featured

Eski Başbakan ne demek istedi

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yazı: Dr. Necmettin Çalışkan

Ülkemiz olağanüstü günlerden geçiyor. Darbe girişiminin üzerinden bu kadar gün geçti. Ekonomik ve siyasal anlamda ne bir siyasetçinin, ne bir akademisyenin, ne de halktan bir kimsenin sürecin seyri ve yarın ne olacağına ve neler yaşanacağına dair net bir fikri oluşmuş değil.

Darbe girişiminin yanında ortada reel olarak “Olağanüstü Hal (OHAL) yasası” var. OHAL’in yansımalarının  vatandaşa pek hissettirilmemiş olması sevindirici. Deyim yerindeyse büyük deprem sonrası artçı sarsıntılarla kurumlarda darbeye karışan kimselerle mücadele, moda tabirle “temizlik operasyonu” devam ediyor.

Darbeci hainler mutlaka kurumlardan temizlenmeli ve onlarla mücadeleye devam edilmelidir. Bu noktada “Hak ve adalet insan varlığının özüdür, yaşamın temelidir” fikrinden hareketle ifade etmek zorunda hissettiğimiz bir husus var.

Bu süreçte bir tane bile olsa vatanını, milletini, devletini, bayrağını ve dinini seven masum, bu işten zarar görmemelidir. Temizlik operasyonunun temel ilkesi de  bu olmalıdır.    Üzülerek belirtmemiz gerekir ki darbe ile alakası olmayan bazı kişiler görevden uzaklaştırılmış ve bazı dernekler kapatılmıştır.

Bu noktada görevden alınan memurların soruşturma süreci, adaletin uygulanması açısından bir imkandır. Sağlıklı bir soruşturma için usulüne uygun soruşturmanın yapılması memurlara kendisini savunma hakkının verilmesi gerekir. Ayrıca yalnızca “suçu net olarak tespit edilenlerin cezalandırılması” son derece önemlidir.

Duyumlardan hareketle, zanlarla cezalandırmanın ya da art niyetli kimselerin bir başkasından intikam  alma ihtimalinin önüne geçmek adına her türlü tedbir alınmalıdır. Bunun ise tek bir yolu vardır; usulüne  uygun soruşturma yapılması. İlgili mercilerin de bu bilinçle hareket edeceğini temenni ediyoruz.

Bugün görülmektedir ki yaşanan bu dehşet verici hadiseler yöneticilerin eline bir fırsat doğurmuştur. Halk desteği kaybedilmeden gerekli düzenlemeler yapılmalı ve meydanlara dökülen vatandaş bıkıp usanmadan önlemler alınmalıdır. Uygun bir zamanda “yeter artık evinize dönün” denilmelidir. Çünkü artık meydanlar gözü yaşlı samimi kalabalıkların yanı sıra bundan sonra ki dönemde görev ve yükselme bekleyen bağışlayın –yağcılar- ile kendisini “malum oluşum”dan sıyırmak isteyen geçmişte bir şekilde var olan bağlarının izlerini silmek için çabalayanlarla dolu. Bana trajikomik bir durum gibi geldi. Sizce peki?

Yanlış hatırlamıyorsam Süleyman Arif Emre büyüğümüzün 12 Eylül darbesini irdeleyen bir eserinde  “Darbe gökten yuvarlanan kaya gibidir. Önce bir ağaca çarpıp yön değiştirir, sonra başka bir kayaya çarpıp tekrar yön değiştirir. Gönderenlerin hedeflemedikleri   umulmadık noktaya düşer” mealindeki ifadesi tam da kulaklara küpe olacak bir söz gibi duruyor. Etrafa caka satıp masumları fişleyenler Hak katında kendilerini müfteri olarak fişlediklerini unutmamalıdır. Bu süreçte açığa alınan, masum mu suçlu mu olduğunu bilemediğimiz ama intihar ettiğinden emin olduğumuz kamu görevlilerine bir de bu gözle bakmakta yarar var. Eğer onlar masum ise bu vebali kim ödeyecek?

Geçtiğimiz günlerde Malezya  eyalet  eski  Başbakanı Abdülhadi Avang  beni aradı. Son derce müteessirdi.  Sohbet esnasında söz doğal olarak ülkemizde yaşanan güncel konulara geldi. Konuşmadan sizlerle paylaşmak istediğim anekdot şu; “Tüm Türkiyeli kardeşlerimize büyük geçmiş olsun. Allah bir daha yaşatmasın.  Bilmiyorum bu girişimden sonra uzun vadede Müslümanlar fayda mı görecek zarar mı? İnşallah korktuklarımız  ülkenizin başına gelmez.”   Tam olarak ne demek istediğini anlayamadım. Doğrusu çok kötü bir tablo çizmesinden korktuğum için sormaya da çekindim. Rabbim ülkemizi ve insanımızı muhafaza eylesin.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Eski Başbakan ne demek istedi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir