featured

Hatay’ın Geleceği

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2011’in nisan ayından beri Suriyeliler Hatay’a sığınmacı olarak geliyorlar. İlk gelenler kamplara alındılar. Çatışmaların yayılması ve artması ile gelenlerin sayısında büyük bir patlama yaşandı. Hatay dışında da kısa sürede oluşturulan kamplar Suriyelilerle doldu. Beklenenden fazla gelen sığınmacıları kamplara yerleştirmek mümkün olmayınca, geriye kalan çare, Suriyelilerin köylere / şehirlere yerleşmelerine izin vermekti.

Bu izin verildi.

Yapacak başka şey de yoktu zaten. Böylece başta sınır köyleri olmak üzere, Suriyeye yakın köy, belde, ilçe ve şehirler kısa sürede sığınmacılarla doldu.

Kamp dışında yaşayanların Muayene ve ameliyatları devlet tarafında üstlenildi. Geri kalan ihtiyaçlarını sığınmacılar kendileri karşılamak zorunda.

Hayırseverler yardıma koştular. Ülke içinden ve dışından çok sayıda yardım kuruluşu sığınmacılar için seferber oldu.

Yetmedi.

Başta bodrum, yıkıntı, metruk binalar, ahır ve kullanılmayan dükkanlara yerleşen sığınmacılardan para alınmıyordu.
Merhamet galipti çünkü.

Para sahipleri ev kiralamaya başlayınca, merhamet sahipleri parayı keşfetti.

Yüzük- bilezik satıp ev tutanlar birkaç ay kira ödeyebildiler. Geriye dilenmek, birşeyler satmak veya çalışmak kalıyordu.
Ev kiraları kısa sürede inanılmaz derecede arttı. Buna karşın emek ucuzladı.

Sınır köyleri sistemli kaçakçılık yapmayı öğrendi. Çok kolay para kazanmaya başlayan “köylülerimiz”, çoğu akrabaları olan

Suriyelileri de maddi kaynak olarak görmekte gecikmeyeceklerdi.

Sömürü her alana yayıldı.

Barınma ve para kazanma kolaylaşınca gelenlerin sayılarında artış kaçınılmaz olmuştu.

Parasız verilen sağlık hizmetlerinden yararlanan sığınmacılar, yerli halkın hayatını zorlaştırdı. Hoşnutsuzlukların kavgalara dönüştüğü olaylar az olmakla beraber var. Bu türden sevimsizlikelerin daha da artması şaşırtıcı olmaz.

Suriyelilerin çok ucuz çalıştırılmalarının üzerinde kimse durmadı. Beden gücüyle çalışmak bizim insanımız için çok istenen bir şey değil çünkü. Bundan dolayı kimse de işsiz kalmadı.

**
Ufak tefek tartışmaları yok sayarsak, yerel halkla misafirler arasında ciddi sorunlar yaşanmadı. Ancak sığınmacıların kısa sürede ülkelerine dönmeyecekleri anlaşılınca işler değişmeye başladı.

İstemezük sesleri köylerden bile yükseliyor artık.

Bunun başlıca sebebi kültürel farklılık.

Sığınmacılar kendi aralarında çok kolay kavga edip çevreye rahatsızlık verebiliyorlar. Temizlik anlayışları da sorun.

Ayrıca dilencilik çok yaygınlaştı. Parklar, alışveriş merkezleri, cami önleri, trafik lambalarının civarlar dilenci çocuklarla doldu.

Kısaca büyük çoğunluk sığınmacıları istemiyor.
Sığınmacılardan rahatsızlık duyulsa da onlara karşı olumsuz tavırlar çok rastlanan bir şey değildi. Fakat sığınmacılar, Suriyelilerin açtıkları işyerlerini tercih etmeye başlayınca yerli esnaf zora düşmeye başladı. Dükkan komşuları artık önemsiz şeyler yüzünden tartışır oldular. İş- güç sahibi olmayan hatta serseri denen bir kısım çocuklar sığınmacılarla yerel halk arasında yaşanan tartışmaları onlara saldırmak için fırsata dönüştürüyor. Çok sayıda gencin yaşadığı bir evi ziyaret ettiğimde saldırya bizzat şahit oldum. Suriyeliler bu saldırlara karşı koyabilecek durumda. Lakin bunun büyük bir kavgaya dönüşeceğini tahmin etmek zor değil.

**
Hararet sürekli yükseliyor.

Önceden gerekli tedbirlerin alınarak olası üzücü hadiselerin önüne geçmek mümkün.
Hatay halkı üç yıldır bakıp koruduğu misafirlerine sahip çıkmaya devam etmeli. Zor zamanda sahip çıkılan insanlara bugünlerde kötü davranmak Hatay’a yakışmaz.

Ortada ciddi bir sorun var ve çözümü için yetkililer ve sivil toplum harekete geçmeli.

Yarın çok geç olabilir.

Ben az söyledim siz çok anlayın…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Hatay’ın Geleceği

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir