Merkez Parti Genel Başkanı Abdurrahim Karslı Vardılar Medya Gurubumuza bağlı Krt Hatay Fm 100.6 ve hatayvatan.com webtv de yayınlanan Rahmi Vardı’nın hazırlayıp sunduğu ‘Gündem Özel’ programının Canlı yayın konuğu oldu.
Rahmi Vard’nın sorularını içtenlikle cevaplayan Karslı ‘Hatay’a ilk kez geliyorum ama Hatay’la ilgili okumuş kafamda teşkil etmiş bilgiler var. Bir kere çok çeşitli kültürlerden müteşekkil bir yer.
İl yönetimimizin karşılaması ve geldiğim süre içerisinde gördüm ki sıcak muhabbetleri görünce bu kapı bana açık değil de benim kapım gibi geldi.’ dedi.
Merkez Parti Genel Başkanı Abdurrahim Karslı Gündem Özel programında bir çok konuya açıklık getirirken partisinin vizyonundan da bahsetti.
Merkez Parti Genel Başkanı Abdurrahim Karslı’nın Gündem Özel programında yaptığı konuşma şu şekilde;
Ben Milletin Adamıyım, Merkez Parti’de milletin partisidir
Türkiye’de şimdiye kadar siyaset hep dizayn edilmiş. Hiçbir fıtri hal yok yani birisi çıkıp Türkiye’nin dertlerini dert edinip siyasi bir teşekkül oluşturmamış. Siyasette yanlışlıklar var dediğim zaman hemen konuşuluyor bu kimin adamı, ben hemen şunu söyleyeyim ben milletin adamıyım, inançlı bir insanım, Merkez Parti’de milletin partisi, Türkiye’nin partisidir. Bizi ortaya çıkaran, bizi konuşturan, bizi sahaya çıkaran, bize parti kurduran şey Türkiye’nin dertleri. Bizi cidden derdimiz konuşturuyor.
Türkiye bizi çok sevdi çünkü bizi kendinden biliyor. Bu yüzden kısa süre içerisinde teşkilatlandık, kongremizi yaptık ve kısa süre içerisinde seçime girecek bir parti olduk.
Türkiye’de Muhabbet iklimi yok oluyor
Şimdi istimal hayatın var olabilmesi için, güzel devam edebilmesi için, insanlar arasındaki sevgi, nezaket, dikkat, ahlak hepsi de ihtivayla hepsini içerisinde bulunduran muhabbet zemininin olması lazım. Hatta kâinatın yaratılmasının sebebi muhabbettir. İnsanları birbirine bağlayan muhabbettir, kâinatı aydınlatan muhabbettir, hayatın hayatı muhabbettir derler. Yani kainata baktığınız zaman süzülen, hayatı ışıklandıran, canlılık veren hayattır. Hayatında güzel olması içinde içinde muhabbet olması lazımdır. Bir arkadaşınıza her şeyimi veririm dediğiniz zaman aranızdaki muhabbete bakın, bu muhabbettendir başka bir şeyden değildir. Bir an önce işyerinden çıkıp eve gitmeniz ailenizden olan muhabbettir. Toplumu da ayakta tutan muhabbettir. Hatta derki İslam âlimleri bu sebepten muhabbetsiz bir toplum kıblesi olmayan mabet gibidir, kıblesi olmayan mabette nasıl ibadet edersiniz. Benin vazifemde insan olarak bütün o kâinattaki mahlûkatla birlikte önce rabbimi tanımak, o çerçevede insan olarak bunu bilmek, ahlak çerçevesinde nezaket çerçevesinde yaşamaktır.
Bizim toplumumuzda maalesef bu kalmadı neden; bir insan düşünün bütün idare ettikleri kendi aile ehvali gibidir, herkesin hukuku ondan sorulur. En son halimize bakın mesela kaç gündür suların altında olan kaç tane işçimiz var hala ulaşamadık. Birkaç yıl önce yine Maraş’ta bir toprak kayması oldu insanlar orada toprağın altında kaldı, terk ettik ulaşamadık. İşte Soma olaylarında 301 kişi vefat etti.
Son dokuz aya baktığınız zaman yaklaşık Bin 500 kişiye yakın işçimiz vefat etmiş iş kazası sebebi ile. Bir inanç düşünün bir insanın ölmesi bütün insanın ölmesi gibi kabul edilen bir inanç. Bu kadar insanın vefatı bizde idareciyiz bir tarafta duruyoruz, idarecilerin tarzına bakarsanız onlar ayrı bir düşüncede, ayrı bir yaşantı içerisinde.
İnsanlar suyun altında yetişemediğimiz bir yerde ne bir tekniğimiz var, ne bir imkânımız var, ne bir usulümüz var ama öteki tarafta Bin odalı bir yeni saray, yeni uçak bilmem ne. Fıtratı bozulmamış insan bundan muzdarip olur, onun için ben diyorum muhabbet zemini kalmamış diye. Güneydoğuya baktığımız zaman devletin güvenliği namusu artık PKK’ya teslim edilmiş. Yani siyasetin içindeki Ak Partililer bile bundan şikâyetçi.
İslam Avrupa’da yasaklanabilir
İşin öteki tarafı daha da garibi maalesef uluslararası bir terör türedi, bunlar nezafet bilmez, hukuk bilmez, ahlak bilmez ama din adına insanların saçından tutup boğazını kesiyorlar. Şimdi böyle bir İslam ve İslam hukuku yok, bunu gören insanlar ne diyorlar, biz İslam’ı nezaket dini bildik, nezafet dini bildik, tevazü dini bildik, otun ağacın bile hukukunu düşünen yaprağın bile hukukunu düşünen bir din olarak bildik. İslam hukukunda bir insan sizin elinizde esir ise, elini kolunu bağladınız ise ona karşı yapabileceğiniz hiçbir şey yok.
Çanakkale’de insanlarımız o kadar sıkıntı içinde yaralı olarak birisi eline düştüğü zaman getirip onu tedavi ettiriyor, daha önce kendisine kurşun atan insanı.
Şimdi bu IŞİD denilen bu bela terör örgütüne bakınca İslam adına insanların boğazını kesiyor, birde televizyonlarda yayınlıyor. Bunu gören insanlar ‘Ya İslam dini buysa o zaman’ diyecek bu İslamiyet Avrupa’dan uzak dursun diyecek.
Bakın bizim işçilerimiz, bizim buradan giden yani ekonomik durumları sıfır okuma yazması bile olmayan insanlarımız orda yıllardır dişinden tırnağından arttırdığıyla didinerek tabiri caizse 3 Binden fazla mescit ve cami yaptırmış. Oraya insanları davet ediyor, yani kendi dininden olmayan insanları Avrupa’daki insanlara ikramlarda bulunuyor, güzelliklerle kendi inançlarını onlara anlatıyor. Bunlar bir tarafta öteki tarafta da insanların gırtlağını kesen bir din. Birde Avrupa bizim dinimizi hakkıyla tam tanımıyor, birde bizim dinimize karşı içlerinde belli odaklardan düşmanlıktan bir kin pompalama var. Yani haçlı seferleri şekil değiştirdi, bu mihraplar bunları bahane ederek cidden korkuyorum İslam’ın Avrupa’da hızla yayılmaması için bunu da bahane ederek bu bir vahşet dinidir diye bunu da yasaklamak yoluna gidebilirler.
Seçimden önce gurup kurma çalışmamız var
Seçime girecek bir parti haline gelince bu çalışmalarımıza başlayacağız dedik ve biz onların şemsiyesi altına değil de onlar bizim çatımızın altına gelsin dedik. Şimdi o noktaya geldik, fiili milletvekili arkadaşlarımızla konuşuyoruz ama bir şartla, kendi değerleri ve şartları ile değil bizim değerlerimiz ve şartlarımızla gelmeleri kazım.
Milletvekillerinin kafasında bir şey var bir sonraki seçim ve sırası, herkes sırasını düşünmeden o şartı koymadan bize gelmeli. Ben gelirim sıram şu böyle bişey yok, biz milletin sırasını düşünüyoruz.
Türkiye’de demokrasi yok
Biz şunu düşünüyoruz biz diyoruz ki Türkiye’de demokrasi yok, nasıl ki 12 Eylül’den sonra dört tane General vardı birde Kenan Evren Türkiye’de topladı insanları bir danışma meclisi oluşturdu, sen gel, sen gel kardeşim. Şu anda Türkiye’de dört tane apoletsiz generalimiz var, her partinin başındaki arkadaş bir general, sen gel, sen gel diye bir liste çıkarıyor onu da milletin önüne çıkarıyor, millette tasdik ediyor, böyle bir seçim yok.
Her Partiden görüştüğümüz arkadaşımız var
Her partiden görüştüğümüz arkadaşımız var fakat bunların hukuku benim nezlimde gelinceye kadar, bizim partimizin hukukundan daha önemli, karar da kendilerinin o yüzden onlar bir dilekçe vermedikçe ben onların adına bir açıklama yapmak istemem.
Merkez Parti İl Başkanı Çilem Aras’ta programa katılarak “ Çok ayrı bir heyecan yaşıyoruz, rabbimizden dileğimiz sonuna kadar bu heyecan içerisinde olsun. Çok şeyi değiştireceğimize inanıyoruz, özellikle Hatay için çok güzel girişimlerde bulunduk, ekiplerimizi kurduk ileriki zamanlarda da çok güzel başarılara da imza atacağımıza inanıyorum.” dedi.
