featured

Hatay Turizm Yatırımı İçin Uygun

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sanayi:

1- Antakya Organize Sanayi Bölgesi
1500 dönüm arazi üzerine, İl Özel İdaresi ve Sanayi veTICARET Odasının %50 ortak    katılımı ile 1994 yılında kurulmuştur. İmar planı sonucuna göre Antakya Organize Sanayi Bölgesi alanı 881.000 m2 olup,66 parsele ayrılmıştır. Sanayi bölgesi parsellerinin tamamı tahsis edilmiştir. Halen Antakya Organize Sanayi Bölgesinde bulunan parsellerin  55 faal, 8 inşaat halinde  3 parsel ise proje aşamasında bulunmaktadır.Bölgede 1221 işçi istihdam edilmektedir.

Antakya Organize Sanayi Bölgesinin alt yapısı (kanalizasyon, yağmur suyu, içme suyu, elektrik) tamamlanmış olup, yolların beton parke döşeme, idari bina yapım işi bitirilmiştir. Arıtma tesisi yapım çalışmaları devam etmektedir. Bölgede, elektrik, su, ve güvenlik hizmeti OSB yönetimi tarafından yerine getirilmekte doğal gaz getirilmesi ile ilgili çalışmalar sürdürülmektedir.

Bölgede sanayicinin ihtiyacını karşılamaması üzerine ilave alanlar üzerinde çalışılmaktadır,1300 dekar ilave OSB alanı ile ilgili yer seçimi süreci başlatılmış çalışmalar devam etmektedir.

2- İskenderun Organize Sanayi Bölgesi

İskenderun Organize Sanayi Bölgesinin 08.03.1984 tarihinde Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünce arazi kamulaştırma çalışmalarına başlanmış, daha sonra bölge kadrosu oluşturulmuş ve alt yapı çalışmaları bitirilmiştir.

Bölge, altyapısının bitmesine müteakip bina, sosyal ve idari tesisler ile çevre düzenlemeleriyle birlikte 1992 yılında tamamlanarak hizmete girmiştir.

Bölgenin toplam alanı 1.143.522 m2 olup, net parsel alanı 800.500 m2 geri kalan kısımları yol, park ve sosyal tesislerdir.

Bölgede bulunan bir iş merkezinde 16 adet iş yeri ve 59 adet sanayi parseli toplam 75 adet tesis bulunmaktadır. Tüm sanayi parselleri tahsis edilmiş, bölgedeki firmalarda 4911 işçi istihdam edilmektedir.

Bölgede Ekinciler A.Ş. ,Yazıcı A.Ş.ve Assan A.Ş. ye ait 3 adet liman bulunmaktadır

İskenderun Organize Sanayi Bölgesinde 9 Firma Demir ve Çelik üretimi yapmakta olup, bunun dışında 2 Gübre tesisi 1 adet Plastik Sanayi, 10 adet madeni eşya sanayi, 4 adet karayolu taşıtları imalat sanayi ve diğer sektörlerde firmalara ait sanayi tesis bulunmaktadır.

Bölgede doğalgaz, elektrik, su arıtma ve güvenlik hizmeti OSB yönetimi tarafından yerine getirilmektedir.

3- Payas Organize Sanayi Bölgesi

530.000 m2 alan üzerine kurulmuş olan Hatay-Payas Organize Sanayi Bölgesi, aslında kendiliğinden gelişen sanayi yapılarının sonradan Organize Sanayi Bölgesine dönüştürülmesinden ibarettir.

Bölge müteşebbis teşekkülü, Hatay İl Özel İdaresinin %40, Payas Belediye Başkanlığının %30, Payas Sanayiciler Derneğinin %30 katılımı ile kurulmuştur. İmar planı onaylanmış ve imar uygulama işlemi bitirilmiştir. Faal olan işyerlerinde yaklaşık 1923 kişi çalışmaktadır. 42 adet sanayi parseli mevcut olup, halen 37 adet parselde üretim yapılmaktadır . Geriye kalan parseller küçük ve mülkiyet sorunları nedeniyle üzerinde tesis bulunmamaktadır. Bölgeye doğalgaz alt yapısı döşenmiş, kullanıma sunulmuştur: Evsel atıklar Payas Belediyesi ile yapılan protokol gereği, Payas Belediyesi Arıtma tesislerine verilmektedir.

Payas Organize Sanayi Bölgesinin genelinde demir ve çelik üretimi yapılmakta olup, bunun dışında 1 adet torna ile 2 adet kömür presleme, 1 adet çivi tel tesisi bulunmaktadır.

Bölgede doğalgaz, elektrik, su güvenlik hizmeti OSB yönetimi tarafından yerine getirilmektedir.

Yapımı Devam Eden Organize Sanayi Bölgeleri:

1- İskenderun ||. Organize Sanayi Bölgesi (Demirçelik Üretim Sektörü)

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından Yer Seçim Komisyonu marifetiyle 01.09.2005 tarihinde yer seçimi yapılmıştır. Hatay-İskenderun 2. Organize Sanayi Bölgesi yeri, İsdemir ile İskenderun 1. Organize Sanayi Bölgesi arasında kalan Azganlık Belediyesi sınırları içerisinde 786.109,79 m2 büyüklükteki alandır. Mülkiyetinin büyük kısmı hazine adına kayıtlı iken, İskenderun 2. Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Teşekkülü tarafından (hazine adına kayıtlı parseller) bedeli mukabilinde satın alınmıştır. Bölge Müteşebbis Teşekkülü, Hatay İl Özel İdaresinin %70, Azganlık Belediyesinin %30    katılımı ile oluşmuştur.

Bölgenin imar planı yapılmış ve parsellerin tamamı tahsis edilmiştir.

2-Erzin Organize Sanayi Bölgesi

Sanayi veTICARET Bakanlığı tarafından oluşturulan Yer Seçim Komisyonu tarafından 175 Hektaralanda 22.07.2008 tarihinde yer seçimi yapılmıştır. Bölge Müteşebbis Teşekkülü; Hatay İl Özel İdaresinin %40, Erzin Belediyesinin %30, Erzin Ticaret ve Sanayi Odasının %30 katılımı ile oluşmuştur.

Bölgenin halihazır haritası, gözlemsel jeolojik etüt raporu, kamulaştırma haritası, tescil harici alanların tesciline esas harita yapım işi ihale edilmiş ve işlerin tamamı bitirilmiştir.

Bölge faaliyetleri ile ilgili satın alma ve kamulaştırma işlemlerine devam edilmektedir.

Turizm:

Aşağıda yer alan kültürel ve turizm açısından önemli olan yerler için birçok kafe,otel ve kulüpler yapılabilecek durumdadır. İşte yatırım yapılabilecek o alanlar:

Hatay’da 150 adet Arkeolojik sit alanı, 5 adet doğal sit alanı (Antakya, Harbiye,Reyhanlı-Yenişehir, Kırıkhan Gölbaşı Erzin Başlamış), 1 adet kentsel sit alanı (Antakya) bulunmaktadır.

Açana (Alalah) Hitit Saray Harabesi

Antakya Reyhanlı Karayolunun 22. km.sinde yolun sağında yer almaktadır. M.Ö.19 ve 15.yüzyıllara ait iki saray kalıntısı mevcuttur. Aççana Höyüğü antik “Alalah şehrinin kalıntısıdır. İlk iskân M.Ö. 3400 yılında başlamıştır. Mısırlılar, Mitaniler, Mezopatomya devletleri ve Etiler gibi kavimlerinin de yerleşim alanı olarak kullandığı 17 yerleşme tabakası mevcuttur. 4. 7. tabakalarında büyük saraylar vardır. En eski saray 7.tabakalarda Babil Kralı Hammurabi ile çağdaş Yamhat ve Hitit Prensi Yarım-Lim tarafından inşa ettirilmiş olanıdır. Bu saray M.Ö. 18.yüzyıla aittir.

M.Ö.15.yüzyıla ait 4.tabaka sarayı bu sarayın hemen bitişiğindedir. Kral Nigme-Pa’ya aittir.

Saraylar taş temeller üzerine kerpiçle inşa edilmiş olup daireler bir iç avlunun etrafında sıralanan mekânlar dizini halindedir. Geleneksel 2.bin Hitit mimarı örneklerindendir.

İmma Antik Kenti

Antakya-Cilvegözü yolu üzerinde, Reyhanlı yakınlarında Roma ve Bizans dönemlerinde “İmma” adıyla anılan bir yerleşim yeridir. Şimdi burası piknik yerleri ve çay bahçeleri ile ünlüdür.

Tell Tainat

Yapılan kazılarda bir Hitit sarayı ile tapınağın ortaya çıkarıldığı Tainat’ta bulunan eserler bugün Hatay Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.

Kiliseler ve Kabartmalar

St. Pierre Kilisesi

Antakya –Reyhanlı yolu üzerinde kente 2 km uzaklıkta Habib-i Neccar Dağı yakınındadır. Doğal bir mağara olup, eklemelerle kiliseye dönüştürülmüştür. İsa’nın 12 havarisinden biri olan St.Pierre ; Antakya ‘ya M.S. 29-40 tarihleri arasında gelmiş ve Hıristiyanlığı yaymaya çalışmıştır. İlk dini toplantının yapıldığı bu kilisede cemaat ilk kez Hıristiyan adını almış. Bu yüzden St. Pierre Kilisesi Hıristiyanlığın ilk kilisesi olarak bilinir.

Bu mağara M.S. XII-XIII. Yüzyıllarda Haçlılar tarafından ön cephesine yapılan ilave inşaat ile gotik tarzda bir kilise şekline çevrilmiş Mağaranın tabanında tahrip olmuş bir şekilde M.S.4 ve 5. yüzyıllara ait mozaik kalıntısı vardır. Ayrıca bir altar, niş içinde mermer küçük St. Pierre’nin heykeli, kutsal sayılan su, saldırı esnasında cemaatin gizlice kaçmasına yarayan tünel bulunmaktadır.

1983 yılında Papa VI. Paul tarafından Hıristiyanlar için Haç yeri ilan edilmiştir. Her yıl 29 Haziran da Katolik Kilisesince burada bir ayin düzenlenir.

Haron (Charonion) Cehennem Kayıkçısı Kabartması

St.Pierre Kilisesinin 200 m. kuzeyinde bulunan kabartmalar, kayalara oyulmuş dev bir büstle dikkat çeker. Büst başında örtü bulunan tamamlanmayan bir kadın portesini andırmaktadır. Kabartmalar I. yüzyılda Antiochus zamanında bir veba salgını sırasında yapılmıştır. Mitolojide Haron, ölülerin ruhunu para karşılığı, Styx Nehri’nden geçirerek yeraltı dünyasının kapılarına taşıyan kayıkçının adıdır.

Traianus Su Kemerleri (Kandra)

Harbiye Çağlayanlarından Antakya’ya su getirmek amacıyla Roma imparatoru Traianus tarafından yaptırılmıştır. 9 km uzunluğundaki kemerler bugün çok tahrip olmuş bir haldedir. Halk arasında Memekli Köprü olarak anılan su kemerlerinin az sayıdaki kalıntısı bile projenin mükemmeliyeti hakkında fikirler vermektedir.

Demir Kapı

Şehrin 5GIRIŞ kapısından günümüze kadar bazı kayıplarıyla korunabilen tek yapıdır. Şehir suru, aquaduk, şehir kapısı ve bent özelliğini bir arada bulundurur. Roma dönemi imparatorlarından Justinianus döneminde inşa edilmiştir. Derin bir vadi içine yapılan bu kapı surları birbirine bağlayıcı özelliğiyle sel sularını kontrol amaçlı olarak tasarlanmıştır. 18m yüksekliğindedir.

İskenderun´daki Turistlik yerler

Akdeniz’in doğu ucunda ve aynı adla anılan körfezin doğusunda bulunan İskenderun; M.Ö 333 yılında Büyük İskender tarafından kurulmuştur. İlk adı “Alexandratta”olan şehir M.S. 638 yılında Arapların fethiyle beraber “İskenderun olarak anılmaya başlanmıştır.

M.S. 194 ‘te Roma imparatoru Septimus Severus’un Pescennius Niger’i mağlup etmesinden sonra İskenderun’un 8 km kuzeyinde Amanos Dağlarının deniz kıyısına ulaştığı yerde zafer anıtı olarak yaptırdığı takın temelleri bulunmaktadır. Bu tak halk arasında Yunus Sütunu olarak bilinmektedir. Buraya Yunus Sütunu denilmesinin sebebi de halk inanışına göre burası Yunus Peygamberin Yunus balığının karnından çıktığı yerdir. Antik kaynaklarda ise burası Kilikya kapısı olarak tanımlanmaktadır. Çevresinde görülebilen kalıntılar arasında; Su depoları, kemerler, tapınak ve Cenevizlilerden kaldığı düşünülen kale kalıntıları mevcuttur.

Arsuz İskenderun’un 33 km güneyinde Arsuz Çayı ağzında bulunan bir tatil ve Turizm Köyüdür. Seleukos döneminde aynı yerde Rhosus antik kenti bulunuyordu. Civarında halen antik şehir kalıntılarına rastlamak mümkündür. Arsuz ‘un 10 km güneybatısında kalan Konacık Köyünde Sütunlu Liman olarak bilinen Roma döneme ait yerleşim yeri mevcuttur. Sütunlu liman yakınında Roma dönemine ait necropol alanı üzerine kurulmuş Bizans şapeli ziyaret edilebilecek yerler arasındadır.

Sütunlu Liman ve Rahibe Kaya Mezarları

Arsuz’dan yaklaşık 10 km güneyde, Konacık köyü sahilinde Hellenistik döneminden kalma bir liman kentinin kalıntıları bulunmaktadır. Kaya mezarları Işıklı köyüne giden karayolu üzerindedir. Kazılarda çıkan lahitlerden bunların 5.yüzyıl Doğu Roma döneminden kaldığı tespit edilmiştir. Lahit üzerinde bulunan rahibe figürlerinden mezarların onlar için yapıldığı, lahitlerin yanındaki mozaik tabanının kiliseye ait olduğu ortaya çıkmıştır.

 

Erzin-Dörtyol İssos Epiphanea Şehri

Antik tiyatro, akuaduct, nymphaeum, kuzey-batı şehir surları ile çevrelenmiş kesim içinde olup, ören yerinin yaklaşık olarak merkezi kesimine inşa edilmiştir. Makedonya Kralı İskender M.Ö.333 yılında Toroslara kadar bütün Anadolu’ya sahip olmuştu. Torosları geçtikten sonra Kilikya’ya girdi. İssos Ovasında Pers imparatoru Darıus III ‘le karşılaştı. İki ordunun mücadelesi Pers ordusunun yenilmesiyle son buldu. Pers ordusunun büyük bir ordu, Makedonya ordusunun küçük bir ordu olması sebebiyle bu zafer büyük yankı uyandırmıştır. Bu nedenle tarihsel açıdan büyük önem taşımaktadır.

Harbiye (Daphne) Tarihçesi

Hatay’ın çağlayanlar bölgesi olan Harbiye, 8 km’lik bir yolla Antakya’ya bağlanır. Şelaleleri ve temiz havası ile ünlü olup, yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği bir mesire yeridir. Platonun güneyinden fışkıran kaynaklar, şelaleler meydana getirdikten sonra Asi nehrine karışırlar. Bu şelalelerin Antik çağdaki isimleri Kastalia, Pallas ve Saramanna’dır.

Harbiye’de yapılan arkeolojik araştırmalardan ve elde edilen buluntulardan, bu bölgenin M.Ö. 4500–3000 tarihlerinden itibaren yerleşim yeri olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Hellenistik ve Roma devrinde büyük zengin halk kesimi, bugün olduğu gibi, antik çağda da bir mesire yeri olarak kullanılabilmek amacıyla büyük malikâneler ve villalar yaptırmışlardır. Makedonya kralı büyük İskender’in generallerinden I. Seleukos Nikator Antakya’yı kurarken burayı da imar etmeyi ihmal etmemiştir.

Asıl gelişme Hellenistik devri krallarından Antiokhos Epiphanos zamanında olmuştur. Bu devirde Apollon tapınağı inşa edilmiştir. Roma çağında İlk önce İmparator Pompeius imara başlamış daha sonra diğer imparatorlar tarafından hamamlar, büyük villalar inşa edilmiştir.

Antik çağda bütün Yakındoğu’da Apollon adına düzenlenen yarışlar ve oyunlarla ün kazanan bu yer, 1268’de Memlukluların eline geçtikten sonra bir daha eski parlak dönemine erişememiştir.

Irmak Tanrısının kızı olan Daphne, bir “Su Perisi”; Apollon ise “Işık Tanrısı”dır. Altından bir lir çalar.

Hastalıkları iyileştirme sanatını insanlara o öğretmiştir. Mitolojiye göre Daphne kırlarda gezinirken Apollon ile karşılaşır. Apollon ona aşık olur ve onu izlemeye başlar. Daphne kaçamaz, Toprak Tanrıçaya “Beni sakla kurtar “ diye yalvarır. Yakalandığı anda bir defne ağacına dönüşür, şimdiki Harbiye Çağlayanlarının bulunduğu yerde toprağa kök salar. Vücudunu kabuklar kaplar, saçları yapraklara, kolları dallara dönüşür. O an Apollon ağaca sarılır ve ağlayarak;“Daphne! Bundan sonra sen Apollon’un hiç solmayan kutsal ağacı olacaksın. Değerli kahramanlar, zafere ulaşanlar, hep senin dökülmeyen yapraklarından ördükleri çelenklerle alınlarını süsleyecekler.” Bu tatlı sözler üzerine Daphne, dallarını eğerek Apollon’u selamlar ve sessizce ağlar. Bugün hala coşkulu bir şekilde akan Harbiye Şelalelerinin Daphne’nin gözyaşları olduğuna inanılır.

Samandağ-Çevlik (Seleucia Pierra)´in Tarihçesi ve Gezilecek Yerler

Antakya’nın 35 km batısında, Musa dağının güneyinde kurulmuş antik şehirdir. Bu bölgede ilk iskânının Merdivenli mağara ve Üç ağızlı mağarasında yapılan kazılar sonucu üst Paleolitik ‘e dek uzandığını ortaya çıkartmıştır. Bütün dünyaca bilinen tarihi Seleukoslar ile başlar. Büyük İskender’in ölümünden sonra generalleri arasında paylaşılan ve burayı da içine alan topraklar generallerinden Seleukos’a kalır. Seleukoslar merkezleri Babil olmasına rağmen buradan Akdeniz’e hükmetmek istiyorlardı. Bunun güçlüğünü anlayan imparator önce burayı devletinin başkenti yapmayı düşündü. Ancak her an denizden saldırıya uğraması mümkün ve savunması güç olan bu şehri başkent yapmaktan vazgeçerek Antakya’ya yöneldi.

Roma egemenliğine geçtiğinde de önemi daha da artmıştır. Daha sonra Bizans hâkimiyetine geçmiştir. Biz bu dönemde limanın eski önemini kaybettiğini görüyoruz.

Seleucia Pieria şehri aşağı ve yukarı şehir olmak üzere iki kısımdan kurulmuştur. Yukarı şehir deniz seviyesinden 300 metredir. Burada büyük malikâneler, mabetler ve resmi binalar bulunmaktadır. Aşağı şehir liman ve çevresinde kurulmuştur. Aynı zamanda burada büyük bir hamam ve küçük bir tiyatro bulunmaktadır.

Şehrin ÇARŞI ve EL-MİNA ismini taşıyan iki kapısı bulunmaktadır. Şehrin tamamı bir surla çevrilidir.

Buluntular:

1-Titus Vespasianus Tüneli

2-Beşikli Mağara

3-Dor mabedi

Titus Vespasianus Tüneli

Samandağ Çevlik civarında bulunan tünel İ.Ö.I. yüzyılda yapılmıştır. Seleucia’nın en canlı günlerinde dağlardan inen yaşamı tehdit eden sel ve taşkınlarla baş etmek durumundaydı. Nitekim akıntıların sürüklediği toprak limanı kullanılmaz duruma getirmişti. Bunun üzerine Roma imparatoru Vespasian şehrin etrafını dolanacak, böylece akıntıların yönünü değiştirecek bir tünelin yapımını emretti. İnşaat İ.S. 69 da başladı, İ.S. 81 yılında halefi ve oğlu Titus tarafından bitirildi. Tünel inşasında Roma lejyonları ve köleler çalışmıştır. Tümüyle dağ içine oyulan tünel 1380 m uzunluğunda, 7 m yüksekliğinde ve 6 m genişliğindedir.

Kaya Mezarları ve Beşikli Mağara

Titus tünelinin yakınındadır. Yolu tünelin girişinden ayrılır. Geniş alana yayılan mezarlık, kayalık yamaçlara oyularak yapılmıştır. Mezarlarda Romalılara ait 12 adet kral mezarı bulunmuştur. Kral ailesine ait mezarların yanı sıra halka ait olanlarda vardır. Nekropolun hemen yukarısında o dönemde resmi daire olarak kullanılan çalışma odalarının kalıntıları mevcuttur.

Dor Mabedi

Tümüyle beyaz mermerden yapılan mabedin kalıntıları Kapısuyu Köyü’ ne giden yolun 2 km.’sinde bulunur.

Bir zamanlar Selecuia kentinin merkezinde yer almış, kral mabedi olarak tüm şehri görecek şekilde inşa edilmiştir. Tapınaktan geriye sütun parçaları, başlıklar, mermer altlıklar, büyük temel taşları kalmıştır.

El-Mina Antik Kenti

Samandağı’nda Asi nehri üzerine kurulmuş bir liman şehriydi. Tanrı Posideion’un kutsal kenti sayılırdı. Kazılar Bronz dönemden kalma bir yerleşim yerini ve Miken çömleklerini açığa çıkarmıştır. İ.Ö. VII. Yüzyılda kurulduğu sanılan antik kent Asi nehrinin getirdiği alüvyonlar altında kalmıştır. Bu nedenle günümüze ulaşabilen herhangi bir mimari kalıntı bulunamamıştır.

Hıdırbey Köy Meydanı

Köy Meydanında, Özgür Deniz Emir tarafından gerçekleştirilen proje ve uygulamayla Samandağ Kaymakamlığı, Arkitera 2007 İşveren ödülünü almıştır. İşveren Ödülü 2007 Kamu Kategorisi’nde, dönemin birlik başkanı eski Samandağ Kaymakamı Sn. Selim ÇAPAR’IN önderliğindeki Hatay – Samandağ Köylere Hizmet Götürme Birliği, toplumsal kalkınmada inisiyatif aldığı, bir uzman olarak mimarı projeye dahil ettiği ve bir kalkınma projesi olan Hıdırbey Köy Meydanı Çevre Düzenlemesi’nin ortaya çıkmasını sağladığı için ödüle hak kazandı

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Hatay Turizm Yatırımı İçin Uygun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir