bir HAYAD hikayesi..
Hatay kadim medeniyet.. binlerce yıl birçok medeniyetin hayat sürdüğü; izler/birikimler bıraktığı..
Dinsel ve mezhepsel farklılıkların hüküm sürdüğü zengin coğrafya
Hatay Cumhuriyet tarihindeki en kritik yıllarını geçirmekte.. Suriye de yaşanan iç savaş Hatay’ın huzurunu bozabilecek potansiyele sahip ne yazık ki.. aynı zamanda daha güçlü şekilde bir arada yaşama tecrübesi de mevcut..
Bu çok kritik süreci vali bey çok iyi yönetti.. bütün dengeleri gözetti.. gecesini gündüzüne katıp yoğun tempoyla çalıştı/çalışıyor..
Vali bey ilimize sığınan mülteciler için de çokça çabaladı.. çadır kentler kuruldu ve tüm eksiklikleri giderildi.. devlet adına devlet eliyle
Peki çadır kentler dışında kalan sığınmacılar ne olacaktı.. açıkçası vali bey olmasaydı kendi hallerine terk edileceklerdi.. sahipsiz kalacaklardı..
Vali bey çadır kent dışında kalan sığınmacılara yardım için stk.lara destek verdiği gibi hayad’a da destek verdi.. kamplar için gelen fazla yardım malzemeleri kamp dışındakilere aktarıldı
Vali bey sığınmacılar için yapılan faaliyetleri Altınözü kaymakamı Ali Arslantaş ile Afad il müdürü M. Halil Yücelen gibi iki değerli ve iş bilen, sorun çözen, mesai kavramı olmayan bürokratıyla yönetiyordu..
Vali bey sığınmacılar konusunda sadece kamudan aldığı bilgilerle yetinmiyor stk.larında düşüncelerini alıyordu.. bu hususta vali bey, dostu da olan dernek sözcümüz Rahmi Vardı’dan sürekli gelişmeleri takip ediyordu..
Kısa bir hikaye; derneğimizi en çok ziyaret eden kaymakam Ali Arslantaş derneğimizi ziyareti sırasında mobil fırınımızdan yeni çıkan sıcak ekmekten bir parça yerken Şaban Kıyagan sayın kaymakamım bu yediğiniz son ekmek olabilir, unumuz ve yakıtımız kalmadığından fırını çalıştıramayacağımızı ekmek üretimini durduracağımızı belirtti. Kaymakam beyin bize verdiği kısa bir cevap vardı ki “durdurmaya gücünüz yetmez.. haydi durdurun bakalım durdurabiliyorsanız” ve bizi irken cevap.. hakikaten öyle oldu ne zaman unumuz bitti bir hayırsever geldi un bağışladı yakıtımız bitti yakıt geldi.. şimdi ise beş ay yetecek unumuz var..
Vali bey derneğimize çalışmalarına inandı.. yardım kapasitemizin artması için sığınmacılara yardım amacıyla valiliğe başvuran yardım kuruluşlarını hayad’a yönlendirdi.. hatta bu kuruluşların ciddiyetini Afad il müdürü Halil bey üzerinden takip etti..
Hayad derneği vali beyin güvenini boşa çıkarmadı.. derneğimizle irtibata geçen yardım kuruluşlarının önemli bir bölümüyle ortak projeler ve iş birliği gerçekleştirildi.. Kırıkhan’a sığınan mülteciler için kurulan hayad derneği şu an Hatay’ın tamamına yardım ulaştırıyorsa bunda vali bey’in desteği katkısı çok büyüktür..
Bir hikayeden sonra yazımı bitireyim; hayad derneği kurucuları/gönüllüleri bunalmıştı.. işinden ailesinden kendisinden ödün verip hiçbir maddi karşılık beklemediği gibi yardım malzemelerinin dağıtımını kendi cebinden finanse ederken hak etmediğini düşündüğü mülteci yaklaşımından bütün arkadaşlarımız bunalmıştı.. en muhtaca ulaşmak için kılı kırk yaran bizler adaletsizlikle, haramilikle Beşar Esat’tan dahi zalim olmakla suçlanıyorduk.
Verdiğimiz kimi yardım malzemelerinin satılması da çabasıydı.. bu bunalmışlık sıralarında vali bey ilde ve ilçemizde bululan tüm yöneticilerle birlikte derneğimizde yaklaşık üç saatlik bir toplantı gerçekleştirdi.. tabi ki haliyle sığınmacıların can sıkıcı davranışları da dile geldi.. vali bey “bunlar olağan şeyler, dünyanın her yerinde mülteci psikolojisi bu.. düşünün bir babayı evini geçindiren, evin ihtiyaçlarını temin etmekle görevli.. siz vereceksiniz onlar satacak siz vereceksiniz onlar satacak.. belki daha elzem ihtiyacını satın alacak ama siz vermekten vazgeçmeyeceksiniz. “ bu toplantının ardından bütün arkadaşlarımız rahatlamıştı.. o bunalmışlık hali son bulmuştu.. sığınmacılar sorun oluştursa da insanlık adına yardım etmeye devam..
Sığınmacıların babası, hayad’ın hamisi vali M. Celalettin Lekesiz ve iki değerli bürokratına teşekkürler..
Hikayemiz devam edecek..
Kalın sağlıcakla..
