featured

Nabucco Projesi ve Enerji Güvenliği

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Günümüzde enerji ve buna bağlı olarak enerji güvenliği uluslararası ilişkilerde en önemli konulardan biri olmakta devam etmekte. Enerji fiyatları da dolayısıyla herkesi ilgilendirmekte. Türkiye’deki doğalgaz fiyatlarının artması hem Türk tüketicileri etkilemekte, hem de Avrupa’da yakından izlenmekte. Fiyatlar her üründe olduğu gibi arz ve talebe göre belirlenirken, bugünlerde doğal gaz konusunda müstakbel yeni gaz rezervlerine yönelik önemli çalışmalara şahit olunmakta. Bunların başında Trans-Hazar boru hattı gelmektedir.

Türkiye’yi bu bağlamda çok yakından ilgilendiren en önemli proje Hazar denizi gazını Avrupa’ya taşıyacak dev boru hattı projesi olan Nabucco’dur. Enerji güvenliğine ışık tutmak amacıyla bu projeyle ilgili sekiz önemli tespit ve gelişmeyi kaydetmek faydalı olacaktır.

Nabucco, Azerbaycan’daki Şahdeniz gaz yatağından gaz nakliyesi yapmayı amaçlamaktadır. Şahdeniz II konsorsiyumu ile olan ilişkileri bu bakımdan önemlidir. Bu işbirliğinin de başarılı olduğu söylenebilir. Nabucco’daki üst düzey yöneticiler, konsorsiyum ile yürütülen ilişkinin şeffaflığını ve sürekliliğine inandıklarını belirtmekteler.

Şahdeniz II hazır olduğu andan itibaren Nabucco kendi şebekesini kullanaraktan doğalgazı aktarabileceğini taahhüt etmiştir. Nabucco’nun transit ülkeleri ile olan ilişkilerini incelerken birçok benzersiz avantajlara sahip olduğunu görmekteyiz. İlk olarak hem imzalanmış hem de onaylanmış hükümetlerarası antlaşmaların yanısıra, aynı anda antlaşmaların tarafları (Avusturya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve Türkiye) ile Proje Destek Anlaşmaları da imzalanmıştır. Bütün bu antlaşmaları bir arada değerlendirdiğimizde Nabucco projesine uzun vadeli bir istikrar sağlandığını söylemek yanlış olmaz. Bu vesile ile de Nabucco’nun uzun vadeli tarife sunabilmesi mümkün gözükmektedir. Elbette bunun gerçekleşmesi için varolan siyasi iyi niyet ve desteğin devamı şartdır.

Nabucco enerji arzının çeşitlenmesi açısından daha da önem kazanmaktadır. Bu doğal gaz projesi Macaristan, Romanya ve Bulgaristan için çok cazip gözükmektedir. Boru hattının Avrupa çapında enerji arzının çeşitlendirilmesi açısından çekiciliği aşikar ve de potansiyel pazarının büyüklüğü yarım milyar insana kadar da dayanmakta.

Nabucco’nun hayata geçmesi ile sadece Güneydoğu Avrupa ve Orta Avrupa pazarlarına enerji seçeneği sunulması ve tüketicilere doğalgaz aktarılmayacak çeşitli ülkelerde de istihdam yaratılması sözkonusudur. Özellikle Yunanistan ve Batı Balkan ülkelerinde çeşitli iş imkanlarının yaratılması öngörülmektedir. Gelecekte Yunanistan’da istihdamın artırılması tabii ki iktisadi buhran ile boğuşmakda olan Atina için güzel bir haber.

Küresel finansal krizin en önemli etkisi dünya’daki ekonomik yavaşlamadır. Bu gelişmenin normal bir yan etkisi de enerji piyasalarına yansımakta: özellikle doğalgaz talebinin azaldığı bilinmektedir. Nabucco’ya göre düşük talebin azalması geçici olarak değerlendirilmekte, iktisadi büyüme arttıkça doğalgaz talebinin da artacağı varsayılmaktadır. Doğal gazın güvenli ve emniyetli bir enerji olduğu da kabul edildiğinde, doğal gaz piyasası büyüyen bir pazar olarak devam edecek, bu durumda Nabucco’nun onemini de daha da arttıracaktır.

Nabucco potansiyel olarak daha geniş pazarlara ulaşabilecek bir proje olarak tanıtılmaktadır. Dört ülkenin topraklarını aşa, 1320 km uzunluğunda bir doğal gaz boru hattı projesi olan Nabucco’nun en önemli avantajlarından bir tanesi, altyapısının çoğunun hazır olmasıdır. Bu altyapı halihazırda Sırbistan, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Makedonya, Slovenya ve Italya’ya doğal gazı ulaştırmaya yeterlidir. Birkaç kısa enterkonektör inşa edildiği takdirde, doğal gaz Yunanistan ve Arnavutluk üzerinden Karadağ’a da ulaşabilecektir.

Nabucco kapasite bakımından oldukça dolu bir proje izlenimi vermekte. Merkezi Avusturya’da olan Baumgarten’e gelecek olan doğal gaz kapasitesi Almanya, Çek Cumhuriyeti, Fransa ve İtalya’ya yeteceği, hatta artacağı belirtilmektedir. Batı Avrupa’daki başka pazarlara da doğal gaz nakliyatı söz konusu olabilir. Kendi verilerine göre Nabucco Batı güzergahi boyunca gaz depolama kapasitesi 16 milyar metreküp olarak belirtilmekte bunun gelecekte artan talebi karşılayabilmek için 23 milyar metreküpe kadar çıkabileceği de ifade edilmektedir. Bu sebeplerden dolayı Nabucco kendisini Güney Gaz Koridoru için en ideal seçenek olarak görmektedir.

Nabucco kendisini gerçek bir Avrupa projesi olarak tanıtmaktadır. Bu açıklamasını da Avrupa Birliği Komisyonu tarafından tercih edilmesine dayandırmaktadır. Güney Gaz Koridoru için tercih edildiği doğrudur, hatta bu sebeple Nabucco boru hattı projesi Avrupa Birliği’nin (EEPR) İyileştirme için Avrupa Enerjı Programı’ndan 200 Milyon Avro’luk direk finansman alacaklar listesinde yer almakta. Bütün bu gelişmeleri göz önünde bulundurduğumuzda, Nabucco’nun bir AB projesi olduğu izlenimi yaratılmakta, zira tüm hissedarlar ve güzergah AB üye devletlerini kapsamaktadır.

Enerji Şartı

Türkiye kalkınmakta benzer ülkeler gibi hızla artan bir enerji talebi ile karşı karşıyadır. Enerji ithalatında başta petrol ve doğal gaz olmak üzere bağımlılığı da gittikçe artmaktadır. Unutulmamalıdır ki Türkiye’nin toplam enerji talebinin sadece dörtte biri yerli kaynaklardan karşılanmakta, geriye kalan 75%’e varan bölümü çeşitlilik arzeden ithal kaynaklardan karşılanmaktadır.

Mart 2010’da, Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nin resmi sözcüsü Christian Dolezal’ın ‘Nabucco 70 yıl sonrasında bile işleyecek bir modeli. Aynı zamanda Türkiye’nin sadece bir geçiş noktası değil, doğalgaz terminali haline gelmesini de sağlayabilecek bir proje….bir doğalgaz satıcısının herhangi bir yerde kontrat bağlaması durumunda Nabucco’nun kapıları kapalı olmayacak’ifadesi de Türkiye’nin hedefleri ile bağdaşmaktaydı. Türkiye’nin enerji transit konusundaki hedefi Rusya, Norveç ve Cezayir’den sonra doğal gazda Avrupa’nın dördüncü ana arteri olduğundan dolayı Nabucco projesi dikkate alınmaktadır.

Uluslararası enerji konusunda Türkiye neredeyse yirmi yıl önce (Energy Charter Treaty) Enerji Şartı’na imza atmıştı. Bu antlaşma, imzalayan 50 ülke için, enerji ticareti, şirketlerinin enerji yatırımları, transit konuları, anlaşmazlıkların çözümü ve enerji yeterliliği konusunda işbirliği alanlarında uluslararası kodifikasyonu gerçekleştirmişti.

Doğal gaz bağlamında Enerji Şartı Anlaşması’nın amaçlarından en önemlilerinin enerji arzı güvenliğinin artırılması, enerji üretimi, çevirimi, taşınması, depolanması, dağıtımı, iletimi ve kullanımındaki verimliliğin en yüksek seviyeye ulaştırılması, enerji ticaretinin serbestleştirilmesi, güvenliğin güçlendirilmesi ve çevresel sorunların en aza indirilmesi, yatırımların teşviki ve korunması olduğunu söyleyebiliriz.
Nabucco’nun vaat ettiklerini, yukarıdaki amaçları da göz önünde bulundurursak, beş kısma bölüp özetlemek mümkün:
· Daha fazla bağımsızlık – gaz kaynak ve güzergah çeşitlendirilmesi konusunda gelişmekte olan Güney Gaz Koridoru daha bağımsız hale dönüşecek.
· Daha fazla arzın istikrarı – zengin gaz kaynaklarına doğrudan bağlantı (Hazar bölgesi ve Orta Doğu) bunu gerçekleştirecek.
· Daha doğrudan yatırım – ülke ekonomileri doğrudan yatırımlardan yararlanacak, özellikle inşaat sektörü.
· Daha fazla istihdam – birçok iş imkanı yaratılacak, çünkü inşaat sırasında doğrudan ve dolaylı olarak işgücü piyasası bu gelişmeden yararlanacak.
· Daha fazla iş – likit gaz piyasasında özellikle ticaret ve ihracat için yeni iş ve fırsatlar sağlanacak.

Son olarak da mali konulara değinecek olursak, Nabucco’ya finansal destek verenlerin sayıları ve maddi yardımları da az değil. Avrupa Yatırım Bankası (EIB) 2 milyar euroya kadar, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) 1.2 milyar euroya kadar ve Dünya Bankası’na bağlı Uluslararası Finans Kurumu (IFC) da 800 milyon euroya kadar Nabucco’ya kredi vermeyi değerlendirmeye aldıkları bilinmekte. Bu üç finans kuruluşu Nabucco projesi öngörüldüğü şekilde gerçekleşirse, yaklaşık 8 milyar euroluk boru hattı projesinin yarısını karşılamış olacak.

Belirleyici Etken: Ekonomi

Enerji altyapısı sözkonusu olduğunda doğal olarak gözler siyasi arenaya çevrilmekte. Karar vericilerin siyasal tutumları elbette önemlidir, ama daha da önemlisi verilen kararların, desteklenen projelerin, ekonomik manada da elverişli, mümkün olmalarıdır. Iktisadi olarak verimli, ama siyasi olarak mümkün olmayan projeler, proje olarak kalmakta. Bunun yanısıra ekonomik olarak zayıf projeler – örneğin, yetersiz gaz rezervleri – siyasi tercihlerden dolayı hayata geçirildiğinde hayal kırıklığına uğramak da mümkün oluyor.

İdeali tabii ki hem siyasi hem de ticari, iktisadi yönden mantıklı projelerin gün işığına kavuşması; tıpkı Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz boru hatları gibi. Nabucco Batı projesi de üçüncü örnek olma yolunda gözükmekte.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Nabucco Projesi ve Enerji Güvenliği

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir