featured

Süreç Adım Adım İşliyor

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yazı; Dr. Necmettin Çalışkan

Ülke gündemi Ankara’da yapılacak başbakan atamasına kilitlenmişken, doğu illerimiz ve sınır bölgelerimiz hareketli ve sıcak günler yaşıyor. Ocaklara ateş düşüyor. Geçtiğimiz hafta Saadet heyeti olarak Genel Başkan Prof. Kamalak’la birlikte ziyaret ettiğimiz Kilis sosyolojik açıdan incelenmeye değer bir yer.

Merkez nüfusu 93 bin, Suriyeli sayısı en az 200 bin. Suriyeli mülteciler içinde  büyük kısmını orta ve üst gelir grubuna ait Halepliler oluşturuyor.

Bunun temel nedeni Kilis’in Suriyeliler için sosyal ve kültürel yakınlık, yaşam ve gidip gelme kolaylığının olması.

Suriyelilerin gelmesinden sonra Kilis’te yapılaşma arttı. Nüfus artışına paralel bir yükseliş, hatta fazlası söz konusu. Her yerde mantar gibi lüks apartmanlar türüyor.

Deyim yerinde ise Suriye aristokrasisine özel pek çok yeni mahalle ve semtler kuruldu. Lüks yapının hâkim olduğu bu bölgeler kadim Kilis’ten gözle görülür şekilde ayrılıyor.

Öncüpınar Sınır Kapısı merkeze beş kilometre mesafede, fakat şehir sınır kapısıyla bütünleşmiş durumda.

Sınırın karşısındaki kargaşa bizim tarafta da hakim. Kuvvetle muhtemeldir ki Türkiye’nin “Beşşar’ı kim devirirse yanındayız” diyerek destek verdiği gruplar tarafından atılan roketler, şehri darmadağın ediyor.

Son yaşanan olaylarla birlikte Suriyelilerde de büyük bir korku hakim. Artık ne yapacağını bilemez duruma geldiler. Geldiklerine pişmanlar!

Şehirde karmaşaya rağmen hayat sürüyor. Bir yandan roketler düşerken, diğer yandan ise roketlerin deldiği yerler tamir ediliyor.

Halkta bir bezginlik havası hâkim, Suriyelilere karşı ciddi bir nefret dalgası oluşmuş.  Kilisliler artık her gördükleri dindar kisveli Suriyeliyi İşidli düşman gözüyle görmeye başladılar.

Daha vahim olan durum ise Suriye’de bir süredir yürürlükte olan ateşkes sekteye uğramış, çatışmalar yeniden alevlenmiş ve savaş yeniden başlamış durumda.

Korkumuz şu ki; Kilis’i tahliye süreci tamamlanır, halk şehri terk eder, böylece  savaşın tampon alanı haline gelir, sonra da savaş diğer komşu illere sıçrar.

Artık Türkiye zor bir sürece geçiyor. Geçtiğimiz günlerde ABD ve İsrail’in “19 tehlikeli il” açıklamasıyla gözler bu illere çevrilmişti. Peşinden “derhal Türkiye’yi terk edin, bölgeden uzaklaşın” sözleri de boşa değildi.

Öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki dönem, sınır illeriyle sınır kalmayan tehlikeli süreçler yaşayacağız..

Bu ateşin kıvılcımı bir başlarsa dalga dalga her yere yayılır. Ülke genelinde Suriyelilere karşı bir linç kampanyası başlamasını kimse engelleyemez.

Plan kurucular planı sadece bir boyutlu yapmıyor. Kilis’e kuş uçuşu mesafedeki yakın  komşu Hatay’ın Reyhanlı ilçesine ve ardından Akdeniz sahiline giden bir koridor hedefine doğru adım adım ilerleniyor.

Korkarız ki senaryo olarak çizilmiş olan Kuzey Irak’tan sonra Kuzey Suriye’de kurulu PYD yönetimindeki sözüm ona “devlet”in Hatay üzerinden Akdeniz Sahiline açılma projesi eyleme konacak.

Esas soru şu; Irak ve Suriye sınırımızda yaşanan bu  gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde “Hassa Tüneli” boşuna mı yapılıyor? Kanal İstanbul’a alternatif bölgeye büyük hizmet olarak sunulan bu tünel kime hizmet edecek?

Bizden söylemesi sonra “Hayaldi gerçek oldu!” demesin kimse!

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Süreç Adım Adım İşliyor

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir