Ey Vasi; bazen sözlerin yetmediği, yazıların silinip gittiği, hatıraların unutulduğu zamanlarda toplumların hafızasını canlandıran kalıntılar imdada yetişir.
Bu kalıntılar kimi zaman en şaşaalı sözden ve en güçlü yazılardan bile daha etkili olabilir. Söz değişir yalan olur, yazı değiştirilir yanlış bilgi olur ama sağlam bir eser olduğu yerde kalır. Taa ki, insanlar onu keşfedip yok edene kadar. Samandağ’da İngiliz Okulu diye bilinen bir binadan bahsetmek istiyorum. Halk arasında her ne kadar İngiliz Okulu olarak bilinse de aslında orası Osmanlı döneminde inşa edilen İngiliz Okulu kompleksinin yemekhane ve yatakhane bölümüdür.
Derslikler ve diğer bölümler ise ne yazık ki yakın tarihimizde 12 Eylül 1980 askeri rejiminin gazabına uğramış, yıkılıp yerine park yapılmıştır. Tarihi yapı ve kalıntıları ortadan kaldırmanın toplumsal hafızayı yok ettiğini, ancak tarihi değiştiremeyeceğini bilmeyecek kadar yeteneksiz insanlar tarafından yönetilmek ne kadar acı verici. Üstelik yıktıkları kalıntıların yerine yaptıkları parkın adını Atatürk Parkı koyarak sözde meşruiyet kazandırdıklarını sandılar. Oysa bilmiyorlar ki Anadolu Medeniyetler Müzesi başta olmak üzere Türk Tarih Kurumu ve bilimsel akademilerin en önemli bölümlerini Atatürk kurdurmuştur.
Bunu yaparken temel amacı Anadolu’da hüküm sürmüş medeniyetlerin eserlerini korumak ve geçmiş uygarlıkları gelecek kuşaklara taşımaktı…
Yazı ve fotoğrafların devamı Hatay Keşif Dergisinde
Yazı: İsmail ZUBARİ
