featured

Çanakkale Süreci

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

1.Dünya savaşı neticelendikten sonra Mondros Ateşkes antlaşmasının 7. Maddesi gerekçe gösterilerek yerli işbirlikçilerin de katkısıyla Anadolu toprakları “Şark Meselesi” ni halletmek çerçevesinde işgal edilme sürecine girmişti.

Ama Anadolu’yu ana kucağı kadar kutsal bilen Türk Milleti bu sözde işgal sürecine karşı durmak için her vilayette kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri şemsiyesi altında teşkilatlanmaya başlamıştı.

Kurulan bu cemiyetler sözde işgal sürecini güçleştiren adımlar atıyorlar;  Kimisi “Kalede düşman bayrağı varken Cuma Namazı farz olmaz”, kimisi  “Burası artık Türk vatanı değil Fransız müstemlekesidir. Burada peçe ile gezilmez.” Deyip hamamdan çıkan Müslüman Türk hanımlarının peçelerine el uzatan Fransız ve Ermeni Lejyonerlerinin kanını hemen orada dökerek hem sözde sürece zarar veriyorlar üstelik bir de kan döküyorlardı.

Sanki yarışa girmişçesine İzmir’de Hasan Tahsin Dörtyol’da Karakiseli Kara Mehmet ilk kurşunu düşmana sıkıp, onları bu topraklara geldiklerine geleceklerine pişman etmek için kanlarının dökülmesi pahasına yarışarak sözde sürece zarar veriyorlar.

Hele İstanbul’da oturup işgal güçleri ile şampanya içip dans partilerinde gününü gün etmek varken Mustafa Kemal adında bir paşa çıkıp paşalık rütbesini de sahibine iade ederek Anadolu’nun tozlu yollarına düşüp kurtuluş mücadelesi veren Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerini bir araya getirip yeni bir Türk Devleti  kurma girişimlerinde bulunuyor. Sözde sürece  zarar verdiği yetmiyormuş gibi bir de daha fazla kan dökülmesi için halkı örgütleyerek “Ya istiklal ya ölüm.” “Milletin kurtuluşunu yine milletin kendisi belirleyecek.” Şeklinde sloganlar geliştirip milletin kafasını bulandırıyordu.

Bu gelişmeler karşısında boş durmak olur mu?  Düşmanın rahatça kan dökülmeden sözde sürecin gerçekleştirilmesi  için görevlendirilmiş olan Başbakan Damat Ferit Paşa hemen harekete geçer.

İlk etap ta Kuvay-i  Milliye’nin  eline geçmesini önleyip sözde  sürece zarar vermemek ve kan dökülmesini önlemek için 90 bin sandık cephane denize dökülür.

İkinci olarak “Ermeni tehcirinde ihmali var.” Gerekçesi ile Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in idamı gerçekleştirilerek mübarek kanı toprağa karışır.

Son olarak ta Başbakan Damat Ferit Paşa 11 Nisan 1920 tarihinde Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi imzası ile yayınlanan fetva ile Mustafa Kemal ve arkadaşları sürece zarar verdikleri halkı örgütleyerek kan dökülmesine sebep olduklarından öldürülmelerinin meşru ve farz olduğu yönünde fetva yayınlayarak sözde sürecin önü açılmaya  çalışılır.

Çanakkale’de Seyit Ali onbaşı 275 kg ağırlığındaki gülleyi kaldırıp asansörü bozulan topun namlusuna yerleştirip Fransız  Bouvet zırhlı savaş gemisini  boğazın sularına gömerken bile bile sözde sürece engel  olmuştur.

Çanakkale’de 19.Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal,24 Nisan 1915’te karaya ayak basacak her işgalci düşman askerinin yok edilmesi emrini verdi. Sabah saatlerinde düşman savaş gemileri  Ertuğrul Koyu’na tonlarca bomba yağdırdı. 26. Alay’ın 3. Taburu bu bölgeyi koruyordu.Tabur Komutanı Mehmet Bey ile Asteğmen Hüseyin Bey’in şehit olmaları üzerine komutayı 28 yaşındaki Ezineli Yahya Çavuş devraldı. Sağ kalan 60 arkadaşıyla siperlere mevzilenen Yahya Çavuş Albien ve River gemilerinden 3 bin kadar düşman askerinin Ertuğrul Koyundan karaya çıkmasını engelledi. Binlerce top mermisi ve askere karşı kıyı ve siperleri korumayı başaran Yahya Çavuş ve arkadaşları, ateş ettikleri yeri devamlı değiştiren sayılarını olduğundan çok fazla göstererek uzun süren bir direniş gerçekleştirdiler. Saatler süren savunmanın ardından tümü şehadet mertebesine ulaşarak sürece  çok büyük zarar vermişlerdir.

Bu gün Ay yıldızlı Al bayrak altında günümüzden  emin yarınımıza güven içinde bakarak yaşıyorsak, bunu sözde sürece zarar vermemek sözde kan dökülmesini önlemek için işgal güçleri ile gizli pazarlıklar yapanların hain planlarıyla değil, ya istiklal ya ölüm deyip düşmanın kurşununa göğsünü siper eden şehit ve gazilerimiz sayesinde yaşıyoruz.

Allah (CC)tan  Müslüman Türk’ü  bu topraklardan söküp atmak isteyen yerli ve yabancı ihanet şebekelerinin” Şark Meselesi”adı  altında yürütülen bu sürece canları ve kanları pahasına engel olan şehitlerimize rahmet diliyor. Onların hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Çanakkale Süreci

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. 22 Mart 2013, 16:04

    Tarih Milletlerin hafızasıdır hafızasını kayıp eden millet yaşama şansınıda yitirir.
    Bu nedenle tarih geçmişle gelecek arasında bağ kurmaktır. Tarihi değerlerine sahip çıkmayan ve tatihini bilmeyen milletler başkaları tarafından yönetilir.sınırlarını başkaları çizer… çanakkale müslüman Türk Milletinin 7 düvele karşı verdiği bir vatan müdafasıdır. Bu gün baüımzız olarak bu topraklarda yaşamamız bu zaferin sonocudur. Bu nedenle devamlı hafızamızda canlı tutulması gerekir. Yüreğine sağlık hocam kutları beynini kiralamışlara umarım ki ders olur.

    Cevapla
  2. 21 Mart 2013, 11:08

    VEYSEL HOCAM İYİ Kİ VARSINIZ SÜRECE ZARAR VEREN BU DELİ YÜREKLER İYİ Kİ VAR OLMUŞLAR. ALLAH BİZİ ONLARIN YOLUNDAN AYIRMASIN DAVAMIZ, GAZAMIZ MÜBAREK OLSUN.

    Cevapla
  3. 20 Mart 2013, 19:25

    tarih tekerrürden ibarettir diye boşuna denmemiş geçmişte yaşanan olayların aynısını bugün yaşıyoruz Rabbim yardımcımız olsun

    Cevapla
  4. 19 Mart 2013, 21:05

    Teşekkür ederim.Kendi uzakta gönlü Kırıkhan’da olan sevgili kardeşim

    Cevapla
  5. 19 Mart 2013, 15:07

    Hocam mükemmel ötesi bir yazı olmuş..Ellerinize düşüncenize sağlık…

    Cevapla