featured

ESAD: ZALİM DİKTATÖR, İŞİD: KATİL SÜRÜSÜ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

FAKAT  (EN AZINDAN ŞİMDİLİK) TÜRKİYE’NİN MENFAATİ ESAD VE İŞİD İLE BERABER OLMAKTAN GEÇİYOR.

Anlaşılan o ki Suriye’den bir lider çıkıp tüm muhalefeti toplayıp Esad rejimine son veremeyecek. Bu halde Suriye’nin durumu Allah’a kalmış.

En az 300 ayrı cihatçı savaşan ekip var. Esad gitse bile bu durumda 50 yılda bu problem çözülemez.

Gün geçtikçe Ortadoğu batağa saplanıyor, beraberinde de o coğrafyayı tanımadan el uzatanları götürüyor.

Irak parçalandı orada bir Kürt devleti kuruldu. Suriye parçalandı Ayn-El-Arap’ın ismi hemen Kobani oldu, oysa eski haritalarda kobani diye bir yer yok. Oranın ismi Ayn-El-Arap’tır. PKK’nın Suriye uzantısı PYD geçen yıl o bölgede kanton devletler kurdular.

Yeni bağımsız devlet kurdular. Kobani, Cezire, Afrin, Kamışlı’da kanton devletler oluşturdular. Direkt bağımsız kürt devleti kurduk demiyorlar onlarda akıllandı adına bizim pek de yabancı olduğumuz kanton devlet adını veriyorlar. Böylece hem Türklerin hem de tarafların tepkileri azaltılmış olur.

Yani özetle Ortadoğu’da nerede bir devlet parçalanıyorsa PKK ve paydaşları karlı çıkıyor. Onun için Suriye’nin toprak bütünlüğü şiddetle korunmalı buda maalesef şu an Esad’la yeniden birlikte hareket etmekten geçiyor.

Doğrudur Esad kendi halkını perişan etmiştir. Yüz binlerce insan ölmüş, sakat kalmış, milyonlarca insan muhacir olmuş, evlerini barklarını terk etmişlerdir. Bu dediğim çok zordur fakat görüntüde başka çare yoktur. Devletlerde düşmanlık olmaz. Suriye ile görüşme kanalları açık  tutulsaydı belki de bu iş bu safhaya gelmezdi. Fakat maalesef tutulmadı, bu iş bu safhaya geldi. Ülkenin içerisinde iki milyondan fazla insan aç be ilaç bomba gibi dolaşıyor, hem kendileri perişan hem yaşadıkları bölge perişan.

İllere ve ilçelere gelen paylar yeterli olmuyor. Bir kişiye gelen ödenekten iki kişi faydalanıyor dolayısıyla.

Elektrik yetmiyor, su yetmiyor, alt yapı yetmiyor, parklar yetmiyor. İlçelerinde Suriye’li fazla olan belediyeler olağan üstü mücadele vererek yaşamaya çalışıyorlar. Bir an önce bir çözüm bulunması lazım, yoksa Allah korusun ülkenin huzuru bozulacak.

İkinci ülkenin menfaati de İşid’den geçiyor. Biliyorum İşid katiller sürüsü bunu da ilk yazanlardanım. Merak edenler ‘’Cihatçı Kardeşim İşid Birazda Beni İşid’’ adlı yazımı okuyabilirler.

Diyeceksiniz ki İşid’de nerden çıktı İşid mi Türkiye’nin dostu. Yok, öyle söylemiyorum ama sırf İşid’i yok edecem diye emperyalist ABD’ye her türlü kapılarınız açarsanız düşmanınızı büyütürsünüz sonrada ona mahkûm olursunuz. Bakın İŞİD’i siz Ortadoğulu cahil Araplar olarak mı görüyorsunuz.

Asla tam aksine İŞİD’in yöneticilerinin % 80’i ABD ve İngiltere’de üniversite okumuş, kimi Oxford, kimi Yale Üniversitesi, kimi Cambridge Üniversitesi mezunu.

Özellikle neden Ayn-El-Arap (Kobani)ye saldırıyorlar. Çünkü orasının Suriye toprağı olduğunu orada kurulan devleti tanımadıklarını ve Kobani’nin stratejik nokta olduğunu biliyorlar.

Onun için oraya saldırıyorlar. Orası düşerse bölücülerin 50 yıl daha bu coğrafyada yeni devlet kurma şansları olmayacak. Bunu ABD’de iyi biliyor. ABD 15 yıl Irak’ta asker yetiştirdi. 50 İŞİD elemanı Irak’a yöneldi 150 Bin Irak askeri kaçtı. 1,5 milyon Türkmen 500 bin Yezidi hepsi kaçtı. ABD enerji koridorunu koruyacak asker arıyor. İŞİD’e karşı tek ayakta duranda bunlar olunca ABD hemen destek vererek Kobani’nin düşmesini önledi.

Şiileri, Alevileri, Türkmenleri, Yezidleri   İŞİD öldürürken sesini çıkarmayan ABD sıra PKK PYD’lilere gelince hemen harekete geçti. İŞİD konusunda eleştirilen hükümetimiz belki de ilk defa Suriye’de doğruyu yaparak Kobani’ye müdahaleyi ağırdan alarak 50 yılda yenemediği PKK’nın sonun geleceğini gördü. Fakat iç ve dış baskıya daha fazla dayanamayarak ABD müdahalesine boyun eğdi. PKK ve PYD hiç de hak etmediği içi boş bir zafer kazanmış oldu.

Türkiye bu arada şunu da görmüş oldu. Barış süreci dediği bu süreçte Barış’ın bir terör örgütünün  iki dudağı arasına bırakılmayacak kadar önemli olduğunu gördü. Ayn-El Arap bölgesinde İŞİD saldırısında Türkiye yardım etsin bahanesiyle bir açıklamayla Türkiye’yi kana bulayacaklarını da görmüş oldu.

Bana göre askere ve polise yeniden yetki verilmesi doğrudur. Bu da hükümetin ikinci doğrusudur. Üçüncü doğruyuda Müslüman Kürtler gördü Hüdapar ve aklı selim Kürt vatandaşlarımız tehlikenin farkına vararak markşist-leninist örgüt olan PKK ve paydaşı PYD’nin karşısında durarak ülkemizin asli unsurları olduklarını bir kez daha gösterdiler.

Gün körü körüne hükümete muhalefet edeceğiz diye çıkarılan kanunların karşısına durma günü değildir. Çünkü konu ülke bütünlüğüdür. Allah korusun terör örgütünün bir açıklamasıyla neler olduğunu görmüş olduk. Hükümette bundan sonra ki adımlarını buna atmalıdır.

Bütün bunları yazıyorum diye ezberiniz bozulabilir. Belki İŞİD’i ve Esad’ı savundun da diyebilirsiniz.

Ben ne İŞİD’İ ne Esad’ı savunurum. Ben ülkemin menfaatini düşünürüm, yoksa Antekelilerin güzel bir deyimi var onunla bitirelim ‘’Bin Bele Vere Beşşere’de İŞİD’ e de’’.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
ESAD: ZALİM DİKTATÖR, İŞİD: KATİL SÜRÜSÜ

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir