Devlet Su İşleri (DSİ) 6. Bölge Müdürlüğü Jeoteknik Hizmetler ve Yer Atlı Suları Şube Baş Mühendisi Ali Yüce 2011 yılının Şubat ayında Yer Altı Suları Kanuna ek maddeler konulduğunu ifade ederek, “Artık vatandaşlara ihtiyacı kadar yer altı suyu tahsisi yapılacak. Vatandaşlar kuyularına otomatik sayaç sistemlerini kuracak ve önceden kuyu kullanma belgesi alan vatandaşların belgeleri yenileyecek. Bunun için vatandaşlar en geç 25 Şubat’a kadar bize dilekçe vermeleri lazım” dedi.
Mersin Ziraat Odası’nda Mersinli çiftçilere, ‘yer altı sularının tarımda kullanımı ile otomatik sayaç sistemlerinin kurulması’ konularında bilgiler veren Baş Mühendis Ali Yüce birçok ülkenin yer altı sularını kontrol almadığını ancak Türkiye’de Yer Altı Suları Kanunu’nun 1960 yılında çıktığını söyledi. DSİ 6. Bölge Müdürlüğü olarak Mersin,Osmaniye,Adana ve Hatay illerine baktıklarını belirten Yüce, “Bugüne kadar 17 bin tane kuyu kullanma belgesi vermişiz. 1 Milyar 230 Milyon metreküp su tahsisi yapılmış. Vatandaşlar bu suları sanayi, içme ve sulama suyu olarak kullanıyorlar. Bu kadar kuyu kullanımın sebebi yer altı sularına çabuk ulaşılmasıdır. Onun için yer altı suyuna büyük miktarda talep var” diye konuştu.
“ÜLKEMİZDE REZERVE OLARAK 14 MİLYAR METREKÜP YER ALTI SUYU VAR”
Türkiye’de rezerve olarak 14 Milyar metreküp yer altı suyu olduğunu vurgulayan Yüce, “Buna baktığımız zaman yüzde 80’i, 90’ı tahsis edilmiş durumdaydı. Biz düşündük bu kadar su tahsis edildiyse gelecek nesil ne yapacak diye? Bundan dolayı DSİ Genel Müdürlüğümüz mevcut olan kanuna ek maddeler koyarak, uygulamaya koydu. 25 Şubat 2011’de bu ek maddeler kanunlaştırıldı. 7 Haziran 2011’de de bu kanunun yönetmeliği çıktı. Bu yönetmelik 3 şey öneriyordu. Kuyularda ön yüklemeli su sayacı, ön yüklemeli elektrik sayacı ve diğer sistemler diye. Amaç bugüne kadar verilen 17 bin kuyu kullanma belgesini yenilemek ve her şeyi kontrol altına almaktı. Artık vatandaşlara ihtiyaçları kadar su verilecek. Ama verilecek su vatandaşlara kesinlikle yetecek ve asla vatandaş mağdur edilmeyecek” şeklinde konuştu.
Kuyu kullanma belgelerinin yenilenmesi için vatandaşların en geç 25 Şubat’a kadar kendilerine dilekçe vermesini isteyen Yüce, “Şu ana kadar 6 bine yakın dilekçe verildi. Vatandaşlar 25 Şubat’a kadar dilekçelerini versinler. 25 Şubat’tan sonrada versinler. Şimdilik son gün bu tarih gözüküyor ama vatandaşların mağdur olmaması için bu süre uzatılabileceği yönünde bilgeler alıyoruz. Ama vatandaşlarımız ne olursa olsun her halükarda belgelerini yenilemek ve yeni sisteme geçmek zorundalar. Çünkü yasa var, yönetmelik var. Bunun iptali, ertelenmesi söz konusu değil. Sadece vatandaşlar zamanın dar olmasından dolayı mağdur olmasın diye süre uzatılması söz konusu. Ama vatandaşlarımız çok geç kalmadan belgelerini değiştirsinler ve yeni sisteme geçsinler. Vatandaşlarımız para konusunda da korkmasınlar. Bu belgelerin değişimi için vatandaşlardan 1 kuruş para almıyoruz” ifadelerini kullandı.
Tahsis yapılan ovaların çoğunun Bakanlar Kurulu tarafından kabul ve ilan edildiğinin bilgisini de veren Yüce, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yani Bakanlar Kurulumuz diyor ki “Benim şu ovada bu kadar suyum var. Bu suyun şu kadarı tahsis edilebilir”. Bakanlar Kurulu kararında ayrıca diyor ki “Bu kuyunun süresi doldu artık kapatman gerekiyor. Bu ovada tahsis yapamazsın” diyor. Yani artık her şey kontrol altında. Kapalı saha kalmayacak. Herkese yeteri kadar ve ihtiyacı kadar su verilecek. Su tasarrufu önlenmiş olacak. Su sayacı takan vatandaşlarımız ne kadar su kullandığını bilmiş olacak. Ayrıca kuyulardaki su sayacı okuma işini de belediyelerden alacağız.”
Bazı üniversitelerle ortak yaptıkları araştırmalar neticesinde salma suyu ile sulanan bahçe ve tarlalarda akan suyun yüzde 53’ün boşa gittiğini gördüklerinin altını çizen Yüce, “Salma suyu kullandığımızda hem suyumuz boşa gidiyor hem zamanımızı alıyor hem bitkiyi strese koyuyor hemde bize masraflı oluyor. Özellikle bahçecilik yapan çiftçilerimiz salma suyunu kullanmaktan vazgeçsin. Damlama suyu sistemleri kursunlar. Damlama suyu hem zamandan kazandırıyor hem kara geçiriyor hem bitkiyi strese sokmuyor hem de altın gibi değerli olan suyumuz boşa gitmiyor” dedi.
