featured

Taviz, Taviz, Taviz…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ermeni Tehciri ve Sözde Soykırım konularının araştırılması konusunda ülkemiz maalesef çok geç kaldı.
Ermeni Diasporası, 1915 ve sonrası yaşanan olaylarla ilgi başta Rusya olmak üzere batılı ülkelerin arşivlerinden fevkalade yararlandı. O dönem yaşanılanların tanığı niteliğindeki belgeleri arşivlerden alıp üzerinde oynamalar yapmak suretiyle yıllarca uluslar arası kamuoyunu etkilemeye çalıştılar.
Ermeni Diasporasının Uluslar arası faaliyetleri neticesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti zor durumda kalmaya başlamıştı.
Her konuda olduğu gibi yumurtanın kapıya dayanması beklenilmekteydi.

Ve nihayet 90 yıllar ile birlikte gerek Devletimiz gerekse ilgili kurumlar harekete geçmeye başladı. Diaspora, çarpıtılmış belgelerle saldırıyor ve Türklerin Ermenileri zorla sürdüğünü ve planlı bir şekilde soykırıma uğrattığını iddia ediyordu.

Buna karşılık olarak en güzel cevap belgelerle verilmeliydi.

Ve öylede oldu.

Konusunda uzman birçok tarihçi başta Osmanlı arşivleri olmak üzere Rusya ve Almaya Devlet arşivlerinde o yıllarda nelerin yaşandığının izini sürmeye başladı. Tarihçilerimizin uzun yıllar yaptığı çalışmalar netice vermeye başlamıştı.

Belgeler, Türk milletinin lehine idi. Vicdanen rahatlığımız belgelerle taçlanmıştı.

Bu belgeler ışığında Türk Devleti de uluslar arası kamuoyuna karşı yeni bir savunma refleksi oluşturmuştu.

Türk Devleti’nin yeni savunma refleksi;

“Konuya muhatap olan her ülke o dönem ki arşivlerini açsın. Tarafsız tarihçilerden oluşan bir heyet belirlensin ve bu heyet arşivler üzerinden yaşanılanları yorumlasın”

Türk Devletinin özgüveni yüksek olan bu söylemi kısa süre içinde ses getirmeye başladı. Konu ile ilgili tarihçilerimiz ve siyaset adamları artık her platformda Ermeni Diasporasını susturmaya başlamışlardı.

Belgeler konusunda iyice köşeye sıkışan diaspora ve yerli işbirlikçiler artık ağız değiştirmek zorunda kalmıştı. Diasporanın yeni söylemi “bu konu tarihi değil insani bir problem”

Tarihi belgeler ışığında fena halde gol yiyen diaspora olayı ajite ederek yeni bir kamuoyu oluşturmanın peşine düşmüştü.

Bu süreçte ülkemizdeki sözde edebiyatçılar yazdıkları romanlarla diasporanın değirmenine su taşır hale gelmişlerdi. Reklamı çok iyi yapılan bu romanlar maalesef ki halkımız tarafından da ilgi görüyordu. Pamuklar, şafaklar ihanet noktasında neredeyse birbirleri ile yarışır durumdaydı.

Tam bu noktada tıpkı geçmişte olduğu gibi Devletimizin Milli Edebiyatçıları sahaya sürmesini haklı olarak beklemekteydik. Türk Edebiyatçıları o döneme dair tarihi romanlar yazacak, senaristler o dönemi beyaz perdeye aktaracak ve yine o dönemin ağıtları popüler sanatçılar tarafından seslendirilecek diye beklerken;

Ülkenin en tepe noktasından Ermenilere bir başsağlığı mesajı geldi. Yıllardır titizlikle yürütülen çalışmaların hepsi sanki birden çöpe atılmıştı. Moraller savaş kaybetmiş asker durumundaydı.

Türk Devleti ve onu yönetenler nasıl böyle bir yanlış yapabilirdi?

Devleti yönetenlerin bu konuda bilgisiz olduğu şüphesiz düşünülemezdi.

Peki, ne oluyordu.

Bu başsağlığının sebebi ne idi.

Kahretsin! Sebep yine aynı.”Siyasi İkbal”

Önümüzdeki dönem şu olmak veya bu olmak.

Evet, bu kadar basit bir kaygıdan dolayı bir milletin geleceği karartılmaktaydı.

İkbal uğruna yeni bir taviz verilmişti.

Ermenilere taziye mesajının üzerinden bir hafta geçti. Bu geçen sürede basını takip etmeye çalıştım.

Liberal yazarlar ve havuz medyası Ermeni Diasporası ile aynı ağzı kullanıyordu.

“Ölüsü olana başsağlığı dilemek kadar insani bir yaklaşım olamaz” diye fütursuz, edepsiz ve derinlikten yoksun Sığ! demeçler veriliyordu.

Bugün siyasal ikbal uğruna söylenen bu sözlerden dolayı yarın ne acılar çekeceğimizi kimseler düşünmüyordu. Devleti yönetenler sanki bu ülkede misafirlermiş gibi davranıyorlardı.

Bugün, Türk kamuoyuna şirin ve insani gösterilmeye çalışılan bu başsağlığı yüzünden yarın Doğu Anadolu’nun kaybedileceğini nasıl olurda düşünemezler.

Daha dün Balkanları bu sebeplerden dolayı kaybetmedik mi?

Bugün Güneydoğu bu sebeplerden dolayı kopma noktasına gelmedi mi?

Kıbrıs bu zihniyet yüzünden avuçlarımız arasından kaymıyor mu?

Peki, şimdi ne mi olacak.

Yine işin yükü Milliyetçilerin üzerine kaldı. Eli kalem tutan çok sayıda vatansever bu konunun insani yönü üzerine yazıp-çizecek. Sosyal medya ve kısıtlı sayıda ki basın-yayın organları daha etkin kullanılıp Milletimiz ile paylaşılacak.

Bunları yaparken de bir gerçeğin altı eskiden olduğundan daha kalın çizilecek

Oda;

Bu toprakların adı Türkiye,

Bu Milletin adı da Türk Milleti.

Ya seve seve yaşayacak,

Ya da arazi mafyalarına (bölücülere) karşı can vereceğiz.

“Konunun İnsani Yönü Üzerine Güzel Bir Yazı”

Bu hafta içerisinde tehcir ve soykırımın insani yönü üzerine çok güzel bir yazı okudum. Yazıyı kaleme alan kıymetli hocam Yasin ŞEHİTOĞLU kalemine kuvvet…İşte o yazı;

Öyle bir millettir ki bu millet, alır çocuğu karşısına, tutar parmaklarını başlar anlatmaya… “Bu tutmuş…” En sonunda malum serçe parmağa gelir ve ekler “Hani bana hani bana demiş” Bunu derken incelmiş bir ses tonu, hüzünlü bir tebessüm. Hatırlayın aynısını sizde yaşamadınız mı bir çocukken veya bir çocuğa oynatırken bu oyunu aynı şey sizde de olmadı mı?… Demem o ki, bazen bir çocukla ama ekseriyetle kendi kendine oyun oynayan bir insanın, hemde öyle çok bir mantığı olmayan bir oyunu oynarken bile serçe parmağa hüzünlenmesi… Hakkını alamadığı için, adaletli davranılmadığı için, güçsüz diye ezildiği için… Bu arada o parmağa birde “serçe” parmak der ki, hepten başka bir mevzu… Bu milletin ortak vicdanıdır serçe parmak… Bu yazının sonu politik bitmeyecek, şöyle bitecek… Serçe parmağa hüzünlenen bir milleti soykırımla yaftalamak, iftiranın daniskasıdır.. Eğer şimdi diyorsanız ki hani politik bitmeyecekti benim cevabım hazır ben politikadan bahsetmiyorum ki, üzerimize atılan bir çamuru politik üstünlükle çıkarmak mümkün değil. Ne denli büyük olursa olsun bir iftiranın tutmayacağı tek yer hangi milletten olursa olsun insanın vicdanıdır. O zaman bıraksın herkes politikayı, vicdana yönelsin ama önce vicdan muhasebesi yaparak., falan filan…

Kalın sağlıcakla..

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Taviz, Taviz, Taviz…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir