featured

Hatay Gönüllüleri Konseyi Yüksek İstişare Kurulundan Önemli Açıklama

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hatay Gönüllüleri Konseyi Yüksek İstişare Kurulu  toplandı. Toplantı ile ilgili bir basın bildirisi yayınlayan Hatay Gönüllüleri Konseyi  basın bildirilerinde şu konulara yer verdiler;

Değerli Halkımıza Ve Yetkililere…

Dünyanın en eski ve köklü kültürlerinden birine sahip olan ülkemiz ve ulusumuz için var olmak ya da olmamak uğruna sürekli savaştık. Ve hala da savaşıyoruz…

Üzerinde bulunduğumuz coğrafya, dünyanın en karmaşık çıkar hesaplarının yapıldığı bölgesidir. Bir yandan Ortadoğu, Kafkaslar, Orta Asya gibi dünyanın en zengin petrol bölgelerini kontrol etme kavgası, öte yandan sahip olduğumuz su kaynaklarının yaratacağı güç endişesi, doğal problemlere yeni ve suni problemlerin eklenmesine ve dış dünyanın stratejik konumda olan ülkemize olan ilgisinin sıcak kalmasına neden olmaktadır.

Makro seviyede yaşanan bu olumsuzluklar karşısında sorumluluklarının bilincindeki her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının duyarsız ve tavırsız kalmasının imkânsızlığını biliyoruz. Hatay’da yaşayan bizlerin de bu olumsuzluklar karşısında duyarsız ve tavırsız kalamayacağı gibi…

Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerinin bozulmasından sonra Hatay’da yaşayan bizler sosyal ve ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya bırakıldık. Suriye ile ilgili yaşanan olumsuzluklar ve sığınmacıların kente yerleşmesi sonucu yaşanan sosyal problemler, halkımızın sağduyusu ve yetkililerin duyarlı davranmaları sonucunda kısa zamanda önlenebilmiştir.

Ancak bu süreç zarfında kime ve neye hizmet ettiğini bilmediğimiz tanımadığımız insanlar ve kim oldukları konusunda şüpheye düştüğümüz kişiler aramıza karıştı. Yerli ve yabancı ajan provokatörler gibi…

Hatay’da görev yapan istihbarat ve emniyet birimleri hızla hareket ederek önlemlerin alınması konusunda yaşanan olayları analiz ederek meseleleri çözebilselerdi, biz Hatay halkı bu olayları yaşamayacaktık. Olaylar bu aşamaya gelmeyecekti.

Reyhanlı’daki menfur saldırı sonucu devletimizin, hükümetimizin ve yerel yöneticilerimizin yaraları sarmada göstermiş olduğu olağanüstü çaba hafızalarımızdan silinmeyecektir. Ancak, Reyhanlı’daki terörist eylemin üzerinden çok geçmeden Antakya’da yaşanan olaylar neticesi henüz hayatının baharındaki bir gencimizin ölmesi acımızı daha da arttırmıştır.

Hatay üzerinde oynanan oyunları komşu ülkelerin haritalarını incelediğinizde rahatlıkla görebilirsiniz. Medeniyetlere ev sahipliği yapmış ilimizde yüzyıllardır bir arada kardeşçe yaşayan Biz Hatay’lılar da bunlara gülüp geçeriz. Bizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız, vatanımızı ve Hatay’ımızı seviyoruz. Coğrafi konum itibariyle Suriye meselesinde odak noktasındayız. En yüksek mülki amirinden en alt birimlerde görev yapan devlet görevlilerine, politikacılarımıza, en yaşlısından en gencimize kadar tüm halkımıza görevler düşerken hassas ve yapıcı aklıselimimizle görev ve sorumluluklarımızı ön plana çıkarmak zorundayız.

Hatay’da; Reyhan’lı ve Antakya’daki olayların analizlerinin ve durum raporlarının gündeme getirildiği herkesçe bilinmektedir. Sivil Toplum Kuruluşları olarak bizlerde bu huzur bozucu ve üzücü olaylar karşısında olumlu çabalar içerisinde bulunduk. Karşımıza çıkan tabloda görünen odur ki;

Sınır güvenliğimizin ihlali neticesinde; çeşitli çetelerin oluştuğu, muhtelif kaçakçılıkların yapıldığı, sınırlarımızdan kontrolsüz giriş-çıkış yapıldığı,

–  Genellikle Türkiye ile eşzamanlı yapılan kentimizdeki bazı gösterilerde; güvenlik güçlerimiz tarafından göstericilere karşı aşırı şekilde orantısız güç kullanıldığı,

–   Şehrimizde emniyet tedbirlerinin alınmasında ihmallerin olduğu kanısındayız.

Eğer ilk olayların cereyan ettiği gün baba şefkatiyle yaklaşılsaydı, bu olaylar bu hale gelmeyecekti.

İnsanlar demokratik haklarının gereği olarak anayasanın verdiği yetkiler doğrultusunda; kendilerini ifade etmek için toplanır, insani duygularını ifade etmek ister. Tabi ki; yasalara uymak, kavgaya, kargaşaya, anarşiye meydan vermemek ve şiddete başvurmamak kaydıyla. İyi niyetle, demokratik tepkilerini ortaya koymak amacıyla meydanlara çıkanların arasına kışkırtıcı ajanlar karıştığında olaylar daha farklı olur ve sonucundan her kesimin zarar göreceği durumlar ortaya çıkar. Kamu düzenini sağlamakla yükümlü görevliler, toplumsal olaylarda halkın korunması, kollanması ve emniyeti doğrultusunda demokratik haklarını kullanmalarına yardımcı olmakla yükümlüdür. Bunları yaparken de birbirlerine zarar vermemelerini, aralarına karışan kışkırtıcı ajanların ayıklanmasını ve çevrelerine zarar vermemelerini sağlamalıdır.

Samandağ’dan Antakya’ya kadar yapılan ve yüz binlerce kişinin katıldığı 25 km.lik “Barış ve Kardeşlik Zinciri”nde görüldü ki; insanlar demokratik haklarını kullanırken müdahale ve kışkırtma olmadığında birlik ve beraberliğimizin en güzel örneğini göstermiştir.

Güvenlik güçlerinin aşırı güç ve şiddet kullanmaları asla tasvip edilemez. Kendi çocuklarımızı ve onların anne babalarını sınırsız güç kullanarak devlete karşı kin ve düşmanlık duygularını geliştirmesine izin veremeyiz, verilmemelide. Yoksa kendi düşmanımızı kendimiz yaratırız. Devletin şefkati, sevgisi ve halka olan saygısı göz ardı edilmemelidir. Bu konuda alınması gereken tedbirler inanıyoruz ki geleceğe daha aydınlık bakmamızı sağlayacaktır.

Bu olaylar neticesinde bozulan toplumsal huzur ve ekonomi halkımızın;

  Günlük yaşamına,

  Aile düzenine,

  Sosyo-psikolojik yapısına,

 Bölgemizdeki turizm gelişmelerine ve şehrin antik imajına zararlar vermiş ve

Esnaf ve sanayicimiz başta olmak üzere tüm sektörlerin ekonomik durumunu derinden sarsmıştır.

Bu konularda yapılacak destekler ve olumlu adımlar halkımızın güven duygularını tazelerken huzurlu, güvenli bir toplum için birlik ve beraberliğimizin teminatı olacak ve aydınlık geleceğimize ışık tutacaktır.” denildi.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Hatay Gönüllüleri Konseyi Yüksek İstişare Kurulundan Önemli Açıklama

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir