featured

Yenikapı’dan yansıyanlar

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yazı: Dr. Necmettin Çalışkan

15 Temmuz’da yaşanan başarısız darbe girişimiyle, ilkleri yaşamaya devam ediyoruz.  7 Ağustos “Yenikapı Mitingi” ülkemizde yeni bir dönemin başlangıcı oldu.

Geçmişte görülmemiş şekilde, toplumun tüm kesimleri arasında bir yakınlaşma ve işbirliği gerçekleşti.

Diyebiliriz ki yakın tarihimizde sadece siyasi partiler değil; toplumun tüm kesimleri Kıbrıs Davasından sonra ilk defa bir konuda “tek çatı” altında toplandı. Yüzyıldır millete aşılanan Çanakkale ruhunun canlı tezahürü yeniden ortaya çıktı.

Yenikapı Mitingi halkın ilgisi ve organizasyon açısından fevkalade idi. Ancak mesaj ve muhteva açısından ele almak gerekirse dikkatimizi çeken birkaç hususu ifade etmek istiyoruz.

Gönül arzu ederdi ki böyle görkemli, kapsamlı ve kuşatıcı miting bütün siyasi partileri de kucaklayıcı olsaydı.

Meclis dışı partiler de davet edilip onlara da imkan nispetinde söz verilseydi. Bu kardeşliğe bir katkı da onlar yapmış olsaydı. Pek çok ilde yapılan organizasyonlarda bu durum gayet güzel şekilde icra edildi.

Bir eylem/durum ve organizasyonda  katılımın ve kapsayıcılığın ciddiyeti, ne gelen memurlarla ne de STK temsilcileriyle ölçülür. Ancak siyasi parti temsilcileriyle anlaşılır.

Çünkü cümle alem bilir ki bir ilde atanmış bürokratların hepsini toplamak, Vali’nin, özel kalemine ileteceği bir talimata bakar.

Keza Sivil Tolum Örgütleri de çoğunlukla kamuoyunda yer edinmek ve meşruiyet kazanmak açısından böyle fırsatları kaçırmazlar.

Siyasal temsil ne kadar fazla olursa o kadar katılım olduğu anlaşılır. Onun içindir ki Yenikapı Mitinginde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin katılımı milyonlara eşdeğerdir. Bu nedenle de katılımları için ısrarcı olunmuştur.

Bu bağlamda “gezici” diye bilinen kitle ve hiçbir siyasi bağlantısı olmayan tarafsız halk  o meydana gönül rahatlığıyla katılım sağlamıştır.

Gel gör ki mitinge sağcı, solcu, futbolcu, sanatçı (!) ayrımı yapılmadan, hatta Yahudi Hristiyan cemaat temsilcileri davet edildi.

Ama ne hikmetse Türkiye’de “malum yapı” ile irtibatı olmayan tek kitle olan Saadet camiası davet edilmedi.

Neye, hangi akla hizmet bilinmez!

Bu durumu Saadetin “tek alternatif” olmasına bağlamaktan başka bir ihtimal bırakmıyor.

İkinci bir sebep olarak Saadetin varlığıyla, Miting Meydanında  “Kahrolsun Amerika! Kahrolsun İsrail!” sloganları atılacak, bu da zülfü yâre dokunacaktı.

Saadetin iktidar alternatifi olan siyasi oluşum olduğunu söyledikçe bazı kimselerin -hakikatin özüne vakıf olmayışından olsa gerek- dudak büküyor olduklarını tahmin ediyorum.

Böyle düşünenler biliyorum ki asıl kerametin cevizin kabuğunda değil, içinde olduğunu bilmeyenlerdir. Ya da mayanın ne anlama geldiğini anlayamayanlardır. Sözlerimizi  bir hikaye ile bağlayalım.

“Yedi sekiz yaşlarındaki bir zenci çocuk tek başına parkta oynuyordu. Etrafta bir satıcının elindeki balonlara gözü takıldı. Gelen çocuklar birer ikişer rengarenk balonlardan alıyor, sarı kırmızı balonlar gökyüzünde uçuşuyordu. Dönem insanların rengine ve şekline bakılıp, zencinin zulme uğradığı belki de insan yerine bile konulmadığı dönemler..

Zenci çocuk hayranlıkla yükselen balonlara bakıyordu ve sonunda çocuk dayanamadı. Biraz mahcup biraz çekingen edayla baloncuya yaklaştı ve “Baloncu amca, siyah balonlar da yükselir mi? Onlar da uçabilir mi” diye sordu.

Baloncu çocuğun duygularını çok iyi anlamıştı. Kendisi de zenci olan baloncu gülümsedi, yere çömeldi. Onun minicik siyah ellerini avuçlarına aldı ve şöyle dedi:

Gel evladım az geriden bakar mısın? Sonra da balonların bağlı olduğu ipi aşağı doğru çekti. Bütün renkli balonların en üstünde duran ama alttan bakınca gözükmeyen siyah balonu gösterdi. Sonra siyah balonun ipini kopardı. Balonu çocuğa uzattı ve dedi ki

-Yavrum, balonları yükselten renkleri değildir. Balonların içlerindeki muhteviyattır. Sahip olduğu değerdir. İnsanlar da sahip olduğu cevher ve değerlerle yükselirler. Uzaktan belki siyah balonun uçtuğunu göremedin. Ama gerçekleri görmek için bazen uzaklaşmak bazen yakınlaşmak bazen de farklı açılardan bakmak gerekir.

Saadet Partisi bu topraklarda hak ve adaleti savunan, milli ve manevi değerlerin teminatı, zulme karşı duruşu simgeleyen, dış güçlere karşı tavrını net olarak ortaya koyan oluşumdur.

Saadet Partisini alternatif kılan, onun  dava bilincine sahip şuurlu bir kitleye sahip olmasıdır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Yenikapı’dan yansıyanlar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir