Bir takım ziyaretler ve incelemelerde bulunmak için gelen Hatay’a gelen AKPM Göçmen, Mülteciler ve Yerlerinden Edilmiş Kişiler Komisyonu Raportörü Fransız Milletvekili Jean Marie Bockal, Suriye olaylarının başlamasıyla birlikte Avrupa Konseyi’nin başlattığı seferberliğin zayıf kaldığını ve mülteci akınına uğrayan Türkiye’nin yalnız bırakıldığını itiraf etti.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Göçmen, Mülteciler ve Yerlerinden Edilmiş Kişiler Komisyonu Raportörü Fransız Milletvekili Jean Marie Bockal, Suriye olayları ile ilgili Avrupa Konseyi’nin başlattığı seferberliğin çok zayıf kaldığını itiraf etti.Suriyeli sığınmacıların Yayladağı ve Altınözü İlçelerindeki kamplarını ziyaret etmek ve bir takım incelemelerde bulunmak üzere Hatay’a gelen Bockal, Antakya’da da bir takım sivil toplum kuruluşlarını da ziyaret etti.Ak Parti Sakarya Milletvekili Şaban Dişli ile birlikte Hatay Gazeteciler Cemiyeti (HGC)’ne yaptığı ziyarette basın mensuplarıyla bir araya gelen Bockmal, ” Suriye’den başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelere mülteci akınının başlamasıyla birlikte Avrupa Konseyi ve komisyonları seferber oldu. Ancak, inanılmaz ve yoğun mülteci akını dolayısı ile başlatılan seferberlik zayıf kaldı” dedi.
Raporum konseyin 3. raporu olacak
Suriyeli mülteciler konusunda Avrupa Konseyi’nin 3. raporunu hazırlamak için burada olduğunu belirten Bockdal; “Benim yazacağım Rapor, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi genel kurulunda, kamuya açık bir oturumda tartışmaya açılacak. Rapor, Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Irak’a giden Suriyeli sığınmacıların durumunu ayrıntılı bir şekilde ele alacak. Ben önceki Gün Lübnan’daydım. Lübnan’da devletin alt yapısı burası kadar güçlü değil. Lübnan’da da çok sayıda Suriyeli mülteci var. Mesela orada Kamp sözcüğü bile pek duyulmak istenmiyor. Çünkü hemen Filistin kampları akla geliyor ki Filistin kampları pekte parlak bir deney değildi.” dedi.
Zaman geçtikçe kampların maliyeti artacak
Türkiye’de ise şu ana kadar kamplara yaptıkları ziyaretlerde son derece açık, son derece pragmatik ve son derece iyi yapılandırılmış, bir mekanizmayla karşı karşıya kaldığı için memnun olduğunu vurgulayan Bockal, “Tabi ki Türkiye’de sığınmacılara yönelik oluşturulan alt yapının çok maliyetli olduğunu biliyorum. Üstelik zaman geçtikçe bu maliyetin daha da artacağını hepimiz biliyoruz.” dedi.
Kimse yardım etmiyor
Bütün bu çalışmaları yürüten Türk hükümetinin tek başına çalışmadığını belirten Bockal; “Türk hükümeti benim bildiğim kadar Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği ve sığınmacılarla ilgilenen diğer kuruluşlarla da son derece şeffaf son derece işbirliği ruhu içinde birlikte çalışmalarını yürütüyor. Ama şunu da biliyoruz ki Türkiye’ye Birleşmiş Milletlerin kurulları ve ajansları dışında pek kimse yardım etmiyor.” dedi.
Amacımız bilgilendirmek
Suriye’deki çatışmaların henüz durmadığını ifade eden Blockal, “Dolayısı ile benim raporda güttüğüm temel amaçlardan bir tanesi mümkün olabildiği kadar Suriye’deki dramın bir an önce sona erebilmesi için başta Avrupa Konseyi üye ülkeleri olmak üzere bütün uluslararası kamuoyunun bilgilendirmek ve seferber etmek. Amacımız meseleye insani açıdan bakmak. Ama meseleye biraz daha derin baktığınız zaman bu insani yaklaşımın ardında son derece önemli bir siyasi yaklaşımında olduğunu görüyoruz.” dedi.
Son derece karmaşık
Suriye’deki durumun jeopolitik, dolayısı ile bölgesel olarak son derece karmaşık bir konu olduğunun altını çizen Bockal, şöyle devam etti; “Birleşmiş Milletler Konseyi’’in kararlarına da bu bir şekilde yansımış. Bir yandan böyle bir karmaşık durum varken bir yandan da Suriye’nin çok farklı muhalif grupların olması itibariyle de olumsuz ve karmaşık bir durum var.” dedi.
Türkiye sabırsızlanmakta haklı
Basın mensuplarının Suriye konusunda Türkiye’nin neden yalnız bırakıldığı konusundaki sorusunu yanıtlayan Bockal; “Evet haklısınız. Türkiye sabırsızlığını göstermekte son derece haklı. Her halükarda Avrupa Konseyi’nin Suriye’deki dram konusunda çok geç kaldığını söylemek çok doğru bir tespit olmayabilir. Bugüne kadar iki rapor yayınlandı. Bütün bunlardan sonra o kadar iş yaptınız ama bir işe yaramadı diyebilirsiniz. Hemen cevap vereyim. Çoğu zaman bizim yaptığımız faaliyetler direk olarak bir işe yaramayabilir. Ama hiç olmazsa bir takım şeylerin unutulmasını engeller. Tabu şunu da unutmayın ki biz hükümet değiliz.” dedi.
Bu çatışma kolay kolay bitmez
Basın mensuplarının Suriye’deki olayların Fransa’dan veya Avrupa Konseyinden nasıl görünüyor ve Suriye’deki olaylar ne zaman biter? Sorusuna da; “Ben peygamber değilim, ama bu konuda ancak hissiyatımı belirtebilirim. Bu hissiyatta yanıltıcı olabilir. Beklide yanılıyorum ama güç dengelerine baktığımızda, Suriye’deki jeopolitik duruma baktığımızda bu çatışmanın öyle kolay sona ermeyeceği gibi bir endişe taşıyorum. Şunu da unutmamak lazım geçmişteki itilaflarda da gördük. Unutkanlık ve ilgisizlik aslında baskı yapan kişinin işine gelen bir şeydir. Suriye konusunda önümüzü göremezsek ileriye doğru adımlar atmamız gerekiyor. Çünkü eninde sonunda bir itilaf ne kadar uzarsa uzasın, bir şekilde o itilafın sona ermesi söz konusu, bu yüzden ilerlemek için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Bu nedenlerden dolayı biz buraya geliyor olup biteni yerinde görüyor ve unutkanlığa karşı çıkmaya çalışıyoruz.” dedi.
Suriye yönetimi iyi örgütlenmiş
Suriye’de çok farklı bir durumun da olduğuna da dikkat çeken Backal; “Suriye yönetimi belirli ölçülerde izole edilmiş durumda. Ama bir yandan da çok iyi silahlanmış, çok iyi bir şekilde örgütlenmiş, çok kararlı bir yönetim olduğunu görüyoruz. Suriye yönetiminin çok çabuk düşeceğini öngörenler vardı. Ama böyle bir şeyin olmadığını şimdi görüyoruz. Üstelik Suriye’deki yönetimin düşmesi için muhaliflere destek konusunda Fransa da çok önemli girişimlerde bulundu. Ama sahaya, Suriye’ye baktığımızda durumun pek böyle olmadığını gördük.” dedi.
