featured

Kimse Kimsesiz Kalmasın

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yaşadığımız çağın en büyük sorunlarından biri “Yalnızlık”. Bir yanda yalnızlığa mahkûm edilen kimsesiz, sahipsiz yetimler, sokak çocukları,yaşlılar, mülteciler. Öbür yanda, her türlü lüks, konfor ve bolluğa rağmen, kalabalıklar içerisinde yapayalnız insanlar. Ortak yanları ise aynı; “Yalnızlık”… Bu soruna çare aramak, dostluk, dayanışma ve paylaşma gibi güzel hasletleri yeniden hayata kazandırmak için Diyanet İşleri Başkanlığı, Ramazan ayında “Yalnızlık” teması ile bir kampanya başlattı.

Son yıllarda Ramazan ayı etkinlikleriyle özelde toplumumuz, genelde insanlık için ele alınması önem arz eden konuları kamuoyunun gündemine taşımayı, bu hususta toplumsal bir duyarlılık ve hassasiyete vesile olmayı bir görev kabul eden Diyanet İşleri Başkanlığı, bu çerçevede, Ramazan boyunca “Yalnızlık” temalı bir kampanya başlattı. “Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın Bu Ramazan ve Her Zaman” mesajının verileceği kampanyanın tanıtım toplantısı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katılımıyla İstanbul Sepetçiler Kasrı’nda gerçekleştirdi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, kampanyanın tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, söz konusu tema kapsamında ay boyunca gerçekleştirilecek etkinliklerde kardeşlik, birlik ve beraberlik duygularının, paylaşma, dayanışma ve duyarlılık bilincinin pekişmesine katkıda bulunulacaklarını söyledi.

Modern zamanların vebası olan bencilliğin insanoğlunu esir aldığını, insanın varoluş amacını, anlamını kaybettiğini ve bu sebeple yalnızlaştığımızı kaydeden Prof. Dr. Mehmet Görmez, bu sebeple bu Ramazan’da “Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın, Bu Ramazan ve Her Zaman!” mesajını işleyeceklerini ifade etti.

“Sokak çocuklarından sosyal yalnızlara”

Herkesin birilerinin kimsesi olması için teşvik edileceğini belirten Görmez, kampanyanın; mülteciler, sokak çocukları, yaşlılar, yetimler ve modern yalnızlar olarak 5 ana başlıkta işleyeceğini belirtti. Görmez; “Dünya üzerinde 50 milyonun üzerinde mülteci var. Sadece ülkemizde Suriye’den sığınan 1 milyonun üzerinde mülteci kardeşimiz var. Biz hiçbir ülkenin böyle bir duruma gelmemesi için dua etmeliyiz. Bunun yanında asla yalnız bırakmamamız gereken yetimlerimiz var. Devlet yetimhane kurar ama yetimin başını okşayamaz. Bu Ramazan, hiç kimse kimsesiz kalmasın diyerek yaşlılarımızı da unutmadık. Biz hep diyoruz ki, içinde hikmet dolu yaşlıların bulunduğu evlerdir ‘Huzur’ evleri.

Büyüklerimizi gönderdiğimiz evler değil. Her birimiz, yuvamızı birer ‘Huzur Evi’ne dönüştürmeliyiz” şeklinde konuştu.

Modern yalnızlığın çağın vebası olduğunu belirten görmez şunları kaydetti; “TUİK 2013 raporuna göre bu yıl ülkemizde 3189 kişi intihar etmiş. Bu rakam ülkemiz için çok büyük bir rakamdır. İnsanların hayatlarının anlamını, gayesini yitirmeleri, içinden çıkılamaz yalnızlıklara sürüklenmeleri hepimizin sorumluluğundadır. Bencillik insanoğlunu esir alarak yalnızlaştırmaktadır. Biz, hiç kimse kimsesiz kalmasın diyerek, başımızı ekranlardan kaldırabilmeli, birbirimize ellerimizi uzatmalıyız.”
“İftar sofraları israf sofraları olmasın!”

Ramazan’ın değerlerinin, coşkusunun bir eğlence sektörüne dönüşmesinden kaçınılması gerektiğinin altını çizen Prof. Görmez; “Ramazan, bize her yıl bahşedilen bir mekteptir, bize değerlerimizi hatırlamak için sunulan bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Kendimizi Ramazan’ın şefkatine teslim etmeli, bizi değiştirmesine izin vermeliyiz. Bize insanlık değerlerimizi yeniden hatırlatan Ramazan’ı bir sektöre,

bir şatafat vesilesine dönüştürmemeliyiz. Daha da önemlisi; iftar sofralarımızın israf sofralarına dönüşmesine izin vermemeliyiz” dedi.

İslam’ın huzur ve barış ikliminden giderek uzaklaşan günümüz insanının yitirmeye yüz tuttuğu nice değerler olduğunu ifade eden Görmez, şunları söyledi: “Hiç şüphesiz bu değerlerden biri de yüce dinimizin üzerinde hassasiyetle durduğu toplumsal duyarlılık, başka bir ifadeyle yardımlaşma ve diğerkâmlıktır. İslam, ferdî sorumluluğu ön plana çıkardığı kadar, birlikte hareket etmeyi, paylaşmayı, dayanışmayı ve hayatı birbirimize kolaylaştırmayı emreder.

“Oruç tutanı da tutmayanı da sofralarınıza davet edin”

“Ramazan ayı, bu açıdan hepimiz için iyi bir fırsattır. Bu kutlu ayda gönül dünyamızı, sofralarımızı herkese açmalı, oruç tutanları ve de tutmayanları sofralarımıza davet etmeliyiz. Bu sevincin onların da yüreklerini ferahlatmasına vesile olmalıyız”.

Ramazan ayında iftar çadırlarının, aynı sofrada buluşmak amacından sıyrılarak birer gösteri alanına dönüşmemesi gerektiğini belirten Görmez, Ramazan’ın toplumu birleştiriciliği ve yardımlaşmanın da reklam malzemesi olmasından kaçınılması gerektiğini belirtti. Görmez konuşmasında kamu ve özel sektör yöneticilerine seslenerek; “Çalışanlarınız ile toplu iftarlar verin. İşçisi, patronu, müdürü, memuru aynı sofrada iftar sevinci ile birlik olun” mesajını verdi.

Diyanet İşleri Başkanlığı, kamuoyunu eğitici, aydınlatıcı, film ve afişlerle desteklenecek kampanyayı, 77 milyon vatandaşımızla buluşturmayı hedefliyor.

 

 

 

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Kimse Kimsesiz Kalmasın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir