featured

Yörük Atasözü “Teke yatağında olup ta oğlak gibi meleme”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

26-27 Haziran. 2015 YÖRÜK TÜRKMEN BİRLİĞİ SÖĞÜK KURULUŞ ÇALIŞTAYI ve SONUÇLARI

Yörük Atasözü “Teke yatağında olup ta oğlak gibi meleme”

“Oğlak” gibi bulunduğumuz yerde cılız ses çıkarmak yerine, bir olarak, birlik olarak “ Teke” gibi gür ses çıkarma umudu ile Söğüt’e gitmek üzere çıktık yola.

Antakya’nın, Kırıkhan’ın İskenderun’nun ve Osmaniye-Toprakkale’nin Yörük Türkmen Derneklerinin başkanlarını, temsilcilerini alarak sahur zamanı Adana’ya çok büyük nezih lokantada Şırnak’tan, Bitlis’ten, Kuzey Irak’tan, Suriye’den Kıbrıs’tan Doğu Türkistan’dan, Azerbaycan’dan gelen Türkmen kardeşlerimizle, amcaoğullarımızla Yörük Türkmen Federasyonunun çok değerli yöneticilerinin verdiği sahur yemeğinde buluştuk. Kucaklaştık. Koklaştık. Tanıştık.

Sabah namazlarımızı kıldıktan sonra Büyük bir otobüs ve gittiğimiz 16 kişilik minibüsle yola yani Söğüt’e, yani Dedem Ertuğrulgazi’yi ziyaret etmeye. Ertuğrulgazi’nin şahadetliğinde Yörük ve Türkmenlerin üst kurul oluşunu görmeye, Dünya Yörük ve Türkmenlerini bir çatı altında birleştirecek Üst kurul oluşturarak Yörük ve Türkmenlerin sesini daha gür çıkmasını, Dünya Türklüğüne reva görülen uygulamalara dur demek, çekidüzen vermek, kısaca çare olmak için toplanmak için gidiyoruz. Sevinçliyiz. Heyecanlıyız….

Otobüste, gözümün önünden geçen tarih sahifelerini okuyorum. “ 11. asırda Orta Asya’dan göç eden ve göçebe hayat yaşayan Oğuzlar, İran’dan geçerek, Malazgirt Zaferi’nden sonra Anadolu’ya geldiklerini, burada da daha önceki hayat tarzlarını aynen devam ettirdiklerini, İlk zamanlar Türkmen isimi ile hatırlanan Oğuzların bir bölümü yerleşik hayata geçtiğini, Anadolu’nun İslâmlaştırılıp Türkleştirilmesi esnasında, Oğuz boyları, Anadolu’nun her tarafına dağıldığını, bir bölümünün yerleşik hayata geçerek Türkmen ismini aldığını, bir bölümü de göçebe hayatını sürdürüp Yörük ismiyle anıldığını” okuyorum. Hatta “ Osmanlı İmparatorluğu döneminde  tüm Balkanlar’da ele geçirdiği toprakların sahip olunması için yalnızca Türkmen/Yörükleri göndermiş ve görevlendirmiş” olduğunu film şeridi gibi gözümün önünden geçerken, gerçekten kardeş olduğumu içimden bir kere daha tasdik ediyor gibi idim.

Yörüklerin başlıca geçim kaynakları koyun ve keçidir. Zira göç sırasında küçükbaş hayvanlarla yer değiştirmek daha kolaydı. Yörük aşiretleri ve obaları isimlerinde çoklukla koyun ve keçi kelimelerini barındırırlar. “Karakeçili”,“Sarı keçili” gibi. Bu arada Koyunlu Yörükler diye bilinen Akkoyunlu ve Karakoyunlu aşiretlerinin isimleri, bu obaların nerede yaşadıklarını da belli edermiş. Demek ki, aşiretler çoğalınca isimler, boylarda çoğalmış. Onun için kimse bu aşiret ve boyların isimleri ayrı diye ayrı aşiret ayrı boy veya ayrı millet olarak görmesin. Hepsinin kaynağı bir. Oğuz boyu. Ve hepsi kardeş amca çocuklarıdır.

Öğleden hemen sonra yetiştik, Dedem Ertuğrul’un makamına.  Tadilat tamirat ve restore, ediliyordu makamı. Ellerimizi açtık Fatihalarımızı okuduk. Evlatlarının eşinin de mezar başlarında dualar ettik. Özellikle Akça Koca’nın mezarı başında durduk.

Söğüt Belediye Başkanı Halil Aydoğdu beyin ev sahipliği yaptığı bu organizasyonda hazırlanan 1000-1500’ e yakın misafire iftar yemeği verildikten sonra, hemen konferans salonuna geçilerek çalış tay başladı.

Ev sahibi Halil Aydoğdu kısa ve öz bir konuşma yaparak, divan başkanı ve divan üyeleri seçildi. Divan başkanı Nihat Kula, divan üyelerini seçtikten sonra kısa bir konuşmadan sonra İlk sözü alan Sürgündeki Uygur Türk Hükümeti Başbakan Yardımcısı Gayretullah Hızırbey konuşmasında özetle: “ 950 yıl sonra Gazi Ertuğrul’un huzurunda gurur ve şeref verir. Dert çok dermen yok. 12 milyon Km kare 250 milyon Türk yaşar. 50 milyonu esarette. Bu tarihte hiç görülmemiş bir durumdur. Çok üzücüdür. D.Türk anayurdunda 35 milyon insan yaşar. Bunları sayın ki esir durumdadır. 2. Abdülhamit zamanında yine olaylar olmuştur. 1997 yılında 70 milyon insan yerinden yurdundan sürgün edilmiştir. Atatürk zamanında Talim ve terbiye eğitimi için yardım yapılmıştır. O eğitim sayesinde bugün Türklük ve İslamlık davası edebiliyoruz. Başbakan Mesut Yılmaz’ın çıkardığı bir genelge ile d.Türkistan hakkında yazma ve konuşma yasağı getirilmiştir. O günden bu yana, camiler kapanmış, ibadet yasağı konmuş, daha birçok zulüm yapılmıştır. 3 buçuk milyon mültecinin 700 bini Türkiye’de bulunmaktadır. Kaşgar’da, altay’da buluşmak umudu ile” diyerek konuşmasını bitirdi.

Suriye  Türkmen Hareketi Partisi başkanı Omar Issa konuşmasında özetle: ” Suriye’de 3 buçuk milyon Türk’ün Suriye’nin değişik bölgelerinde yaşadığını, çok acı çektiklerini, 15 yıl zulüm gördüklerini. Türkmenleri tek çatı altında toplamak istediklerini, Bizlere evler açtınız, halk ve devlet olarak yardım ettiniz çok sağ olun teşekkür ederiz” diyerek konuşmasını bitirdi.

Irak Türkmen Birliği Harekatından Silahlı Mücadele temsilcisi Veysel Şahin konuşmasında özetle: “ Bu gün birlik günü, birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır. Türk Dünyası bir türlü kardaşlarını kucaklayamadı. Irak’ta, Suriye’de yeni dünya devletleri harita mı çiziyor. Bu mübarek mukaddes topraklarda bir şeyler mi yapılmak isteniyor. Bu güzel ortamda bizleri bir araya getiren Allah’a şükürler olsun. Dedem Ertuğrul Gazi’ye Allah rahmet etsin. Dış Türkler olarak Anadolu’dan başka yer yok. Türkmen olmak suç. Barzani’nin Petrolunu bir koridor açarak Hayfa limanına akıtmak istiyorlar. 10 milyon Türk topluluğu siyasi bir hareket olamadığını, Vallahi de billahi de Türkmenlere bir tek merminin gelmediğini, bunu birileri için demediğini, Süleyman Şah bir gece ansızın Eşme köyüne getirildiğini, mezar taşları silinen topraklar bizim değildir. Yavuz bu benim dedem dedi. 853 yıl sonra  mezarın getirilmesi, Habur da çadır mahkemelerinin  kurulduğu zaman Türk’e 930 yıl sonra diz çöktürülmüş oldu. Türkiye’ye gelen 2 milyon mültecinin sadece 150 bininin Türk olduğunu Araba, Yezidi’ye yer var Türk’e yer yok. Bir nesil kurutuluyor. Hiçbir yerli gazeteci Irak’a Suriye’ye çatışma alanlarına gelmiş olmadığını, yabancı gazeteci haberleri ile beslendiğimizi, Bayrak manasını yitiriyor. Kendileri 97 yıldır Türk askeri gelecek diye Türk bayraklarını evlerinde tuttuklarını, biz ölürsek sıra size geleceğini, Şayet, Hama, humus, Kerkük Bayır-Bucak Düştüğünde Diyarbakır’da düşeceğini, Sınırları yeniden çizmek istediklerini, Sıra Iran’da sonra sıra Türkiye’ye geleceğini, 3. Dünya savaşını başlatmak istediklerini, Nasıl ki önceki savaşlarda bazı ırkları yok etmeye çalıştılarsa şimdiki bu savaşta Türk ırkını yok etmek olduğunu, BOP projesinin bu olduğunu, geleneklerimizden uzaklaştığımızı, kültürümüzün değiştiğini, ortak bir geleneğin yok olduğunu, yeniden değerlerimizi gözden geçirmek lazım olduğunu, görelim mevlam neyler neylerse güzel eyler “ diyerek sözlerini bitirdi.

Konuşmalardan sonra çalıştayın esas konusu olan  “Dünya Yörük Türkmen Birliği Üst Kurulu” kurma çalışmalarına geçildi.

Çok hareketli,  heyecanlı konuşmalar yapıldı. Çünkü bu toplantı ilk defa yapılmıyordu. Antalya’da Muğla’da ve daha başka yerler Türk Boyları Federasyonları, Yörük Türkmen dernekleri bir araya gelmiş çok konuşulmuş “Yörük Türkmenlerin sesinin daha gür çıkması ve yaptırım olması için “ kararlar alınmış. Burada “ kurucular Kurulunun “ kurulması için toplandığı için her dernek veya Federasyon başkanları bu Kurucular Kurulunda yer almak için mücadele ediyor kendisini göstererek kendi derneğinin üye sayısının veya emeğinin olduğunu ifade ettiler.

Sonuç olarak ; Daha önce hazırlanan Dünya Yörük Türkmen Üst Kurulu Tüzüğü madde, madde okunup tartışılarak oylandı. Bu oylanma sonucunda: 1- Kurucular kurulu seçim sonunda oluştu. 2- Kesinlikle siyasi kimliği olanların bu kurula alınmaması kararı alındı. 3- Dünya Yörük Türkmen Birliği Üst Kurulunun , bütün Yörük ve Türkmen federasyonlarını içine alan üst çatı mahiyetinin oluşturulmasına karar verildi. 4- Dünya Yörük Türkmen Birliği Üst Kurulunun merkezinin Ankara olması kararı alındı.  5- Eylül Ayında yapılacak şenlik etkinliklerinde buluşmak üzere katılan her dernek yöneticilerine teşekkür edildi. Çalışmaların Sabaha kadar devam ettiği bu toplantı sonucunda, buraya gelen derneklerin dernek tüzüklerindeki Federasyon olma ve bu toplantılara gelirken yetkilendirilme kararlarının alınması gibi eksikliklerinin tamamlanarak gelmeleri görüş birliği içinde sahur yemeğinden sonra misafirlere ayrılan otellerimize çekilip uyuduktan sonra Sabah yola çıkarken birbirimize ayrılık sarılmaları, telefon alış verişleri adresler görülmeye değerdi doğrusu.

Arabalarımızla yola çıkarken tekrar Ertuğrul Gazinin makamını ziyaret ettik. Büyük bir neşe ve Gururla ayrıldık. Irak Türkmen Cephesi eski Türkiye Temsilcisi Sadun Köprülüyü mezarı başında Fatihalarla, Mustafa Özbek hoca’mızı Ankara’daki Evinde ziyaret ettik. Koray Altınel’in ftar yemeğinden sonra memleketlerimize doğru ayrıldık.

Tekrar buluşmak koklaşmak birliğimizi pekiştirmek umudu ile. Hoşça kalın.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Yörük Atasözü “Teke yatağında olup ta oğlak gibi meleme”

Bir Cevap Yaz Ali gülçelik İptal

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

0 Yorum

  1. 27 Temmuz 2015, 14:21

    Dilinize sağlık. Yörükleri ve bu türkmen Kültürünü etnografik malzeme haline getirenler hep bindikleri dalı kesiyorlar.

    Cevapla
  2. 7 Temmuz 2015, 11:15

    İsmet hocam ; eline, gönlüne, yüreğine sağlık.Yazıda eksik yok.Seyahatimizi çok güzel anlatmışsın.İnşallah bir sonraki seyahatimizde yine birlikte oluruz.

    Cevapla
  3. 6 Temmuz 2015, 11:58

    İsmet Abi kalemine sağlık. Çok güzel anlatmışsınız. Gezmiş gibi oldum desem noksan kalır ama gezmeye ve Türkmen Yörük kültürünü daha derinden öğrenmeye iştahlandım. Bu tür yazıların devamını bekleriz. Selam ve sagılarımla

    Cevapla