İnsanın fıtratı olur da toplumun fıtratı olmaz mı..
Fıtrat temizdir insanı doğruya kılavuzlar..
Fıtrat bozulursa; insan bozulur, toplum bozulur, hatta kokuşur..
Allah her insanı İslam fıtratı üzerine yaratmıştır (Rum 30/30). Dosdoğru hak yolu ve batıl yolu örnekleriyle gösteren yüce Allah bu iki yol arasındaki tercihi de insanın özgür iradesine bırakmıştır..
Anlıyoruz ki iradeye/tercihe Allah dahi müdahale etmiyor.
Dünya bir arz talep yeridir.. ve en büyük arz Allah’ındır.. ve yüce Yaratıcı talebin az veya çok olmasına bakmamaktadır..
Ama insanoğlu öyle değil..
İnsanoğlu tabi ki talep görmek istiyor. Bunun için dinini, ideolojisini, partisini, ticaretini vs. belirlediği sistematikle arz ediyor tabi ki amaç çokça talep görmek.. insanoğlu öyle bir şey ki olmadık şeyleri arz edebiliyor uçuk kaçık şeylere de talep gösterebiliyor..
Bu köşeden her daim kokuşmuşluklara sözümüz olacak ve bugün seçimi bu arz talep üzerinden okuyacağız..
Seçim adı altında fıtrata müdahale yaşanmakta.. bu müdahale bireyi ve toplumu tehdit etmektedir..
Adaylar/partiler kendilerini kişilikleriyle, liyakatleriyle, projeleriyle arz ediyorlar.. oy kullanma tercihini kullanmak isteyen insanlar artılarıyla eksikleriyle ölçüp biçip tercihlerini ortaya koyuyor.. bu durum doğal ve olması gerektiği şekilde..
Doğal olmayan, kokuşmuş taraf ise arz sürecinde iradelere/tercihlere yapılan müdahale..
Particilik futbol takımı tutar gibi fanatik taraftarlığa indirgenmiş durumda.. sorun da bu fanatizmden kaynaklanıyor..
Fanatizm aklın örtülmesi, gözün kararması demek; sınır bilmemek, haddi bilmemek demek..
Bir olmaya, birlik olmaya, medeni olmaya, medeniyet kurmaya ihtiyacı olan toplum bölünmekte, parçalanmakta, ötekileştirilmekte.. bunu yapanlar farkındalar mı değiller mi..
Halkı, adayına/partisine destek vermeye zorlama, mahalle baskısı kurma, hatır gönül katma, ulufe dağıtma, olmadı farklı yollarla cezalandırmayla tehdit etme.. insanlar zoraki, iradesi dışında destek vermeye zorlanmakta.. kardeş kardeşe, akraba akrabaya, dost dosta düşman olmakta.. topluma ayrılık tohumları ekilmekte..
Yoksa bütün hesap seçim kazanma stratejisi üzerine kurulup kapılacak köşenin kaybedilmesi endişesiyle özgür iradeleri fanatizm boyutunda linçe tabi tutup seçimi mi kazanmak..
Tercih ancak özgür iradeyle yapılırsa; tercihtir, dürüstlüktür, insanın kendisine saygısıdır, iradenin namusudur..
İradelere/tercihlere baskı uygulamak, zoraki tercihler yaptırmak, iradeyi satın almaya teşebbüs etmek; hiledir, insanın kendisine saygısızlıktır, iradeye/tercihe tecavüzdür, iradenin/tercihin namusuyla oynamaktır..
Bir çift sözümüzde iradesini satanlara olmalı..
Her toplum layıkıyla yönetilir.. toplumların kanunudur bu ve bu kanunu yüce Tasarımcı koymuştur..
Kaliteli toplumun kaliteli yöneticisi olur..
Kalitesiz toplumun kalitesiz yöneticisi olur.
Her toplumda iradesini satanlar mutlaka çıkacaktır.. mühim olan bu iradesizlere prim verilmemesidir..
Bunun için irade sahiplerinin, namusluların cesaretle sesini gür çıkması gerekiyor..
Ve..
Ey makam için iradesini satan..
Ey iş için iradesini satan..
Ey maddi karşılık için iradesini satan..
Tenezzül etme! İradenin namusuna sahip çık..
Sahip çık ki..
Hayatın boyunca başın dik olsun..
Ey okuyucu var olan yanlışa rıza gösteremeyiz..
Var olan sistemsizliği sorgulamalıyız..
Allah akıl vermiş, irade vermiş, İslam fıtratı üzere yaratmış, elçi/örnek göndermiş ve insanlığa rehber olan Kuran’ı göndermiş.. ve Kuran da yüzlerce defa düşünün/akledin, düşünmez misiniz/akletmez misiniz derken..
Yine yüce Allah der ki “pislik akıllarını kullanmayanlara müstahak olur” (10 Yunus/100).
Öyleyse nereye bu gidişat..
Kalın sağlıcakla..
karatasait@gmail.com
