Hatay Gönüllüleri Konseyi ‘Türkiye’de yaşayan tüm insanlar gibi Hataylıların da siyasete ve siyasetçiye güvenlerinin olmadığı gerçeği ortaya çıkmıştır’ dedi.
Siyasette temizliği, dürüstlüğü sevgi ve saygıyı konu alan açıklama yapan Hatay Gönüllüleri Konseyi Başkanı Tahir Dönmezer yaptığı açıklamada şunları söyledi;
Hatay Gönüllüleri Konseyi olarak; Yönetim Kurulu üyelerimiz ve Danışmanlarımızla yaptığımız merkez Antakya olmak üzere tüm Hatay’ın ve Hataylıların karşılaştığı sorunların tartışıldığı toplantılarımızın sonuçlarını tüm kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
Bozulan dengeler, sosyal barış ve huzur ortamı, yetersiz emniyeti tedbirler, çıkmaza giren Suriyeli göçmenler meselesi, esnaf, sanayici, yatırımcı ve ihracatçıların karşılaştığı sorunlar, uluslararası nakliye sektörünün kötü gidişatı, olumsuz tarım politikaları, kentin keşmekeşe dönen trafik sorunu, yerel yönetimlerin yetersiz altyapı ve üstyapıyla ilgili çalışmaları ve kirli siyaset dâhil tüm meseleler masaya yatırılarak tartışılmıştır.
Tartışılan konuların her biri birbirinden önemli olmasına rağmen; önümüzde çok önemli bir seçim sürecinin olduğu göz önüne alındığında “siyaset” ve “inanç” konularının öncelikli olarak ele alınması gerektiğine inanıyoruz.
Konu siyasete gelince; Türkiye’de yaşayan tüm insanlar gibi Hataylıların da siyasete ve siyasetçiye güvenlerinin olmadığı gerçeği ortaya çıkmıştır.
Siyasetçi; halkın nabzını avucunun içinde tutan kişidir. Şimdi soruyoruz: Hangi siyasetçi (parti ayrımı gözetmeksizin) halkın dertleri ve sıkıntıları ile ilgilenmiştir?, Vatandaşlık haklarımızla ilgili neler yapılmıştır?,Yaşadığımız kentin hangi sorunları ile ilgilenilmiştir?, Seçimden seçime hatırlanan vatandaşın, hangi dertlerine çare bulunmuştur?, Yaşadığımız kent bunun aynasıdır. Karşılaşılan sorunlar, tüm Hatay’ın ortak sorunlarıdır.
Liderlerinin iki dudağı arasında ikbal arayan insanlar tarafından hamasi sözlerle hep aldatıldık. Bu yetmezmiş gibi inanç ve etnik yapı üzerinden yapılan kirli siyaset, toplumsal barışı ve huzuru bozacak kadar gündeme oturmuştur.
Makro seviyede yaşanan olumsuzluklar; ülkemizdeki değişim ve yenilik arayışlarını, siyasi kadrolara terk etmiştir. Bu konuda öncülük yapması gereken kurumlar ne yazık ki yapısal bozuklukları ve bağımlılıkları ya da maddi imkânsızlıkları sebebiyle, siyaset ve siyasetçiye yaranma adına suskun kalmaktadırlar.
Gelişmiş ve demokratik toplumlarda büyük sorumlulukları olan ve lokomotif görevi gören Sivil Toplum Kuruluşları, ne yazık ki; bizim ülkemizde bundan yoksundur ve sistemi tamamlamaktan uzaktır.
“Siyasetin inançlara eşit mesafede olması, büyük acılarla dolu tarihin ürettiği hak ve hukuk prensibidir.” Her seçim geldiğinde inanç üzerinden siyaset yapılır, bazı din adamlarımız da bu bölücü sosyal fesat hareketine seyirci kalırlar…
Allah ile kul arasında kalması gereken inancı açığa çıkarmak, inanç ve mezhep çatışmalarını körüklemek, seviyeli siyaset adamlarının işi midir? Bu ilkel, orta çağ zihniyeti daha ne kadar sürecektir?
İçimizden biri olan Hıristiyan dostumuz, İslamiyet ve Hz. Muhammed (s.a.v.) hakkında söylediği sözler yüzünden Papa 16. Benedichtus için uyarı mahiyetinde şu sözleri ifade etmiştir: “1,5 milyar Müslüman’ı incittiği gibi Anadolu’da yaşayan biz Hıristiyanları da incitmiş ve üzmüştür.”
Yine aynı dost Hz. Muhammed’in (s.a.v.), “Birbirinizi sevmedikçe gerçek mümin olamazsınız.” sözünü hepimize hatırlatarak, Papa’ya tüm Müslümanlardan ‘‘Sevgi, özür dilemektir.’’ sözlerini dile getirerek birlik ve beraberliğimizin önemini vurgulamıştır.
Hatay’da yaşayan üç semavi dine ve farklı kültürlere mensup tüm kanaat liderleri de aynı duygularla hareket ederek, huzur ve kardeşlik bağlarını işaret etmişlerdir.
Önemli olan şiddeti sevgiye dönüştürmektir.
Hatay’da yaşayan tüm insanlar; hepimiz Müslüman, hepimiz Hıristiyan, hepimiz Musevi’yiz; inançlarımızla gurur duyar, birbirimize saygı duyarız. Sevgi ve saygıyla tüm dünyaya mesajımızdır.
