featured

Ermenistan’daki Seçimlerin Ardından

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

18 Şubat 2013 tarihinde Ermenistan’da cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Ermenistan, diğer BDT ülkeleriyle kıyasla daha demokratik bir ülke olarak nitelendirilmektedir. Buna rağmen seçim sürecinde seçimlere gölge düşüren birçok olay yaşanmıştır. Nitekim adaylardan biri daha seçim öncesi seçimlerden çekilmiş, ikincisi açlık grevi başlatmış, üçüncüsü oy kullanmayacağını açıklamış, dördüncüsü silahlı saldırıya uğramış, beşincisinin dördüncüye silahlı saldırıda bulunma suçuyla tutuklanması beklenmektedir. Diğer adaylar ise daha seçim başlamadan seçimlere hilenin karıştırıldığını ileri sürmüşlerdi. Ermenistan’ın diğer BDT ülkeleriyle kıyasla daha demokratik bir ülke olduğu hususu göz önünde bulundurulduğunda fıkraya benzeyen bu durum, BDT ülkelerinde demokratikleşme sürecinin çok yavaş geliştiği sonucuna varmamızı sağlamaktadır.

Seçimleri, mevcut cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan kazandı. Sarkisyan’ın oyların yaklaşık yüzde 60’ını alması, pek şaşırtıcı olmamıştır. Diğer adaylarla kıyasla daha geniş imkânlara sahip olması ve Ter Petrosyan gibi siyasetçilerin seçimlere katılmaması, Sarkisyan’ın seçimlerde galip gelmesini kolaylaştırmıştır. Seçimlerin en büyük neticesi ise eski Dışişleri Bakanı Raffi Hovhannisyan’ın yüzde 35’in üzerinde oy almasıdır. Her ne kadar Sarkisyan’ın galibiyeti, “Ermenistan halkı, istikrardan yana” şeklinde yorumlansa da, yüzde 35’lik oran aslında halkın önemli bir kısmının da değişimden yana olduğunu göstermiştir. Hohvannisyan’ın aldığı oy oranı, bundan sonraki seçimlerde kendisinin iktidara dahi gelebileceği şeklinde yorumların yapılmasına neden olmaktadır.

Seçimlerin galibinin Sarkisyan olması hiç şüphesiz Ermenistan’ın gerek iç gerekse de dış politikasını fazla etkilemeyecektir. Rusya ile yakın işbirliği devam edecektir. Hatta son dönemde taraflar askerî alanındaki işbirliğini arttırma yönünde kararlar almış ve muhtemelen de bu yöndeki kararlılıklarını devam ettireceklerdir. Türkiye ile münasebetlerde de bir değişimden bahsetmek mümkün değildir. Ancak bunun sebebi Sakisyan değildir. Türkiye’nin gerek iç politikası gerekse de dış politikası günümüzde çok yoğundur. Yeni anayasa çalışmaları, Abdullah Öcalan ile görüşme meselesi, Ankara’nın Suriye politikası, yeterince hükümeti meşgul etmekte, bazı çevrelerin eleştirisine yol açmaktadır. Böyle bir ortamda ki, Türkiye’de yaklaşan seçim faktörünü de unutmamak gerekmektedir, Türkiye-Ermenistan diyaloğunun başlama ihtimali yoktur. Kaldı ki gerek Türkiye-Ermenistan münasebetleri, gerekse de Yukarı Karabağ meselelerinde Rusya, Ermeni diasporası ve Batı gibi faktör ve aktörlerini de unutmamak gerekmektedir. Dolayısıyla kısa vadede Türkiye-Ermenistan münasebetlerinde bir değişikliğin gerçekleşmesi mümkün görülmemektedir.

Hovhannisyan’ın seçimleri kazanması ise bu konularda bir takım değişikliklerin yaşanmasına neden olabilirdi. Aynı zamanda ABD vatandaşı da olan Hohvannisyan hiç şüphesiz, dış politikada Rusya’nın yanı sıra diğer küresel güçlerle de işbirliğini arttırır ve belki de Türkiye ile münasebetlerle Yukarı Karabağ meselesinde de bir takım değişiklikler yaşanabilirdi. Nitekim Rus basınında bundan sonraki süreçte Rus hükümetinin Rusya’nın çıkarlarını korumak amacıyla Hohvannisyan ve benzeri siyasetçilerle de görüşmesi gerektiğine dair tavsiyelere rastlamak mümkündür.

Netice itibarıyla Ermenistan’daki seçim sonuçları, kısa vadede Ermenistan’da herhangi bir değişikliğin yaşanmayacağına işaret etmektedir. Hohvannisyan’ın aldığı oy oranı ise Ermenistan’da güçlü muhalefetin oluştuğunu ve Ermenistan halkının da gittikçe artan kısmının değişimden yana olduğunu göstermektedir. Bu husus ise gerek bölgesel gerekse de küresel güçlerin Ermenistan ile münasebetlerini gözden geçirmesine ve yeni stratejiler üretmesine de yol açacaktır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Ermenistan’daki Seçimlerin Ardından

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir