Gayya Kuyusu

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ORTADOĞU: GAYYA KUYUSU

Adına Arap Baharı denilen ve Kuzey Afrika’da başlayan “demokratikleşme” ayaklanmaları sonrası karışıklıklar sürüp gidiyor. Yemen, Mısır, Fas, Tunus, Libya’da yaşananlar, ya da bize yansıtılanlar aklımıza takılıyor. Afrika’nın büyük bir bölümünde açlık, aşiretler arası çatışmalar, yolsuzluklar alıp başını giderken, orta batı bölgesinde Mali denilen ülkede Fransız birlikleri düzenlemeye kendini yetkili görüp müdahale ediyor.

İtalya Libya’ya, Fransa Mali’ye, Cezayir’e, Mısır’da bilinmeyen bir güç Mübarek’i koltuğundan indirdikten sonra sokakları yeniden alevlendiriyor. Lübnan’da Hizbullah denilen bir örgüt İran’ın İran dini liderinin emrinde olduğunu beyan edip bazen Suriye’ye, bazen de Filistin topraklarına inip bir şeyler yapıyor.

İsrail, hani şu “Özür Dilemezse, ilişkileri düzeltmeyiz. Küstük!” dediğimiz ülke var ya yapıyor yine yapacağını, fırsat bu fırsat diyerek Şam yakınlarındaki bir askeri tesisi Sam amcanın oluruyla bombalıyor. Golan Tepeleri hala işgal altında, Filistin Devleti’nin kurulmasına izin vermiyor Egemenler.

Katar’da Klozet Kapakları som altın kaplı Emirler, Krallar toplantı üstüne toplantı yapıyor. Toplantı yapmışlar Suriye halkına yardım edelim diye… 23 milyon nüfuslu komşu ülke Suriye’de halk perişan. İşler durmuş, fabrikalar susmuş, ticaret ölmüş, komşuluklar mermilere dayanamaz hale gelmiş, mezarlıklar dolup dolup boşalıyor. Camilerde İmamlar İslam kardeşliğinden söz ediyor. Kardeşin kardeşi vurmaması gerektiğini anlatıyor. Dinleyen yok. Gözler kör. Kalpler kör. Vicdan dersen ne arar. Adı izmle biten modern çağın emperyal imparatorluklarını yöneten çok uluslu para babalarının aklında tek bir şey var. Para kazanmak. Ne pahasına olursa olsun para kazanmak. Hisse senetlerindeki değer artışını yükseltmek. Tam bir Hıristiyan kulübü haline dönen Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri kurtarmanın çabası içinde. Filistin’de çocuklar ölmüş, Suriye’de adı konulmuş iç savaş var batının ne umurunda. Arap ülkelerinin o çok zengin kıçları yağlanmış başkanları altın kaplı tuvaletlerinde dökülen kanları görmezden gelmeye devam etsinler.

Hanginiz hatırlar bilmem. Bir zamanlar radyolarımızı açtığımızda “Sağcı Müslümanlarla, Solcu Hıristiyanlar arasında çıkan çatışma” diye başlayan Filistin, Lübnan Beyrut çatışmaları verilir ve “Sağcı Hıristiyanlar” alkışlanırdı.

68’liler hatırlar. “Tam Bağımsız Türkiye” için yola çıkan gençler, 12 Mart, 12 Eylül darbeleriyle diskalifiye edilmiş, omuzu kalabalık paşalar sağcı ve solcu gençleri cezalandırma yarışına girmiş, futbolcu gençler için ellerinden geleni yapmışlardı. Okumayan, günü gün eden, pop gençlik, değer yargıları olmayan gençler için ortam hazırlamışlardı.

Son yıllarda hızla değişen bölge coğrafyamız Gayya Kuyusuna dönüşmüş durumda. Ne ararsan bulunur bir bölge. Savaş çığırtkanlığı, İsrail’in bölgesel kabadayılık ve kendi ülkesindeki faşist yaklaşımları, ülke sınırlarının çelik duvarlarla çevrilmesi bu ülkede daha birçok çatışmalar yaşanacağına işaret. Suriye’ye saldırıp geri durması ve suskunluğu, bölgede nasıl bir tezgah hazırlandığını da gün yüzüne çıkarıyor.

Hükümet, Amerika ile Irak, İran, İsrail ve Suriye konusunda neredeyse zıt düşüncelere sahip bir siyaset anlayışına sahip. Oysa bu coğrafyayı böylesine karmaşık duruma sokan AB-D – İsrail ittifaklarının çalışmaları. Yıllarca çözümsüz kalan Kıbrıs konusunda İslam ülkelerinin takındığı tavır ile bizim İslam coğrafyasına bakışımız ne kadar farklı. Türkiye’de yaşayan hiç kimse Arap ülkelerinde yaşananları tasvip etmiyor, sürekli onlardan yana dururken, onların yani bölgemizdeki Arap ülkelerinin Türkiye’ye karşı takındıkları birazda kompleksten kaynaklanan, yıllarca Osmanlı İmparatorluğu çatısı altından özgürleşmelerine vermek gerek gibi. Ortadoğu bölgesindeki barış ve demokrasi anlayışının İsrail’in “güvenlik” endişesine ve “Vaat edilmiş Topraklar” hayalinden caydırılmasına bağlı gibi. Oysa İsrail ve İngiltere bölgedeki tüm senaryoların içinde ve daha nice sürpriz senaryoların da başrolüne soyunmuş durumda.

Ne diyelim. Osmanlı’nın devamı Türkiye bu çarpık senaryolardan kurtulur ve vatandaşlarının birlik ve refahı için daha yoğun ve insani politikalarla bölgenin “Olmazsa, olmazı” haline yeniden gelir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Gayya Kuyusu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 17 Şubat 2013, 19:04

    Uyarıcı yazılarınızla kafalarını kuma gömenler inşallah kafalarını kumdan çıkarıp dünyada dönen dolapları ve Türk Milletinin başına geçirilmeye çalışılan çuvalı görürler.Sevgili üstadım.Saygılarımla.

    Cevapla