor derken, 4+4+4 sisteminin uygulamaları,  eğitimde 40-50 yıl önceki uygulamaları hatırlatan, o yıllara dönen uygulamaya başlıyor. Bu eğitim sisteminde öğrencilerin başarılarına göre yönlendirme yapılması gerekiyor. Yani öğrencinin başarıları onun hangi mesleği seçeceğini belirleyecek.

Çok güzel değil mi? İnsan imreniyor. Ancak öğretim programlarındaki konular temel dersler içinde verilmesi gerekirken, bilgileri ayırarak seçmeli ders olarak verilmek üzere planlamışlar. Bu planlamayı yaparken, işi uygulanamaz şekilde 17 seçmeli ders haline çevirerek, öğrencilerin temel derslerde alması gerekli dersleri engelleyerek, büyük çoğunluğunun mesleki okullara gidebilecek şekilde yetişmeleri sağlanacak. Bu durumu fark eden öğrenci velileri, işin olurunu özel okullara çocuklarını göndermekte bulacaktır. Kısaca zengin olan, durumu, hali vakti iyi olanlar, özellikle son zamanlarda zengin olanlar, memleketin yönetiminde söz sahibi olmak için çocuklarını özel okullarda okutacaklar. Doğru da yapacaklar. Çünkü özel okullarda okuyanlar doktor, mühendis olabilecek. Parası olamayan kesimin çocukları da meslek liselerinde, ancak ara eleman olarak yönetilen grubun içinde kalacak.

Aynen 40-50 yıl önceki eğitim sistemi gibi. Yazık olacak.

Sonuç olarak: SBS sınavına katılan 1 milyon 259 bin 546 öğrenciden 688 bini Fen, Anadolu, Anadolu Öğretmen ve Sosyal Bilimler Liselerine açıkta kalan 574 bin öğrenci meslek liselerine kayıtlarını yaptıracaklar. Gelecek yıl ne olacak? Bu rakamlar çok farklı olarak değişecek. Bu rakamları alın saklayın. Bizden söylemesi. Sonradan denmesin biz bilemedik diye. Bu konu çok önemlidir. Çocuklarımız geleceğimizdir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Eğitimin Kırk Yıl Öncesine Dönüşü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir