Ayaklar Altındaki Türk Milletinin Değerleri

Dost sohbetlerinde bir araya geldiğimizde arkadaşların dikkatlerini test etmek için başında “Türkiye Cumhuriyeti” olan tek banka hangisidir? Diye sorardım. Dikkatli olanlar hemen Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası cevabını yapıştırır, bir kısım arkadaşlarda ben bütün bankaların adlarının önünde “Türkiye Cumhuriyeti” yazısı var sanıyordum diye yakınırlardı.

Ben artık dost sohbetlerinde bunu soramayacağım. Niye biliyor musunuz sevgili okurlarım; Çünkü bahsi geçen bankanın adının önündeki “ Türkiye Cumhuriyeti” yazısı birilerine dokunmuş olmalı ki Sosyal Medyada dolaşan haber ve fotoğraflara göre sessiz sedasız kaldırmışlar. Daha nice yerlerden kaldırmışlardırlar da haberimiz olmamıştır. Tıpkı Ziraat bankasında olduğu gibi.

Etyen Mahçupyan’ın Zaman gazetesinde yazdığı dönemde (Hırant Dink’ın ölümünden sonra Agos Gazetesinin Genel Yayın Müdürü oldu) bir makalesinde “Türkiye Cumhuriyetinin adında ırkçılık vardır. Bunun en kısa zamanda değiştirilmesi gereklidir.”mealinde bir uç yazı okumuş herhalde Etyen efendinin Ermenilik duyguları kabardı onun için yazmıştır diye geçiştirmiştim. Ama şimdi bakıyorum da azınlık ruhuna sahip birçok bedbaht çıkmış her biri bir yerden kimisi din kisvesine bürünerek kimisi “Türk Milleti etnik ırkçılık yapıyor” diye suçlayarak kinlerini kusuyorlar.

Türk Milliyetçilerini etnik ırkçılıkla suçlayanlara şunu sormak gerekir. Türk Milleti bugüne kadar etnik ırkçılık yapsaydı bu ülkede varlığınızı sürdüre bilir miydiniz. Yahut Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin dediği gibi “Başbakanlık yapa bilir miydiniz” Türk Milliyetçilerini etnik ırkçılıkla suçlayanlara etnik ırkçılığın ne olduğunu görebilmeleri için Komşumuz Ermenistan’a bakmalarını tavsiye ederim. Ermenistan’da devletin özel korumasının dışında tek bir Türk’e rastlayamazsınız.

Silivri’deki mahkemelerden çok önce yine Zaman Gazetesinde Mümtazer Türköne bir makalesinde Türk Ordusunun Komuta Kademesinin tamamı lağvedilmeli yeni bir ordu kurulmalıdır. Diyerek bugünlerin hazırlığının çok önceden yapıldığını hayretle görüyoruz. Diğer tutuklu komutanların yanında Genel Kurmay Başkanlarından İlker Başbuğ ve bütün komuta kademesi tutukludur. Milli Savunma Bakanlığının açıklamasına göre son üç yılda Türk ordusundan binlerce subay emekli olmuş, Başbakanın da açıklamasına göre Türk ordusunun savaş gücünün bir hayli düştüğünü görüyoruz.

Dikkat edecek olursanız yavaş yavaş “sindire sindire” Türk Milletinin bütün değerleri  ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır.

Anadolu’yu işgale yeltenen Yunan Orduları Başkomutanı Trikopis Ayağının altına serilen Türk Bayrağına basarak Anadolu’ya çıkmıştı. Ne acıdır ki bu olaydan doksan üç yıl sonra Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı “ Türk Milliyetçiliğini ayaklarımın altına alıyorum” diyerek Yunan Başkomutanının yaptığı hatayı tekrarlıyor.

Bunu da nereden çıkardın diye soracak olursanız Türk Milliyetçiliği Türk bayrağını sevmek ve yüceltmektir. Türk Milliyetçiliği Türk vatanını sevmek ve korumaktır. Türk Milliyetçiliği Türkün mensup olduğu İslam Dinini sevmek ve yaşamaktır. Hasılı bu değerleri sevip benimseyen herkesi Allahın bir emaneti olarak görüp benimseyen bir düşüncedir.

Bu ülkede yaşayan yüzde beşlik bölücü ve aşırı solcu enternasyonallar hariç herkes kendini Türk Milliyetçisi olarak  tanımlar.

Siz Türk Milliyetçiliğini ayağınızın altına aldığınızda Türkün bütün değerlerini ayaklarınızın altına almış oldunuz. Dolayısıyla da tıpkı Trikopis gibi Türk bayrağını da ayaklarınızın altına aldınız.

“Vatanım ruy’i zemin Milletim nev’i beşer.” Diyerek; Tarihin çeşitli dönemlerinde Türk’e düşmanlık programları devreye sokmak isteyen bedbahtlar olmuştur

Ama Türk Milletinin düşürülmek istendiği bu bataklıktan çıkması için hep “Damarlarındaki asil kan” ona yol göstermiş ve bu çıkmazdan kurtulmuştur.

“Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.

Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,

Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!”