featured

Türkiye Çok Hareketli Bir Coğrafyanın Tam Ortasındadır

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

MHP İl Başkanı Adnan Akdaş son günlerde yaşanan olaylar ile ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı.

Başkan Akdaş açıklamasında Irak Suriye ve Türkiye sınırında meydana gelen önemli olaylar ile ilgili olarak değerlendirme yaptı.

Milliyetçi Hareket Partisi Hatay İl Başkanı Adnan Akdaş’ın basın açıklaması şu şekilde;

Türkiye Çok Hareketli Bir Coğrafyanın Tam Ortasındadır.

Ve özellikle bu coğrafyada BOP projeleri gereği bağımsız Kürdistan’ın kurulması için büyük bir gayret ve çaba vardır.

Irak, Suriye, İran ve Türkiye’den koparılacak dört parçalı topraklar üzerinde yeni bir devlet harıl harıl inşa edilmektedir.

Ne acıdır ki, Başbakan tüm bu olup bitenlere onay vermiş gibi tepkisizdir. Mısıra gösterdiği tepkiyi bu devletçiğin kurulma aşamalarında sessizce izlemektedir.

Hükümeti uyarıyoruz… Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeler Türkiye için en üst seviyede ve ilk sırada değerlendirilmesi gereken bir tehdit algılamasıdır.

Bu nedenle uzun bir süredir Türkiye’mizi bekleyen muhtemel risklerle ilgili yorum ve öngörülerimizi Genel Başkanımız sayın Devlet Bahçeli aziz milletimizle paylaşmış ve bununla da siyasi iktidarı ısrarla ikaz etmişti. Bu nedenle olanlar ve ortaya çıkan son görüntüler bizim açımızdan sürpriz değildir

Genel Başkanımızın konuşmalarını özet halinde  hatırlatacak olursak:

8 Aralık 2011 tarihinde, TBMM Genel Kurulu’nda 2012 Yılı Bütçe Kanun Tasarısı hakkında yapmış olduğu konuşmasında;

Bölgemizde Doğu Sorunu kapsamında; İran, Türkiye, Irak ve Suriye topraklarında dört parçalı Büyük Kürdistan planlanmaktadır ve bu adım adım ilerletilmektedir.” demişti.

31 Ocak 2012 tarihli Meclis grup konuşmasında;

“Peşmerge reisi Barzani’nin, Suriyeli Kürtleri bir araya getirerek toplantı tertip etmesi ve birleşin çağrısında bulunması yanı başımızdaki zaman ayarlı bombanın her an patlayacağını işaret etmektedir.

Erbil’in, Kürdistan’ın kurulması için kuluçka faaliyeti yürüttüğü ve AKP’nin de buna sessiz durduğu görülmektedir.”yorumunda bulunmuştu.

28 Şubat 2012 tarihli Meclis grup konuşmasında;

Irak işgalinin ardından oluşan peşmerge yönetiminden sonra, Suriye’nin de benzer bir akıbete uğraması güney sınırımızda yeni bir özerk yönetimin ortaya çıkmasına neden olabilecektir.” Tespitini isabetle yapmıştı.

 

27 Mart 2012 tarihli Meclis grup konuşmasında;

“Geldiğimiz bugünkü süreçte nasıl ki, Irak’ın toprak bütünlüğü korunamadıysa, Suriye’nin de aynı akıbete uğrama riskiyle yüz yüze kaldığını görmek ve anlamak gerekmektedir.

Irak’ın kuzeyine benzer bir Kürt yönetiminin kurulması ve bir nevi peşmerge yönetiminin bu kez de Suriye’de ilan edilmesi kaçınılmaz gibi durmaktadır.

Ve titizlikle üzerinde düşünülmesi gereken konu, Irak’tan sonra Suriye’nin kuzey ve doğusunda ve ülkemizin güney sınırında ortaya çıkabilecek bir özerk Kürt idaresinin nelere mal olacağı hususudur.” uyarısını yapmıştı.

17 Nisan 2012 tarihli Meclis grup konuşmasında;

“Suriye’yle olan sınır bölgemizde Irak’ın kuzeyine benzer bir yapılanma için geri sayım başlamıştır. Türkiye’nin bölünmesini, Türk milletinin parçalanmasını bekleyenlere bu kapsamda gün doğmuş, dört parçalı Kürdistan için başkent isimleri bile gündeme getirilmiştir.” diyerek endişelerimi sıralamıştı.

26 Temmuz 2012 tarihli Basın Toplantısında;

“Dört bir taraftan kuşatmaya alınan ülkemiz vahamet derecesi yüksek bir noktaya gelmiştir.

Şam’dan sonra sıranın Türkiye’ye geleceği, içimizdeki bölücülerin komşu coğrafyalardaki hadiseleri emsal alacağı neredeyse kesine yakındır.” diyerek görüşlerini açıklamıştı.

6 Ağustos 2012 tarihli Basın Toplantısında;

“Esad yönetiminin PKK ve PYD’ye kulvar açması, ülkesinin kuzeyini Türk milletine husumet, Türkiye’nin üniter ve milli yapısına diş bileyen çevrelere deyim yerindeyse teslim etmesi tesadüf görülmemelidir.

Dikkatimizi çeken en kritik husus, Suriye’nin kuzeyinde yuvalanmış bölücü terör yapılarının Esad’a karşı verilen mücadelenin içinde yer almayışıdır. Kaldı ki Barzani ve taraftarlarının da aynı tavır ve tercihin içinde olduğu görülmektedir.

Burada üzerinde tartışılması gereken husus; Esad- Barzani-PKK-PYD arasında nasıl bir bağ ve bağlantının olduğudur. Muhtemel kirli ve karanlık bu koalisyonun ilk ve öncelikli hedefi şüphesiz Türkiye ve Türk milletinin mevcudiyetidir.

AKP hükümetinin yanlışları, hezeyan ve hezimete yol açan adımları ülkemizi stratejik derinliğin girdabına böylelikle savurmuştur. İktidar, muhalifleri besleyip yabancı istihbarat kanalıyla silahlanmalarına göz yumdukça Esad da PKK kozunu alçakça kullanmıştır.

Bununla birlikte Kürdistan’ın hayalden gerçeğe dönüşme istikametine girmesi iktidarın başkent Ankara jeopolitiğinden BOP’un angajman ve kabullerine sıkışmasını daha da hızlandırmıştır.” Sözleriyle de müşahede ve mülahazalarını dile getirmişti.

Görülmektedir ki MHP nin genel Başkanı sayın Devlet Bahçelinin geçmişteki tüm tahminleri, yorumları ve uyarıları yerini bulmuş ve bir kez daha onu haklı çıkarmıştır.

Ancak bu hususta doğru çıkmamayı da her şeyden fazla isteyeceğimiz iyi bilinmelidir.

 

 

Başbakan bir yıl evvel “oldubittilere göz yummayız” dese de, atı alan Suriye’nin kuzeyine çoktan çöreklenmiştir.

Başbakan ‘ da kendi acınacak halini kenara itmiş Mısır’ın Adeviyye Meydanı’nda toplananlara merak salmıştır.Suriyede neler oluyor,bu sözde devletçik girişimide ne oluyor diyememektedir.

Türkiye’nin gerçeklerinden koparak başka coğrafyalarda kahramanlığa soyunan Sayın Başbakan’ın başımıza büyük belalar açması, kendisiyle birlikte Türk milletini de altından kalkılamayacak badirelere mahkum etmesi artık an meselesidir.

Milliyetçi Hareket Partisi buna duyarsız kalmayacaktır.Başbakan’ın kibrine, nifak ve tehlike saçan siyasetine, omurgasız dış politikasına bigane durmayacaktır.

Buradan hükümeti uyarıyoruz:

Sınırlarımızın hemen yanı başında PKK’nın özerklik ilan etmesi, mevzi kazanması Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne karşı yeni bir hamledir.

Başbakan ve hükümeti PYD ile de pazarlık yapmayacaksa, süreç ihanetine ortak etmeyecekse, melanet ve rezalet serisine yenilerini eklemeyecekse Suriye’nin doğusunda ve kuzeyinde provokasyonlara izin vermemelidir.

Başbakan Türkiye Cumhuriyeti sınırlarının hemen dibindeki gayri meşru oluşuma göz yumamaz, yummamalıdır. Ve her tedbir kademeli olarak planlanmalı, ortaya koyulmalı, rüzgâr ekenin fırtına biçeceği de gösterilmelidir.

Bu aşamada bizim de görüş ve önerilerimiz vardır ve şunlardan ibarettir:

1–     Suriye sınır bölgemizde PKK otonom bölgesinin resmiyet kazanmasını önlemek, ilanını engellemek karşımızdaki en acil meseledir.

Hükümet bu konuda kararlılığı göstermeli, alacağı tedbirler ile atacağı adımları ilan etmelidir.

2–     Türkiye Suriye’nin kuzeyinde özerk yönetim kurulmasına askeri güçle müdahale edeceğini açıklamalıdır.

3–     Bu amaçla, askeri caydırıcılığının gereği olan hazırlık ve tedbirlerin sınır bölgelerimizde ve arazide fiili uygulamasına geçilmelidir.

4–     Barzani, Suriye’deki PKK unsurlarına olan tüm desteğini kesmesi konusunda açık bir dille uyarılmalıdır.

5-      Başbakan teröristlerle pazarlıkları sonlandırmalı, süreç rezaletini bitirmeli; gelişmeleri şeref ve siyasi namus ölçeğinde dürüstçe ele alarak aklını başına almalıdır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Türkiye Çok Hareketli Bir Coğrafyanın Tam Ortasındadır

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir