Tüzük çalışmaları yönünden: Tüzüğün daha önce hazırlanan taslağı üzerinden yeni bir tüzük hazırlama işinin iki ay sürdüğünü, bu çalışmalara akademisyen ve gönüllü Suriye Türkmenlerinin ileri gelenlerinin katkıları ve dışişleri bakanlığının himayelerinde düzenlendiğini söyledi.
Bu sürenin sonunda Tüzük hakkında görüşmelerin devam edeceğini, tüzüğün kabulü yönünde her madde tek tek görüşülerek oylamaya sunulacağını ifade etti.
Yardım çalışmaları hakkında: Çadırlarda ve dışarıda evlerde kalan Suriyeli misafirlerin mali durumlarını iyileştirmek için çalıştıklarını. Bu çalışmalarda kendilerine yardım ve desteklerini esirgemeyen Kızılay, İHA, HAYAD gibi kuruluşlara teşekkür etti.
Askeri yönünden: Savaş halinin devam ettiğini, köylerinin bahçelerinin, evlerinin yerle bir edildiğini, kendilerinin de bu kutsal topraklar üzerinde yaşayan insanların yiğit evlatlarının köylerini bahçe ve evlerini korumak için dağlara çıktıklarını, silahlanmaya çalıştıklarını, ancak yeterli ve etkili silahlanamadıkları için henüz sonuç alamadıklarını, ama kısa zamanda yeniden kurulan düzenli birliklerle başaracaklarını.
Bu dağlarda şehit olanlara rahmet dilerken yaralılara geçmiş olsun dediğini, İnsani ilişkiler olarak: Meclisin merkezi İstanbulda iken Ankara’ya getirdiklerini, ayrıca tabanın meselelerini daha yakından ve hızlıca çözmek için Gaziantep’te, Kırıkhan’da ve Yayladağ’ında irtibat büroları açtıklarını, kendi insanlarının her türlü sorunları ile ilgilendiklerini, belitti.
Divan başkanı Esad Erber faaliyet raporunu okuyan Abdullah Mustafa’ya teşekkür ederek Gündem maddesi gereği hazırlanan “Suriye Türkmen Meclisi Tüzüğü” nün her maddesinin okunarak üzerinde görüş belirtmek isteyenlerin konuşmalarının sonunda oylanarak kabulü yönünde oylama yapılacağını belirtti. Tüzük arapça okundu. Delegeler okunan tüzük maddeleri hakkında 50 ye varan divana değişiklik teklifi yapıldı. Bu değişiklik teklifi yapanlara 3’er dakikalık söz hakkı verildi. Bu konuşmalar öğleye kadar devam etti.
S
aat 14.00 te Salona beklenen Başbakanın başka yerdeki proğramı gereği gelemeyeceği bildirilmesinin ardından Dışişleri Bakanı ve Bakanlığın Bürokratları büyük bir kalabalık heyet halinde salona delegelerin ayakta büyük alkışları ile girdiler.
Divan başkanı gelenlere hoşgeldiniz dedikten sonra, Saygı duruşu, İstiklal marşı ve suriye istiklal marşları okundu. Suriye Türkmen Meclisi onursal başkanı Mehmet Şandır konuşma yapması için davet edildi.
Mehmet Şandır çok etkili, hamasi ve günün önemini belirten bir konuşma yaptı. Bu konuşmayı dinleyen yüzlerce delege hıçkırıklara boğularak gözyaşları içinde kaldı. Salonda ağır bir hava oluştu. Konuşma zaman zaman alkışlarla kesildi. Ben kouşma metnini ses kaydı olarak yayınlanmak üzere gönderiyorum. Bana göre bu konuşmanın en önemli bölümü “ sayın Bakanım, misafirlik üç gün derler biz üç yılı aşkın sizleri çok meşgul ettik. Bu misafirlik artık bitsin.
Bu zalim Esad yönetimi, binlerce şehit verdiğimiz bu topraklar için binlerce şehit verdiğimiz bu kutsal toprakları artık çok özledik. Yakılan bahçelerimizi, yıkılan evimizi, varil bombaları ile, son model helikopterlerle ve savaş uçakları ile zehirli kimyasal bombalarla yok edilmeye, çalışılan evimize, köyümüze gitmek istiyoruz. Türkmen en zor zamanlarında dahi bir şey istemez. Ama bakın biz artık hiçbirşey olamasada Türkiye Cumhuriyetinden bizleri tekrar köyümüze götürmesini istiyoruz.” Diyerek konuşmasını sürdürdü.” Yeni kurulacak Suriye Devletinin asli unsuru olarak Türkmenler hak ettiği yeri alacaklardır.
Bu konuda sayın Başbakanımız, Sayın Dışişleri Bakanımızın destek veren senet niteliğinde sözleri vardır. Türkmen Kardeşlerim: Biliniz ki yanlız değilsiniz. Yanınızda arkanızda Türkiye Cumhuriyeti vardır. Öyle boynu bükük durmayın” şeklindeki konuşmasının ardından kürsüden alkışlarla indikten sonra kürsüye Dışişleri bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu çıkarak konuşmasını yaptı.
En kısa süre içinde; Yazıma kaldığım yerden devam etmek umudu ile hoşça kalın.
Not: SOMA’da şehit olan kardeşlerime Allahtan rahmet diliyor, yakınlarına başsağlığı sabır ve metanet diliyorum.
