featured

Hatay bizim şahsi meselemiz değil mi?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hatay Gönüllüleri Konseyi adına açıklama yapan Başkan Tahir Dönmezer Hatay’ın işgal yıllarını ve Hatay’ın kurtuluş günlerini anlatan bir yazı yayınladı.

İşte Hatay Gönüllüleri Konseyi adına Tahir Dönmezer’in o yazısı;

Hatay’da işgal yılları… Anayurttan ayrı yaşamaya alışamayan Hataylılar, her fırsatta Türkiye’den, memleketlerinin işgalden kurtarılması talebinde bulunmuşlardır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal, 15 Mart 1923’te Adana’ya geldiğinde Antakyalılar kendisini karşıladılar. Adana’da Gazi’yi karşılayan kalabalığın önünde iki levha, dört hanım ve bunların önünde genç bir kız vardı. Bu kız Şenköy’lü Ayşe Fitnat’tı. Dokunaklı bir sesle “Ey Ulu Gazi, bizi kurtar” diye talepte bulundu. Mustafa Kemal kıza tarihe malolan, kurtuluş vaadeden bir cevap verdi: “Kırk Asırlık Türk Yurdu Ecnebi Elinde Kalamaz!” Bu söz o günden sonra bütün Sancak Türkleri tarafından kurtuluş için bir senet olarak kabul edilmiştir.

Şenköy’lü Ayşe Fitnat Hanım’ın Adana’da Atatürk’e hitabı şöyledir; “Selam sana ey sarlan hale-i ikbali büyük halaskârımız. Hürmet sana ey İslamiyet’i kurtaran büyük gazimiz, ey zulümleri yıkan, mazlumları sevindiren Türk kahramanı, ey ağlayan masum gözlerin sızlayan Türk kalplerinin kahramanı, kudümünle bugün Adana’da yeni bir hayal tecelli ediyor. Parlak umidi istikbal doğuyor. Fakat ve esfaki Adana’nın güzel bir parçası olan zavallı Antakya ve İskenderun’da yüzbinlerce hemşerimiz düşman çizmeleri altında sürünüyor. Mini mini Türk yavruları boğazlanıyor…

Ey ulu gazi bizi kurtar, Ey ulu gazi bizi kurtar, Ey ulu gazi bizi kurtar

İşte biz Antakya ve İskenderunlular sevinerek ayaklarının altında ölmek istiyoruz. Eminim ki ruhumuz sizi Antakya muhitine götürecek. Afita-bı Kemal olanlarda bütün küvetiyle edecektir.

Yaşasın ulu gazimiz! Yaşasın şanlı ordumuz! Yaşasın büyük Türk Milleti!”

Bu söylevden sonra bu haykırışlara Mustafa Kemal Atatürk tarihe mal olmuş “Kırk Asırlık Türk Yurdu Ecnebi ellinde Kalamaz” veciz sözünü söyleyerek Hatay halkına mal etmiştir.

Şenköy’lü Ayşe Fitnat Hanım’ı Saygıyla Anıyoruz…

Atatürk meclisteki bir konuşmasında, “… Bu sırada, milletimizi gece gündüz meşgul eden başlıca büyük bir mesele, hakiki sahibi öz Türk olan, İskenderun – Antakya ve çevresinin mukadderatıdır. Bunun üzerinde ciddiyet ve kesinlikle durmaya mecburuz. Daima kendisi ile dostluğa çok ehemmiyet verdiğimiz Fransa ile aramızda, tek ve büyük mesele budur. Bu işin hakikatini bilenler ve hakkı sevenler, alâkamızın şiddetini ve samimiyetini iyi anlarlar ve tabii görürler” diyordu.

Fransa Hükümeti, Suriye’ye İstiklal vaat ediyordu. Bu gerçekleşirse, Hatay’ın durumu ne olacaktı? Geleceği çok iyi gören Atatürk, Fransız Büyükelçisine “…Ben toprak büyütme delisi değilim. Barış bozma alışkanlığım yoktur. Ancak anlaşmaya dayanan halkımızın isteyicisiyim. Onu almasam edemem,  Büyük Millet Meclisi kürsüsünde milletime söz verdim. Hatay’ı alacağım, Milletim benim dediğime inanır, sözümü yerine getiremezsem huzuruna çıkamam, Hatay’ı alacağım.”  diyordu.

Kendisine ve milletine inanan ve güvenen güçlü Lider için bu, dönüşü olmayan bir yoldu.

Güçlünün değil, haklının yanında olan Atatürk, Hatay davasını da haklı biçimde çözümleyecekti. Nitekim yine Fransız büyükelçisine; “Anlaşmazlık halinde, Türkiye Cumhurreisliği’nden ve hatta Büyük Millet Meclisi üyeliğinden çekileceğim. Arkadaşlarımla beraber Hatay’a gireceğim. Hataylılarla birlikte mücadeleye devam edeceğim.” diyordu.

Atatürk, “Hatay, benim şahsi davamdır. Şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz.” dedikten sonra 1937’de Cenevre Milletler Cemiyeti Hatay’ın bağımsızlığını kabul etti. Önce bir seçimle nüfus ekseriyetini tespite karar verdi.

Bu sıralarda Fransa ile giriştiğimiz teşebbüsler fayda vermedi, Milletler Cemiyeti’nden çekildik. Atatürk hasta yatağından kalktı.  Bu kalkmak değil adeta fırlamaktı. Mersin’e ve Adana’ya gitti. Milletinin ve ordusunun nabzını bir kez daha yokladı. Hepsi de hazırdı. Gücü ve güveni arttı. Milletler Cemiyeti kararının yürürlüğe girişini Fransız Mümessili bir türlü kabul etmiyordu bazı olaylar çıkıyordu. Bunun üzerine 30 Kasım 1937 günü Atatürk, Hatay’la ilgili Ulus Gazetesi’ne şu demeci verir; “…  Hatay’da Fransız Delegesi, Hataylıların şevk ve heyecanla bayram yapmaları tabii olan bir günde Hatay Türklerini serbestçe bu günü kutlamaktan men edecek tedbirler almış ise, buna yazık demekle iktifa ederim.”

Atatürk‘ün Hatay’ı silah zoruyla alabileceğini, Fransızlar anlamışlardı. Bunu dikkate alarak bir askeri anlaşma yapmayı istediler; bu anlaşma yapıldı. Atatürk‘e göre savaş, hayati olmadıkça yapılmamalıydı. Bu askeri anlaşma ile Hatay’da tarafsız bir seçim kabul edildi. Bu maksadı sağlamak için de bir kısım asker gücünün Hatay’a girmesine karar verildi. Kurmay Albay Şükrü Kanatlı komutasındaki birliklerimiz Hatay’a girdi. 13 Ağustos’ta seçimler yapıldı. Böylece de Bağımsız Hatay Cumhuriyeti 12 Eylül 1938 ‘de kuruldu. Bu Cumhuriyet de 30 Haziran 1939 ‘da Türkiye‘ye iltihak kararını aldı. Anayurdun bölünmez, vazgeçilmez bir parçası olan Hatay, ana yurtla bütünleşti.

Atatürk ‘ün “ Yurtta Sulh, Cihanda Sulh!” ilkesine nasıl yürekten bağlı bulunduğunu Hatay meselesi apaçık göstermiştir. Atatürk‘ten dün ders almayan dünya devletlerinin yöneticileri için, bugün de yarın da alınabilecek daha çok büyük dersler vardır.

Hatay Devleti’ni kurmuş ve Anavatan’a katılarak asalet ve cesaret timsali olmuş Atalarımıza bugün layık olduğumuzu düşünüyor muyuz?…

Bu kutlu günümüzde yani 23 Temmuz’da bu müstesna memleketin bütün evlerinin ve işyerlerinin Türk Bayraklarıyla donatılması gerekmiyor muydu?..

Biz Hataylılar benliğimizden, milli ve manevi duygulardan bu kadar mı uzaklaştık?…

Hatay’ın Anavatan’a katılışının 76. yıldönümünü bir kez daha kutluyor; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, Hatay Devleti’nin kuruluşunda şehit olan ve bugün hayatta olmayan o vakur insanların önünde saygıyla eğiliyor, Yüce Allah’tan rahmetler diliyoruz. Hayatta olan Kahraman Gazilerimize ve o günleri yaşayan değerli büyüklerimize de sağlıklı ömürler diliyoruz.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Hatay bizim şahsi meselemiz değil mi?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir