Suriye Bölünecek İse Türkmenlerin konumu nasıl olmalı?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bundan önceki Suriye Türkmenleri ile ilgili yazılarımda devletin politikaları ve alınacak tedbirler hakkındaki yazıma devam etmek istiyorum. Yazımın başlığını diğer yazımla karıştırılmasın diye değiştirdim. Geçen yazımda Bayır- Bucak Bölgesinin Türkiye’nin 82. İli yapılmasının uygun olacağını 1. Teklif olarak yazmıştım. Bu yazımda, Suriye Türkmenlerinin konumları hakkında politikalar ve tedbirleri sıralamak istiyorum.

2. Teklifim.  Türkiye’nin Suriye ile olan sınırının şu anda her noktasından Türkiye’ye taciz yapılabilir mi? Bana göre yapılır. Türkiye’nin güney sınır bölgesi PKK’nın uzantısı PYD ile El Kaide ve birçok çeteler tarafından bölüşülmüş durumda mı? Evet. Hatta çatışmalar, tacizler, yağmalar, haksızlıklar, oluyor mu? Evet oluyor. Bu günden geriye doğru gidersek, Kavelalı Ali Paşa ve Ondan sonraki her dönemde Anadolu güneyden zarar görmüş mü? Tehdit edilmiş mi? Edilmiş. O zaman bu durumu düzeltmek, hatta Güney sınırlarımızı güven içine almak için Batıdan Bayır-Bucak, doğudan Hama, Humus bölgesi arasında kalan Halep Türkmenlerini de içine Suriye Türkmen devleti kurulmalı. Böylece ticaretimizde Türkmenler tarafından yapılır. Ticaretimiz gelişir. Güneyimizde yıllarca perişan olan kardeşlerimiz rahata kavuşur. Bu konuda  “Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Metin Hülagü;  Musul ve Kerkük ‘ün Abdülhamit Han’a ait olduğunu geri alınabileceğini, artık Yurtta sulh Cihanda Sulh ilkesinin geçerliğini kaybettiğini” 29.Ekim.2013 tarihli konuşmasında belirtmiştir. Ayrıca tarihin derinliklerinde bir göz attığımızda yapılan yanlışlardan ders almak ve tarihin tekerrürünün önüne geçmek için de Bağımsız Suriye Türkmenleri güney sınırımızda kurulma politikasını Türkiye Cumhuriyeti adına AKP hükümeti benimsemelidir. Hatta bu konuyu kendine politika olarak seçmeli ve savunmalıdır. Bu konuyu Merhum Mehmet Akif’in dizeleri ne de güzel anlatıyor.

Tarihten insan hisse kaparmış, ne masal şey?

Beş bin senelik tarih yarım hisse mi verdi

Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar

İbret alınsaydı hiç tekerrür mü ederdi.

3.Teklifim: Bu teklifim, belki de akla ve buraların coğrafyasına uygun bir teklif olacaktır. Şimdiki Suriye’nin Laskiye bölgesini ve Bayır-Bucak bölgesini içine alan topraklarda bir Nüsayri devleti kurulması teklifi. Bu teklif doğrudan benim değil gelişmeler sonucunda oluşan bir sonuç. Ayrıca yine Suriye’nin güneyinde kurulacak olan Arap birliği devletinin içine Türkmenleri alacak bir Devlet hayali. Türkiye’nin güneyin de PYD’nin kendine ait hayalinde düşlediği Kürt Devleti. Bu hayalin içini Türkmenlerden beraber bu devleti kurma ve şimdiden bu görüşü kabul ettirme baskıları ile ilgili politikalara karşı olan bu 3. Teklifim için Türkmenlerin böyle oluşumlarında durumu ne olmalı. Nasıl olmalı? Ki  bu oluşumlar olabilsin.

29.03.2013 tarihli Ankara’da yapılan “Suriye Türkmen meclisindeki” konuşmasında. Kerkük Türkleri Vakfı Bşk. Prof. Mahir Nakip:” Kurban olamadan bayram olmuyor. Anayasa Etnik temele dayalı olduğu için Irakta partiler, ve milletvekilleri öyle seçildiği için, hükümetlerde etnik oluşumlara göre kuruldu.   Onun içinde kargaşa bitmedi. Türkmenler yeni kurulacak Suriye’deki devlet içinde, vizyon ve misyonu olmalıdır.” Diyerek, bize güzel bir mesaj veriyor. Bu sözlere, iyi kulak vermek lazım. Merhum Akif’in dizelerinden ders almak lazım.

Bu hükümet: Suriye Türkmenleri ile gerekli yeterli hassasiyeti göstermeden, sadece  Türkiye’ye gelenleri vatandaş yapalım sorun bitsin diyor. Peki bu insanların orada bıraktıkları topraklar kimin olacak. Kime kalacak. Sonra İnsan haklarına göre her insan doğduğu yerde özgürce yaşama hakkı hiç gözetilmeyecek mi? Irkiyatçılık ( Milliyetçilik ) yapmayalım deniyor. Dün yani uzun yıllardan bu yana, Arabı ile Nusayri’si ile nasıl beraberce yaşandı ise yine öyle yaşanır deniyor. Mademki öyle yaşanacaktı bu çile bu göz yaşı, üç yıla varan çadır, sokak hayatına ne gerek vardı? Yine de, yaşanır diyelim. Yaşanır ama insan gibi yaşanmaz. Özgür olmaz, devamlı birilerinin elini eteğini öpen bir anlayışla yaşar. Onun için böyle bir oluşum dahi olacaksa İnsanca yaşayan, Türkmen topluluğuna da gerekli değeri ve hakları tanıyan bir düzen olmalı. Anayasa etnik temele dayalı hazırlanmamalı, demokratik eşit haklar olmalı ki, yeni kurulacak düzende yine kan, göz yaşı savaş, acılar olmamalı, yaşanmamalı.

Sonuç olarak: T.C. dış politikasını yeniden gözden geçirmeli. Irkiyatçılık ( Milliyetçilik ) yapmayacağız diye sadece Türkiye’ye gelen Türkmenleri vatandaş yaparak sorunun çözüleceğine bakan pencereden değil, Misak-i Milli sınırlarımızın sadece çizilen sınırlar olmadığını, bu sınırların dışında kalan kalpleri, gözleri Türkiye diye çarpan insanların doğduğu toprakların, evlerin bahçelerinde Misak-i Milli sınırlar içerisinde olduğu unutulmamalıdır. T.C. konuya bu pencereden bakmadığı sürece Suriye politikasında başarılı olamaz. Hoşça kalın.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Suriye Bölünecek İse Türkmenlerin konumu nasıl olmalı?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir