featured

Mesut Barzani’nin Başkanlık Süresinin Uzaması ve Siyasete Etkisi

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

30 Haziran 2013 Pazar günü Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Parlamentosu, belki de kurulduğu tarihi olan 1992’den bu yana en hararetli günün yaşadı.

Sabah saat 10.00’da toplanan parlamento, IKBY Başkanı Mesut Barzani’nin 2 yıl daha başkanlığa devam etmesine imkan tanıyacak, 21 Eylül 2013’te yapılması planlanan başkanlık seçimlerinin ertelenmesi için görüşmelere başladı. Fiili müdahaleye kadar varan tartışmalardan sonra muhalefet partilerinin (Goran Hareketi, Hizmet ve Reform Listesi-İslamiler ve Kürdistan İslami Hareketi) toplantıdan çekilmesi üzerine mesai bitimine yaklaşık 1 saat kala oy çokluğuyla başkanlık seçimlerinin 2 yıl süreyle ertelenmesine karar verildi. Bu ertelemeyle birlikte Mesut Barzani’nin 2 yıl daha başkanlık yapmasının önü açıldı. Muhalefet partileri bu karara sert bir biçimde karşı çıkarak, bundan sonra Mesut Barzani’nin başkanlığının illegal olacağı dile getirildi. Zira mevcut başkanlık yasası başkanlık süresini dörder yıllık iki dönemle sınırlıyor. Yani yasa bir kişinin en fazla 8 yıl süreyle başkanlık yapmasını öngörüyor. Mesut Barzani’nin lideri olduğu KDP de bunu aşabilmek için anayasa değişikliği ve yeni anayasanın parlamentoda kabul edilmesi için çalışıyordu.

Celal Talabani’nin lideri olduğu KYB de KDP ile 2004’te imzaladıkları “stratejik anlaşma” çerçevesinde KDP’ye destek veriyordu.

Muhalefet ise Barzani’nin başkanlık süresinin dolmasının ardından yeni başkanın seçilmesi ve yeni anayasanın referanduma götürülmesini talep ediyordu. Nitekim başkanlık seçimlerinin parlamento ve il meclisleri seçimleriyle birlikte 21 Eylül 2013 tarihinde yapılması kararlaştırıldı. Hatta seçim hazırlıkları bile yapılmaya başlandı. Parlamento seçimleri için 39 parti Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği’ne kaydoldu. 27 Haziran 2013 tarihi de parlamento seçimleri için aday listelerinin oluşturulması için son tarih olarak verildi. 21 Eylül 2013 için seçim hazırlıkları yapılırken, IKBY parlamentosunda alınan başkanlık seçimlerinin erteleme kararı Irak’ta Kürt iç siyasetinin tansiyonunu yeniden yükseltti.

Bu kararın yankısının daha uzun süre devam edeceği açık bir biçimde görülüyor. Kararın hemen ardından Goran Hareketi Lideri Neşirvan Mustafa ve Kürdistan İslami Grubu (Komal) Lideri Ali Bapir bir araya geldi ve karar sonrası izlenecek yol haritasını konuştu. Muhalefet Barzani’nin başkanlık süresinin uzatılmasını illegal olarak yorumluyor. Zira KDP ve KYB öncülüğünde alınan erteleme kararı yönetime zaten güven kaybı yaşayan muhalefeti gittikçe daha da endişeye sevk ediyor. Her ne kadar KDP Siyasi Bürosu Başkanı Fazıl Mirani yaptığı açıklamada, bu kararın Mesut Barzani’nin iki yıl süreyle başkanlığa devam edeceği anlamına gelmediğini, diyalog kapısını tamamen kapatmadıklarını söylüyor. Mirani, bu kararın mevcut anayasa krizinin aşılması için alındığını söylüyor. Ancak burada teorik olarak parlamentonun başkanlık seçimlerini iki yıl süreyle erteleme kararı alabiliyorsa, yeni bir kararla bu süreyi daha da uzatabileceği üzerinde durulması gereken asıl nokta olarak karşımıza çıkıyor. Muhtemelen muhalefetin tedirginliğinin ana sebebi de bu düşünce. Tedirginliğin sadece başkanlık seçimleriyle ilgili olmadığını da söylemek mümkün. Yani yasal olarak mümkün olmayan bir biçimde dolaylı yollar kullanılarak başkanlık süresinin parlamentodaki çoğunluk oylarıyla uzatılması, bu yolların bütün konular için izlenebileceği düşüncesini akıllara getiriyor. Zira KDP ve KYB’nin parlamentodaki milletvekili sayıları her kararın çoğunluk oylarıyla alınmasına imkan tanıyor. 111 sandalyeye sahip IKBY Parlamentosu’nda KDP’nin 32, KYB’nin 30 milletvekili var. İki parti arasındaki stratejik ittifak dolayısıyla şimdiye kadar her iki parti de parlamentoda birlikte hareket ediyor. KDP ve KYB’nin toplamda 62 milletvekiline sahip olması parlamentoda başka destek aramaksızın parlamentoda kararların alınabilmesini sağlıyor. Zaten KDP ve KYB ittifakı küçük parti ve listelerle birlikte azınlık kotalarının büyük oranda desteğini sağlıyor. Muhalefetin ise toplamda 36 sandalyesi (Goran Hareketi 23 sandalye, İslamiler 11 sandalye ve Kürdistan İslami Hareketi 2 sandalye) var. Yani muhalefet parlamentonun neredeyse üçte birini oluşturuyor. 2009’daki başkanlık seçimlerinin sonuçları bu oranı doğruluyor. Mesut Barzani, 2009’daki başkanlık seçimlerinde yüzde 69,9 oy almıştı. Bu durum KDP ve KYB ittifakına nitelikli çoğunlukla bile karar alınabilmesine olanak verecek nitelikte. IKBY’deki iktidar bölgenin geleceğini etkileyebilecek nitelikteki kararların ortak olarak alınabilmesi için muhalefetle diyalog kurmaya da çalışıyor. Ancak sonuçta iktidar muhalefetin talepleri göz ardı ederek pek çok karara imza atıyor. Bu yüzden muhalefet iktidara son derece tepkili yaklaşıyor. Muhalefet, Mesut Barzani ve yönetimini diktatörlükle suçluyor.

Zira şimdiye kadar IKBY’de muhalefetin taleplerinin yerine getirildiğini söylemek güç. Sosyal adaletsizlik ve yönetimdeki yozlaşma devam ediyor. Ekonomik rant KDP ağırlıklı olmak üzere KYB ile paylaşılmış. Rüşvet ve adam kayırma son derece yaygın. IKBY’deki kurumsal yapılanma partileşmiş ve KDP-KYB arasında paylaşılmış durumda. Muhalif gazeteciler, yazarlar, akademisyen ve daha birçok alandan nitelikli insanlar tutuklanıyor, cezalandırılıyor, hatta sınır dışına çıkmak zorunda kalıyor. Muhalefet bu durumu yüksek sesle dile getirmeye çalışsa da şimdilik bir sonuç vermiş gibi görünmüyor. Bu yüzden 21 Eylül 2013’te yapılması planlanan parlamento ve il meclisi seçimleri muhalefet için kritik bir önem arz ediyor. Ancak muhalefet seçimlerin demokratik olup olmayacağı konusunda şüpheli. Seçimlerde hile ve usulsüzlüklerin yapılacağı düşüncesi muhalefet partilerinde hakim görüş olarak ön plana çıkıyor. Yine de muhalefet partileri parlamentodaki dengenin değişmesi için seçimlerini önemsiyor. 2009 seçimlerinin sonuçları bile muhalefet için umut verici. İlk kez KDP-KYB ittifakına yüzde 30 oranında bir muhalif ses çıkmıştı. 2013 seçimlerinde de muhalefet bu oranı arttırma peşinde. Aslında muhalefet mevcut siyasi yapı içerisinde gücüne tam olarak güvenemiyor. Zaten IKBY muhalefetinin Barzani ve Talabani iktidarını yıkabilecek bir güce ulaşmadığı bir gerçek. Celal Talabani’nin hastalanmasının ardından Mesut Barzani IKBY’de daha da güçlenmiş durumda. Bu yüzden politikanın da yönlendiricisi konumunda. Yani KDP’nin aldığı kararlara KYB eşlik eder bir görünüm sergiliyor. 30 Haziran 2013’te parlamentoda alınan başkanlık seçimlerinin iki yıl süreyle ertelenmesi kararı da KDP ve KYB arasındaki stratejik ittifakın devam ettiğinin ve edeceğinin göstergesi. Ancak KYB gittikçe KDP’nin imkan verdiği ölçüde siyasete katılım sağladığına yönelik bir görüntü veriyor. Bu durumdan KYB’nin üst düzey kurmaylarının rahatsız olduğu da biliniyor. Bu nedenle iki taraf arasında dengenin bozulması muhalefetin faydasına olacak gibi görünüyor. IKBY’de Celal Talabani sonrası KYB’nin geleceği de siyasi dengeler açısından önem taşıyor. Celal Talabani sonrası KYB’nin bölünebileceği en çok dile getirilen konuların başında geliyor. Böylece muhalefet çemberinin de genişlemesi mümkün. Tüm bunlara rağmen kısa vadede KDP-KYB ittifakının bozulmasını beklemek rasyonel görünmüyor. Ancak 21 Eylül 2013’te yapılması planlanan parlamento seçimlerinde ortaya çıkacak tabloya da dikkat edilmeli. Eğer seçim sonuçlarına göre KDP-KYB arasındaki denge bozulursa, ittifakın geleceği tekrar tartışmaya açılabilir.

Öte yandan Mesut Barzani’nin 2 yıl daha başkanlığa devam etmesi, Irak siyaseti ve IKBY’nin Türkiye ile ilişkilerinde bir değişikliğe yol açmayacak gibi görünüyor. Bununla birlikte Mesut Barzani her ne kadar Irak Başbakanı Nuri El-Maliki ile temel düzeyde anlaşmış olsa da iç politikadaki gücünü arttırmak ve iç kamuoyunu rahatlatmak için yeniden kahramanlığa soyunabilir. Kerkük, petrol gelirleri, tartışmalı bölgeler gibi konularda avantaj sağlamaya çalışacaktır. Türkiye ile ilişkilerde ise istikrarın devam edeceği öngörülebilir. Zaten Türkiye tarihsel olarak KDP ile iyi ilişkiler kurmuş ve KYB ile aynı paralelde ilişkiler geliştirebilmiş değildir. 2008’den sonra IKBY ile yumuşamaya başlayan ilişkiler, günümüzde son derece iyi düzeydedir. Barzani’nin başkanlığının 2 yıl daha devam etmesi, Türkiye ile IKBY arasındaki ilişkilerin olumlu seyrini ve istikrarını korumasına imkan tanıyacaktır. Ancak IKBY’deki iç siyasetin seyrinin değişmesi göz önüne alındığında Türkiye’nin KYB ve hatta muhalefet partileri ile de ilişkilerin KDP ile ilişkiler düzeyine getirmesi, Türkiye’nin IKBY ile ilişkilerini geliştirmesi ve ağırlığının artmasına imkan tanıyacaktır. Nitekim IKBY’deki son süreçte Barzani’nin sonsuz kredisi olmayacağı da açıkça ortaya çıkmıştır.

Kaynak: Orsam
Bilgay Duman

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Mesut Barzani’nin Başkanlık Süresinin Uzaması ve Siyasete Etkisi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir