HATSAD Komisyon Başkanı iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili açıklamada bulundu:
“Öncelikle Çalışma Yaşamımıza, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun girmesi ile beraber,kahir ekseriyet işverenler,patronlar tarafından yanlış anlaşılan ve yanlış yorumlanan bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum.O’da bu kanunun, hizmet üretilen tüm işyerlerinde (6331 sayılı Kanunun kapsamında olan)çalışanların gerek çalışma ortamından kaynaklı gerekse proses bazlı olgulardan kaynaklanan ve kaynaklanabilecek tehlike durumlarının tespiti ve bu tehlike kaynaklarından oluşabilecek risk durumlarında yasal sorumluluğun işverenlerde olmadığı düşüncesidir. Burada biz İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonellerinin anayasası olan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun İşverenin genel yükümlülüğü başlıklı kısım MADDE 4’te;
(1) İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;
a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.
c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.
ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.
d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.
(2) İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.
(3) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez.
Amir hükmü mevcut iken bir işyerinde uzuv kayıplı veya ölümlü bir iş kazası olduğunda yada bir çalışanda, mesleki hastalık yükümlülük süresi içerisinde gelişebilecek herhangi bir maluliyet durumunda özellikle yukarıda altı çizili olan kanun hükümleri apaçık olup başka herhangi bir tartışmaya mahal vermemektedir.
Buradan yukarıda bahsedilen hüküm çerçevesinde doğru bilgiyi vermek zorundayız.Şurası bir gerçek ki o da işverenlerin ve işveren vekillerinin ,6331 sayılı kanunun 4.Maddesindede açık seçik belirttiği üzere asıl sorumlu olduklarıdır.Patronlar tarafından asıl dikkate alınması gereken ve benimde dikkat çekmek istediğim can alıcı husus, İşverenlerin işyeri dışından uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet satın alması yada kendi uhdesinden İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi görevlendirmesi durumunda dahi çalışanlarının can güvenliğini tesis etme sorumluluklarının ortadan kalkmadığı hususudur.
Yine konuyla alakalı olarak adli mercilerde, bu kanunun yeni olmasından ve uygulama örneği oluşturabilecek içtihadi durumların oldukça az bildiriminden kaynaklı özelliklerinden dolayı, uygulamada bazı aksaklık ve yanlış anlaşılmaların meydana gelmesi durumudur.Örneğin bir gübre fabrikasında ölümlü ve ağır yaralanmalı yada büyük maddi hasarlı olan bir iş kazasında, ilgili makamların direkt olarak ilgili işyerinin İş Güvenliği Uzmanını suçlama pozisyonu alması,biz İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonellerini tedirgin etmekte ,bu nedenle günah keçisi ilan edilme korkusu yaşayarak bu görevleri yapmak istemediklerini gözlemlemekteyiz.
Şimdiye kadar ki ülkemizde yaşanılan müessif iş kazalarında ve süregelen İş Kazası davalarında yargılanan,cezaevinde tutulan İş Güvenliği Uzmanlarının sayısı bu işin asıl sorumlusunun İşverenler olduğu gerçeğini unutturmakta ve bizleri de tedirgin olma hususunda haklı çıkarmaktadır.
Bu nedenle, ülkemizde işyerlerinde, daha doğrusu kayıtlı sigortalı çalışanı olan işyerlerinde,çalışanların, çalışma ortamından ve kendi kişisel kusur ve hareketlerinden kaynaklanabilecek olumsuz durumların sorumluluğu işverende veya onun vekalet vereceği işveren vekilindedir. Konunun paydaşı olan adli,idari ve cezai erklerin asıl bu gerçeği gözönünde bulundurarak konuya yaklaşmaları hayati önem arz etmektedir.
Kazasız ve Belasız Günler Dilerim.”ifadelerine yer verdi.
