featured

Gümrük Uzmanı Çardak: “Türkiye’de hesap soran muhalefet yok”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gümrük ve Ticaret Uzmanı Mehmet Çardak, Hayali ihracat, Muhalefet ve Ak Parti’nin karşısındaki muhalefetin tutumu hakkında bir yazı kaleme aldı.

İşte Mehmet Çardağın yazısı…

ANAVATAN iktidarında (1983-1991) ‘hayali ihracat’ doruğa çıkmıştı. DYP-SHP iktidarı döneminde,  Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 10/5 sayılı Hayali İhracatı Araştırma Komisyonu kurulmuş ve hayali ihracat vurgunu aylarca hatta yıllarca araştırılmış; Komisyonda konuşan bürokratlar sorumluluğu hep Özal’ların üstüne atmıştı.

Bunun üzerine, Hayali İhracat Araştırma Komisyonu’nda; Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile eşi Semra Özal, küçük oğlu Efe ve kardeşi Yusuf Bozkurt Özal’ın da ifadelerinin alınması kararlaştırılmıştı.

Semra Özal, her ne kadar oğullarının dikili bir ağacı bile olmadığına üzülse de; oğlu Ahmet ve Efe, televizyon antenleri ve şirket levhaları dikmişti.

HAYALİ İHRACATIN BOYUTU

Hayali ihracatın neden olduğu büyük Hazine soygununu TBMM adına inceleyen Hayali İhracat Araştırma Komisyonu Başkanı ve DYP Aksaray Milletvekili Mahmut Öztürk, dört aylık çalışmaları hakkında 14 Mart 1993 günü basına şu bilileri açıklamıştı: “…Devletin davulla, zurna ile yapılan kaçakçılığa ödediği para, bugünkü değerlerle 8-10 trilyon liradır. Hayali ihracat yapıldığı tespit edildiği halde, bu firmaların tamamına vergi iadeleri ödenmiştir….”

TBMM Hayali İhracat Araştırma Komisyonu’nca; hayali ihracattan kaynaklanan Hazine zararının tespitine ilişkin 10/5 sayılı Araştırma Komisyonu çalışmalarını sonuçlandırılmış ve hazırlanan rapor TBMM Genel Kurulu’na tevdi edilmişti. Raporda, hayali ihracat vurgununun boyutu 40-50 milyar dolar olarak tespit edilmişti.

Hayali İhracat Araştırma Komisyonu Raporu’na göre; I. Anavatan iktidarı döneminde gerçekleştirilen hayli ihracat, organize bir hareketi. Bu hayali ihracat organizasyonunun içinde siyasetçi, idareci, işadamı, gümrükçü ve hukukçular vardı. Deyim yerindeyse fil iğnenin deliğinden geçirilmişti. Bu nedenle de kimseye hiçbir şey olmamıştı; minareyi çalanlar kılıfı hazırlamıştı ama kılıfı hazırlayanlar aynı zamanda iğneyi, ipliği ve dikişi de kendileri yapmıştı.

1965’ten itibaren gelmiş geçmiş hiçbir iktidar yolsuzluğun ve kaçakçılığın önlenmesi konusunda samimi olamamıştı. Sağcısı-solcusu herkes devleti bir nemalanma aracı olarak gördüğü için herkes birbirini korumuş ve kollamıştı.

Ve sonunda, TBMM Genel Kurulu’nda hayali ihracatın sorumluları da aklanmış; hayali ihracatın asıl kolları devletçe yanlış adreslerde aranmıştı. Hayali ihracattan kaynaklanan 50 milyar dolarlık en büyük Hazine soygunu da, TBMM’de parmak çokluğuyla ‘hasıraltı’ edilmişti!

TÜRKİYE’DE HESAP SORAN MUHALEFET YOK!

 AK Parti iktidarı döneminde (2002-2015) hayali ihracat hiç hız kesmedi ama Türk Medyası’nın gündemine girmedi. En büyük hayali ihracat vurgunları bile gazete manşetlerinden verilmedi.

Nitekim bu yılın ilk aylarında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Orhan Kapıcı’nın koordinesinde Terör Örgütü ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Ekrem Devrim’in talimatıyla, İstanbul ve 15 ilde ‘hayali ihracat’ operasyonu başlatıldı. 2011 yılında aynı suçtan gözaltına alınan A.G.’nin başını çektiği suç örgütünün 50 üyesi gözaltına alındı.

Çetenin devleti 900 milyon lira zarara uğrattığı belirtildi!

Bir yıl önce, Maliye Bakanlığı’na, bazı tekstil şirketlerinin hayali ihracat olaylarına karıştıkları yönünde ihbarlar yapılmış; Maliye Müfettişleri, ihbarlarda adı geçen şirketler ve isimler üzerine araştırma başlatmıştı. Yapılan araştırmada; şirketlerin ‘Dâhilde İşleme Rejimi’ adı verilen vergisiz sistemi kötüye kullandıkları belirlenmişti. Müfettişler, tekstil şirketlerinin ağırlıkta olduğu 22 şirketin ihracat şartıyla ham madde getirdiklerini, işledikleri ürünleri ihracat yapmak yerine iç piyasada sattıklarını belirlemişti. Hayalcilerin, bu ürünleri ihracat yapmış gibi göstermek için de sahte belgeler düzenledikleri tespit edilmişti.

Hazine vurgununun parasal boyutu 900 milyon Lira!  Ve önümüzdeki 7 Haziran’da genel seçimler var! Bu konuda sizler hiç CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ya da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ağzından çıkan bir sözcük duydunuz mu? İktidardan Hazine vurgunlarının hesabını sormayan muhalefet liderlerinin seçim kazanması ve iktidara gelebilmesi mümkün müdür? Devletin başına Devlet geçecekmiş! Ekonomik etkili gümrük rejimlerinden habersiz liderler Devlet’in başına geçse ne olur geçmese ne olur?

Devletin başına belediyeden geçenler Türkiye’yi ne hale getirdiler. Cumhuriyet’i önce Anayasasız bıraktılar sonra da Devlet’i yok ettiler!

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Gümrük Uzmanı Çardak: “Türkiye’de hesap soran muhalefet yok”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir