featured

Güveni Olmayanın İmanı Olur mu ?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kıymetli kardeşlerim ben bugün ki yazımı güven meselesi üzerine yazmak istiyorum, yaşadığımız asırda ve yaşadığımız toplumda insanların kendi aralarında dayanışma ve yardımlaşmanın en önemli dayanağı, hiç şüphesiz ki güven meselesidir, birbirine güvenmeyen toplumlar birbirleriyle  dayanışma ve yardımlaşma içerisinde olamazlar ve hatta ticaret bile yapamayacak bir duruma gelir ki, bu da bir toplum için en büyük bir felaket demektir.

Düşününüz ki yanı başınızda bir komşunuzun bir saatliğine bir maddeye ihtiyacı var siz dede bu imkan vardır ama, komşunuz güvensiz bir insansa yok demek ve yalan söylemek durumunda kalacaksınız, veya bu oturup kalktığınız bir arkadaşınızda olabilir bir yakın akrabanızda olabilir ve hatta babanız ve kardeşinizde olabilir, inancımızda en büyük sadaka sayılan bu ibadeti güvenin olmadığı bir toplumda nasıl işleyeceksiniz, veya yok diye bir yalan söyleme günahından nasıl kurtulacaksınız, ayrıyeten Allah cc duha süresinde bir ayeti kerimede buyurduğu sakın isteyene yok deme ayetine karşı gelmemek için ne yapacaksınız.

Bu güveni neden kaybettik, veya neyimizi kaybettikte bu güvenimizde elimizden gitti bunun bir sorgulamasını yapmak hepimizin vazifesidir.

Allah cc müminin süresinin sekizinci ayeti kerimesinde buyuruyor ki o müminler ki emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler.

Bu ayeti kerime ışığında kendimizi bir testten geçirelim bakalım, müminler emanetlerine ve ahitlerine riayet eden kimseler iseler, peki ya emanetlerine ve ahitlerine riayet etmeyen kimselere ne diyeceğiz, bunlarda mümin  desek Allah’ı  yalancı çıkartmış olmazmıyız.

Haşa tövbe yarabbi hiç kimse böyle bir şey söylemeyeceğine göre, söylenmesi gereken emaneti ve ahdi olmayanın imanın olmadığıdır ki buda Allah’ı tasdik etmektir.

Allah cc başka bir ayeti kerimede buyurduğu Allah’ın  laneti yalancıların üzerine olsun, peki yalan söyleyende mümin ise, Allah cc mümine de lanet mi etmiştir haşa, Hz. Muhammed as bir hadisi şeriflerinde münafığın alametlerini sayarken o konuştuğunda yalan konuşur söz verdiğinde sözünde durmaz ve emanet verildiğinde emanete ihanet eder. Yani sözü  doğru olmayanın ahdini yerine getirmeyenin ve emanete ihanet edenin mümin olmadığıdır, şimdi yaşadığımız toplumda mümin vasfını taşıyan kaç tane insan bulabiliriz acaba başta kendimizde dahil olmak üzere.

Demek anlaşılan bir toplumun güveni yoksa o toplumda imanda yok demektir

peygamberi düşmanlarının bile tasdik ettiği Muhammedî emin olan bir İslam toplumunda nasıl  güven olmaz, düşmanlarının bile emanetine ihanet etmeyen bir peygamberin ümmeti kendi din kardeşinin emanetine ihanet edebiliyorsa bu ümmet gerçekten o peygambere ümmet mi değil mi diye kendini tekrar gözden geçirmesi lazımdır, sadece ağzından çıkan tek bir sözün bile kendini bağlaya bileceği bir insandan, senetle kefille teminatla ve icra yoluyla ve de devlet gücüyle bile verilen emaneti geri alınamayan bir insana mümin demek acaba bu dine ve bu peygambere en büyük bir iftira ve ihanet değil de nedir.

İşte şimdi İslam alemine neden zülüm atların çöktüğünü neden zalimlerin tabela olduğunu ve neden kafirlerin aziz Müslümanların zelil olduğunu neden dualarımızın kabul olmadığını ve düşmanlarımıza karşı bizlere yardım etmediğin sebeplerini birazda burada aramak gerektir diye düşünüyorum.

Son söz olarak şunu söylemek istiyorum hakiki mümin olmak istiyorsak güvenilir bir Müslüman olmak zorundayız aksi takdirde müminiz diye sadece kendimizi aldatmış oluruz, gerçekten dualarımızın kabul olmasını Allah’ın yardımını bize ulaştırmasını ve düşmanlarımızın zelil olmasını istiyorsak hakiki müminlerden olmak zorundayız, hakiki müminlerden olmak dileğiyle sonraki yazımızda buluşmak üzere selamun ale menittebeğelhude.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Güveni Olmayanın İmanı Olur mu ?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir