featured

Sığınmacılar için Tespit ve öneriler

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2011’in nisan ayından beri savaştan kaçan Suriyeliler ülkemize sığınmakta. Bunların iki milyonu çoktan aştığı tahmin ediliyor.

Sığınmacıların büyük çoğunluğu hiçbir hazırlık yapamadan, deyim yerindeyse “elbiseleriyle” kaçmışlar. Bunlar sınırı aç geçen insanlar. Bunların yanında kaçma planı yapan ve buna fırsat bulup yanına para- eşya ve hatta arabasını alanlar da var.

Sınırı aç geçenlere ilk yardımı onları gören ve kucak açan sınır köy ve kasabalarımızda yaşayan insanlar. Zira açlık veya soğuktan ölen kimse olmadığını biliyoruz.

Misafirlik “üç” gün denir.

Sayıları iki milyonu aşan sığınmacıların çoğunluğunu kadın ve çocuklar oluşturuyor. Çalışan sayısı az ve “sığınmacıya” ödenen para yeterli olmayınca ortaya dramatik durumlar çıkıyor.

Hatay gibi ekonomisi tarıma dayalı bir yerde yaz aylarında iş bulmak kolay. Çok düşük ücretler bile kira ödemeleri ve gıda için öldürmeden yaşamayı sağlıyor. Zaten sığınmacıların hayat seviyeleri ülkemizin yoksul insanlarınkilerle bile kıyaslanmayacak derecede kötü.

Kısaca yaz ayları, tarım- inşaat işçiliği gibi az kazandıran ama hayatı devam ettirecek bir geliri mümkün kılıyor.

Hazırlıklı gelenlerin bir kısmı kısa sürede eldeki parasını bitirip sürünenler sınıfına dahil oluyor. Mevcut parasıyla bir iş kurup kendi ayakları üzerinde durmayı başaranlar da var.

GÖÇ DEVAM EDİYOR

Her bombalanan yerleşim yeri yeni sığınmacı akını demek. Günümüzde sınır geçişlerine çok özel durumlar hariç izin verilmese de ülkemize sığınmacı göçü devam ediyor. Güney illerimizde sığınmacıların nüfusun önemli bölümünü oluşturduğu kentler var. Ne kadar insanın sınırı geçeceği öngörülemediğinden gerekli tedbirleri almak mümkün olamamaktadır.

SORUNLAR:

1-    Barınma

2-    Gıda

3-    Yakacak

4-    İlaç

5-    Uyum

6-    Okul

7-    İş

8-    İstismar

9-    Engellilerin durumları

    10- Doğum kontrolü

BARINMA

Suriyelilerin tamamına yakını evlerde kira karşılığı oturmaktadırlar. Kiralar aylık olarak ödenmektedir. Ücretsiz olarak Suriyelileri evinde barındıran Türk vatandaşları yok denecek kadar az. Sınıra yakın köylerde yaşayanlar bile akrabaları olan Suriyelilerden ev kirası almaktadırlar. Köylerde 200 liradan daha ucuza ev bulmak mümkün değil. Tarım ve inşaat işçiliğinden elde edilen gelirle kira, elektrik ve su ödenmekte -bu da kazancın yarısına yakınına tekabül ediyor-. Kısaca ev kiraları sığınmacıların canını yakarken mülk sahiplerinin vicdanları hakkında da sağlam bir fikir vermektedir. Derme çatma ve asla barınılmayacak yerlerin bile karşılığı 200 lira. Köylerde 500 lira kira karşılığı sığınmacılara verilen evlerin varlığı biliniyor. Kira gelirleri için yeni ev yaptıranlar dahi var. Misafir veya din kardeşliği gibi kavramların içleri boşalmış durumda.

GIDA

Suriyelilerin temel gıda alışkanlıkları sınır yerleşim yerleriyle büyük benzerlikler gösterse de damak tadında önemli farklılıklar var. Ülkemizde pişen ekmeklere bir türlü alışamadılar. “Suri” ekmek denen bizim yufkaya benzer on adedi plastik muhafazada saklanan ekmekleri üreten epey yer mevcut. Mahalle aralarında da onların damak tadına ekmek vb. uygun yiyecek maddeleri satan bakkal dükkanları açıldı. Yani parası olan damak tadına uygun yiyecek bulabiliyor.

Yaz aylarında gıda maddelerine ulaşmak çok daha kolay. Zira sınıra yakın bölgelerde sebze ve meyve üretimi yapılmakta.

Kış aylarında gıda ihtiyaçlarını kendi başlarına karşılayacak aile sayısı çok az. Yardım şart. Sivil bir organizasyon olarak hazırladığımız acil gıda paketinde: Sıvı yağ- şeker- bulgur- makarna- paket süt- tuz- salça- pirinç- nohut bulunur. Bir paketin maliyeti ise 35- 50 lira arasında. Paket hazırlanırken en ucuzu tercih edilir. Yenilmesi mümkün ama en ucuzunu almanın sebebi, sığınmacıyı tembelliğe teşvik etmemek ve daha fazla insana ulaşmak. Paketlerdeki farklılık evlerdeki çocuk sayısı ile alakalı bir durum. Çünkü çocuk maliyeti yüksek bir varlık. Çocuk bezi oldukça pahalı bir malzeme. Mama ihtiyacı var. Zira bebeği olan annelerin tamamına yakını hamile kaldığından bebekleri anne sütü ile beslemek mümkün olmuyor. Mama da epey pahalı!

Özetle, sığınmacıların kış aylarını aç geçirmemeleri için yardım şart.

YAKACAK

Aksamalar olsa da yakacak konusunda sıkıntı yok. Zira S.Y.Vakfı muhtarlar aracılığıyla sığınmacılara kömür vermekte. Kömürü tutuşturacak tahta parçasını sığınmacı temin etmek zorunda. Tahta parçası denilen malzeme de ucuz değil. Evler genellikle eski ve bakımsız olduklarından ideal bir ısınma mümkün değil. Soba yakma becerisinin olmaması da ayrı bir sorun olarak karşımızda. Bundan dolayı girilen evlerde tüten sobalarla karşılaşıldı. Soba yanan odada ailece yatılması da ayrı bir sorun.

İLAÇ

Sığınmacıların muayene ve tedavileri ücretsiz olarak karşılanmaktadır. Reçetelere yazılan ilaçlar sığınmacılar tarafından temin edilmek durumunda. Kanser gibi hastalıkların tedavilerinde kullanılan ilaçlar ise resmi kurumların onayıyla karşılanmaktadır. İlaç tüketimindeki bilgisizlik sığınmacılarda had safhada. Herhangi bir şikayet için verilen ilaçlar benzeri bir şikayet olduğunda doktora ve eczacıya danışılmadan temin edilip kullanılmakta.

Bazı hekimlerin “pahalı” ilaçları ucuz muadilleri bulunmasına rağmen yazdıkları az da olsa rastlanan şikayetler arasında.

Bazı hekimlerin mezhep ayrımı yaptıkları şeklindeki iddialar tamamen asılsız.

İşadamı Rahmi Vardı tarafından kurulan Hatay- Kırıkhan merkezli tamamen sivil bir kuruluş olan HAYAD derneği Suriyeli hekimlerin hizmet verdiği bir hastana ile muayene ve ücretsiz ilaç vermekte. Bu model, başka yerlerde de denenebilir.

UYUM

Sığınmacıların kamplar dışında, TC vatandaşlarıyla bir arada yaşadıklar yerlerde büyük sorunlar yaşanmamakla birlikte, insani münasebetler geliştirdikleri söylenemez. Sığınmacıların ülkemize gelmeleriyle bazı hizmet alanlarındaki yaşanan sıkışıklık (hastane), kiraların yükselmesi, işgücünün ucuzlaması, sığınmacıların geceleri yüksek sesle konuşmaları gibi hususlar TC vatandaşlarının bazılarınca abartılması sonucu, sığınmacı- yerli arasındaki mesafenin sabit kalmasına neden olmaktadır. Cami cemaatleri bile “din” kardeşliği penceresinden sığınmacılara bakmayı becerememektedirler.

Yerliler, gelecek için karamsar senaryolar üretmekte oldukça başarılılar. Günümüzde olmasa bile uzun vadede “yabancı” düşmanlığı mümkün.

Çöplerden malzeme toplamak sığınmacıların tekeline girmiş gözüküyor. Mendil satmak, dilenmek gibi işlerin tamamı sığınmacılar tarafından yapılıyor.

Din kardeşliği veya misafirperverlik gibi kavramların içeriklerinde sığınmacılar kendilerine yer bulamıyor.

Sığınmacı kadınların maddi şartlarıyla ters orantılı bakım ve giyimleri de yerli kadınların eleştirilerine neden olmaktadır. Yerli kadınlar, yoksul olmalarına rağmen süslenmekten geri durmayan genç kadın ve dulları kuma veya kocalarını yoldan çıkaracak varlıklar olarak görmektedirler. Gerçek bunun tam tersi olmasına rağmen durum bu.

Suriye toplumu erkek merkezli bir yapıya sahiptir. Kadının görevi her şartta kocasını memnun etmekten ibaret. Bu durumun ortaya çıkardığı sonuçları yerli kadınların hayra yormaları oldukça zor.

Baskı rejiminin sıradan davranış haline getirdiği, yalan konuşmak, emanete hıyanet etmek, sözünde durmamak, tembellik, bencillik, ispiyonculuk, kaytarma gibi olumsuzluklar sığınmacılar hakkında iyi niyetler besleyen insanları da onlardan soğutmak için yeterli. İnsanoğlu, sebeplerden ziyade sonuçlarla ilgileniyor.

Sığınmacıların Türkçe öğrenmemeleri de uyumu engelleyen unsurlar arasında önemli bir yere sahip.

Sığınmacılar arasında kabile- akraba fanatizmi de oldukça yaygın. Kendisinden olmayana karşı ilgisiz olmaları sığınmacılar hakkında beslenen olumlu duyguları hayli zayıflatıyor.

Bu şartlar altında sığınmacıların yerli halkla [hatta akrabalarıyla bile] uyum sağlamaları kısa vadede mümkün gözükmüyor.

OKUL

Hatay ve Şırnak dışında sığınmacı çocukların Türk okullarında okumalarının önünde bir engel yok. Öğrenci ve öğretmenleri Suriyeli olan okullar sığınmacılar tarafından tercih ediliyor. Çok zor şartlar altında yaşayan Suriyeliler bile çocuklarını mutlaka okula göndermek istiyorlar. Hatta “aç kalırız ama çocuklarımızın okulsuz kalmalarına razı olmayız” diyenlerin sayıları azımsanmayacak kadar çok.

Üniversite öğrencisi iken okulunu bırakmak zorunda kalanların durumları hayli zor. Yarıda bıraktıkları öğrenimlerini belgelemeleri imkansız. Bunun yanında Türk üniversitelerinde okumak isteyen öğrencilerin sınav ve harç gibi engelleri de aşmaları gerekiyor. Sığınmacıların parasız ve istedikleri bölümlerde okudukları kocaman bir şehir efsanesinden ibaret.

Okula gitmeyen çocuklar da var. Neticede hayırseverler tarafından finanse edilen okullarda yer bulmak her zaman mümkün olmuyor. Sokakta yetişen okulsuz çocukların ne olacakları sorusunun şimdilik bir cevabı yok.

İŞ

Kimseye muhtaç olmadan yaşamak hemen herkesin istediği bir şeydir. Ancak iş her zaman aramakla bulunan bir şey değil. Bundan dolayı sığınmacının iş bulması, ya yerli olanların beğenmediği “kötü” işleri veya yerliden daha az bir ücreti tercih etmesine bağlı.

Tarım işçiliği yerlilerin tercihe pek yanaşmadıkları bir şey. Sığınmacılar çok cüzi paralarla tarım işlerinde kendilerine yer buldular. Önceleri yerli bir işçinin aldığı ücretin çok azına razı oldular. Bu oranın 1/5 bile olduğuna şahit olduk. Günümüzde bu oran 1/3. Üzücü ama durum bu! Kalifiye elemanlar bile yarı fiyata razı oluyorlar. Ücretlerin ödenmelerinde miktar ve zaman konusunda sıkıntılar olduğu hatta sığınmacılara hiç para ödenmediği şeklinde yaygın şikayetler var.

Sığınmacıların çalıştıkları işi ve işyerlerini benimsemedikleri, ilk fırsatta taahütlerine rağmen bırakıp gittikleri de yerli işverenlerce ileri sürülüyor.

Sigortasız işçi çalıştırmak, işverenlerin tercih ettikleri bir şey. Bu durum sigortalı işçi sayısını azaltırken yerli işsizlik oranını artırıyor.

İSTİSMAR

İstismar denince akla kadın ve çocuk istismarı geliyor. Suriyeliler çocuklarını döverler. Buna hakları olduğuna inanıyorlar. Türk polisi, çocuklarını döven Suriyelilere karşı daha kapsamlı davranır ve yerli halk daha duyarlı olursa, sığınmacı evlerinden yükselen çocuk feryatları daha da azaltılabilir.

Suriye toplumu hastalıklı bir toplumdur. Çünkü kız çocuklarını 11- 12 yaşında evlendiriyorlar. Bu kadar küçük yaşta kız çocuklarını evlendiren bir toplum sağlıklı olabilir mi? Kadının adının olmadığı bir toplumdan bahsediyoruz. Sığınmacıların çocuk yaştaki kızlarını yerli halktan kimselerle evlendirdiklerine de şahit oluyoruz. Sınırlı da olsa bu durum mevcut.

Kadınların para karşılığı erkeklere satıldığı haberleri gerçekleri yansıtmıyor. Ancak Suriye’de kendisini satarak hayatını devam ettirenlerin aynı işi burada yaptıklarını görmezden gelenler bu iddiayı ileri sürüyorlar. Parasızlık veya şiddet yoluyla fuhşa itilen kadınlarla ilgili yaptığımız araştırmalarda bu durumda bir kişiye bile rastlamadık.

ENGELLİLER

Engelli olup resmi kurumlardan bu konuda hizmet alan sığınmacı sayısı oldukça az. Son zamanlarda kamplarda yaşayan engelli sığınmacıların resmi- özel kuruluşlardan yardım almaya başladıklarını biliyoruz.

DOĞUM KONTROLÜ

Çocuk sahibi olmak bir haktır. Kimin kaç çocuk dünyaya getireceğine de kişiler karar verir. Bazı ülkeler gibi çocuk sayısına sınır koymak yanlıştır. Hedef belirleme de tartışmalı olsa da bir hak ihlali değil.

Sınır koyma veya hedef belirlemenin dışında sığınmacıların çocuk edinme durumlarını konuşmak gerekiyor. Yukarıda Suriye toplumun erkek merkezli bir toplum olduğunu belirtmiştik. Baas yönetimi 4 eş almayı bir erkek için hak olarak görmekte. Erkek merkezli bu toplumda çocuk sayısı özellikle kırsal kesimde çok fazla! 7- 8 çocuk arka arkaya dünyaya getirmek erkeğin şerefi ve kadının görevi gibi görülmekte. Bu durum savaş öncesi ortamda normal kabul edilebilir. Normal olmasa da kabul edilebilir. Zira bizim bu duruma itiraz hakkımızın bir yaptırımı yok/tu. Lakin nemli, kapısı- penceresi kırık, ısıtılamayan ve yarı aç yaşanan bir yerde her yıl çocuk yapmak sığınmacıları daha da zora sokmakta. Bebek büyütmek normal şartlarda bile zor iken, sefalet içerisinde çocuk dünyaya getirmek hem bebeğe hem de anneye bir eziyet değil mi? Kış günlerinde çorapsız- ayakkabısız sığınmacı çocuk sayısı o kadar fazla ki…

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

1-    Yapılması gerekenler

2-    Yapılmaması gerekenler

KOORDİNASYON MERKEZLERİ

Her ilde sığınmacıların tümünü kapsayacak bir merkez oluşturulmalı. Bu merkez bütün sığınmacıları adres- nüfus- gelir- öğrenim- ailenin durumu gibi ayrıntılı bilgilere sahip olacak ve kayıtları ciddi şekilde tutacak.

Gıda- giyim, ilaç, okul gibi ihtiyaçlar bu merkez tarafından belirlenecek ve ihtiyaçlar bu merkez eliyle karşılanacak.

Sivil örgütlerin yardımları, bu merkezin yönlendirmesi ile yapılmalı. [Merkezden habersiz yardımların doğru adreslere gitmediklerini biz biliyoruz]

Merkez karma bir ekip olarak düşünülmeli. Sağlık görevlileri- sosyal çalışmacılar- öğretmen- asker- polis- din adamı- Kızılay görevlisi- belediye grevlisi- muhtar- akademisyen ve sivil gönüllü vatandaşlardan oluşmalı.

Her mahalle bir birim kabul edilecek ve her mahallede muhtar- imam- öğretmen- aza ve sadece bir sığınmacı temsilci bulunacak. Yardımlar bu ekip eliyle dağıtılıp belgelenecek. Birimler muhtarlık binalarını veya uygun bir yeri merkez olarak kullanacak. Sığınmacıların şikayet ve isteklerini bildirecekleri bir telefon numarası belirlenecek. Gönüllü bir öğretmen bu konuda faydalı olabilir.

Kadınların bilgilendirilmeleri için ekipler oluşturulmalı, hakları onlara öğretilmeli. Kısaca erkeklerin de bir sınırları olduğu kadınlara öğretilmeli.

YAPILMAMASI GEREKENLER

Asla Suriyelileri kendi başlarına bırakan yardım kuruluşlarına izin verilmemeli. Çünkü sivil toplum- dernek- vakıf- sendika vb. kuruluşları hiç bilmeyen kişilerin yardım faaliyetlerini yönetmeleri sığınmacılar arasında büyük kavgalara ve ayrışmalara sebep olmaktadır. Akrabacılık- kabilecilik- adam kayırma- hısızlık suçlamaları çok yaygın. Bu durumda sığınmacı kuruluşlara müsaade edilse bile karar verecek çoğunluğun yerli kişilerden oluşması sağlanmalı. Aksi takdirde tartışmalar düşmanlıklara dönüşecek ve yardım faaliyetleri asla hedefine ulaşamayacak.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Sığınmacılar için Tespit ve öneriler

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir