featured

CHP Hatay Milletvekili Av.Refik ERYILMAZ”dan Basın açıklaması

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP Hatay Milletvekili Av.Refik ERYILMAZ Bugün TBMM’de yaptığı basın açıklasın da Suriye olaylarına deyindi.

Suriye halkı 3 yılı aşkın süredir devam eden kirli savaşın yarattığı büyük yıkımın faturasını ödüyor.Emperyalist ülkelerin projesi olan bu kirli savaşta 150 bine yakın insan hayatını kaybetti,onbinlerce insan sakat kaldı,şehirler yakılıp yıkıldı,fabrikalar,işyerleri yağmalandı,sivil katliamlar yaşandı,kimyasal silahlar kullanıldı,kadınlara tecavüz edildi.İşlenen bütün bu suçlarda bu kirli savaşa destek verenlerin en az tetiği çekenler kadar sorumlu olduğu unutulmamalıdır.

Hükümetin izlediği yalnış Suriye politikalarından dolayı ülkemiz de çok ağır bir bedel ödemiş ve ödemeye de devam etmektedir.Günden güne artan bir seyirle ülkemizde etkisini gösteren bu kirli savaş ekonomik,sosyal ve güvenlik konularında büyük bir tahribat yaratmıştır.

Suriye ile olan 930 km sınırımız radikal,köktenci silahlı gurupların denetimine bırakılmıştır.Hatay ili Reyhanlı ve Yayladağı ilçelerine bağlı bazı köylerden Suriye yönetimine karşı mücadele eden muhalif guruplara silah sevkiyatı yapıldığı ve değişik ülkelerden getirtilen militanların da bu güzergâh üzerinden Suriye’ye geçişlerine yardımcı olunduğu yönündeki iddialar açıkça yöre halkı tarafından da dile getirilmektedir.Bu iddia ve suçlamalar ulusal ve uluslar arası basın tarafından hemen hemen her gün dile getirilmektedir. Sınırlarımız her türlü kaçakçılığın hatta silah giriş-çıkışının dahi rahatlıkla yapıldığı ve teröristlerin de geçiş güzergâhı ve merkezi haline dönüştürülmüştür. Suriye sınırındaki bütün gümrük kapıları silahlı terör gurupları tarafından işgal edilmiştir. Hükümet izlediği bu tehlikeli dış politika ile hem ülkemizi hem de bölgeyi ateşe atmıştır.

Hatay ve diğer sınır illerimiz büyük bir güvenlik sorunu ile karşı karşıyadır.Silahlı terör grupları sınırlarımızda istedikleri gibi at koşturabiliyor,toplantı düzenleyip seçim yapabiliyorlar.Sınır ilçelerimizde Suriye”lilerin sayısı yerli nüfusu katlamış durumdadır.Vergi vermeden, izin almadan işyeri açabilmektedirler. Hataylı vatandaşlarımızdan çalıştıkları işyerlerinden her türlü vergi alınıyor ancak Suriye”li sığınmacılar vergiden muaf. Bölgede Türkiye Cumhuriyeti’nin değil, silahlı grupların kanunları geçerlidir. Suriyelilere tanınan üstün ayrıcalıklar bunlarla da sınırlı değil.Devletin polisi, maliyecisi, memuru bunlara karışamıyor.Suriye”lilere yedi Üniversiteden dilediğine kayıt yaptırma hakkı tanınırken Suriye’deki üniversitelerden mezun olan ve denklik için başvuran gençlerimize ise Suriye”de temsilciliğimiz yok bekleyeceksiniz denilerek kapı dışarı edilmektedir. AFAD”ın açıkladığı son rakamlara göre şu anda Türkiye”de 900.000 Suriye”li sığınmacı bulunmaktadır.Başbakan”ın üç ay önce açıkladığı resmi rakamlara göre de bu sığınmacılar için Beş Milyar (eski parayla beş katirilyon) para harcanmıştır.Ülkede milyonlarca gencimiz iş ararken,sığınmacılara bol keseden harcama yapılması hükümetin vatandaşlarımıza bakış açısını da ortay koymaktadır.

Silahlı terör gurupları 21 Mart 2014 tarihinde KESEB kasabasına saldırı düzenlemiş ve bunun neticesinde çok sayıda Suriye vatandaşı hayatını kaybetmiştir.Saldırıda onlarca kişinin yaralandığı,rehin alındığı ve geri kalanların ise kasabayı terk etmek zorunda kaldığı basına yansımıştır.Bu saldırı bütün dünyada büyük bir yankı uyandırmıştır.Ulusal ve uluslararası basın bu saldırıyı gerçekleştiren militanların Türkiye topraklarını kullandığını ve MİT’in gözetiminde Yayladağı Sınır Kapısı’ndan ağır silahları geçirmek suretiyle saldırıyı gerçekleştirildiğini iddia etmiş ve suçlamalarda bulunmuştur.Dünya medyasına düşen haberlerde, çatışmalarda yaralanan militanların da Türkiye”ye getirtilerek hastanelerimizde tedavi edildikleri ve silah dâhil her türlü ihtiyaçlarının Türkiye tarafından karşılandığı yönünde de suçlamalar yöneltilmiştir.Hatay’daki bütün resmi hastaneler, acil servisler sığınmacılara ve çatışmada yaralanan silahlı muhalif militanlara tahsis edilmiş durumda. Öncelik sığınmacı ve silahlı militanlara tanınıyor. Yoğun bakım servislerinde tedavi görmesi gereken vatandaşlarımız ise yoğun bakım ünitelerinde yer olmadığı gerekçesi ile hastanelere alınmıyor.Ölüme terk ediliyor.

AKP hükümetinin Mezhep odaklı dış politikası bölgede ve ülkemizde de artan bir ivme ile kendini hissettirmeye başlamıştır. Nitekim,Kırıkhan Yatılı Bölge okulunda görev yapmakta olan alevi kökenli iki bayan öğretmenimiz sınıfında kızlı erkekli öğrencileri karma bir şekilde oturttu diye soruşturma geçirebilmekte ve inançlarına ağır saldırılar gerçekleştirilebilmektedir. Bu öğretmenlerimiz hakkında asılsız ithamlarla velilere ve öğrencilere dilekçe verdirilerek savunmaları bile alınmadan görev yeri değiştirilebilmektedir. Milli Eğitim bakanına soruyorum, “Alevilerin dinsiz olduğu, Alevilerde namus kavramının olmadığı, Eğitim-Sen”li oldukları ve bu sendikanın üyelerinin Alevi ve inançsız olduğu bunun da etnik kimliğinden kaynaklandığı” şeklinde açıkça ayırımcılık yapan ve nefret suçu işleyen bu müdür hakkında soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?Bu olay il milli eğitim müdürlüğüne de intikal etmiştir.Ancak maalesef okul müdürü korunmuştur.Milli Eğitim Bakanından bu konuda derhal soruşturma açmasını talep edeceğiz.Bu olay ayrımcılığa ve hakarete uğrayan öğretmenlerimiz tarafından da ayrıca yargıya taşınmıştır.Küresel güçler kendi çıkarları uğruna Suriye’de çıkaramaya çalıştıkları mezhep çatışmasını maalesef ülkemizde de sahneye koymanın çabası içerisindedir.Buna alet olmaya çalışanlara kesinlikle izin verilmemelidir.

Daha iki gün önce Antakya kapalı çarşıda bayan iç çamaşırı satan bir vatandaşımız beni telefonla arayarak; yanına uzun sakallı bıyıksız yabancı birinin geldiğini ve dükkanın vitrinine astığı iç çamaşırı giyen mankenin fotoğraflarını derhal indirmesini ve işyerini kapatmasını aksi takdirde işyerini bombalayıp hava uçuracağı tehdidinde bulunduğunu bana aktardı. Bu olay aslında bize önümüzdeki süreçte bölgemizin hatta ülkemizin ne kadar ciddi bir tehlike ile karşı karşıya kaldığını göstermesi açısından önemli bir ipucu vermektedir. Üç yıldır bu tehlikeye parmak basmaya çalışıyoruz ancak kulaklarını tıkayan,gözlerini kapatan bir iktidar ile karşı karşıya olduğumuz için bu uyarılarımız hiçbir şekilde dikkate alınmamıştır.

Hükümet,Süleyman Şah türbesini koruma adı altında yeni ve çok tehlikeli bir maceraya sürüklenmektedir.Türbeyi korumak için gönderilen askerlerimiz,kısa bir süre sonra bölgede hakimiyet kuran El Kaideye bağlı İŞİD terör örgütünün tehdit ve şantajlarına maruz kalırsa hiç şaşırmayın. Üç yıldır çatışmanın aralıksız sürdüğü kimin ne olduğunun bilinmediği,hiçbir devlet otoritesinin olmadığı ve çoğu kez birbiriyle çatışan onlarca silahlı gurubun bulunduğu bir çatışma bölgesine askerlerimizi göndermekle onların can güvenliğini tehlikeye atmış olmuyor muyuz?Yoksa o türbenin duvarları askerlerimizin canından daha mı önemli?

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
CHP Hatay Milletvekili Av.Refik ERYILMAZ”dan Basın açıklaması

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir