featured

Davud El-Antaki Sempozyumu

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

14 Haziran 2008 tarihinde Antakya’da “Davud El-Antaki Sempozyumu” düzenlenmişti. Sempozyumu düzenleyenler: Hatay Tabip Odası, Hatay Eczacılar Odası, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Halep İl Kültür Müdürlüğü. Bu sempozyumda yapılan konuşmalar daha sonra “Davud El-Antaki Sempozyumu” adıyla Temmuz 2008’de 64 sayfalık bir kitapçık haline getirildi. Kitabı yayına hazırlayanlar: Mehmet Karasu ve Dr. Sadık Nazik. Kitap, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO)’nın katkılarıyla basılmıştır.

Kitap, protokol konuşmalarından sonra Dr. Mehmet Derviş’in Açış Konuşması ile başlıyor. Prof. Dr. İlter Uzel: Tarih Metodolojisi Üzerine Bir Konuşma, Dr. Muhammed Hişam El-Nasan: Mühendislik ve Bitkiler Arasında Davud El-Antaki, Dr. Muhammed Yasir Zekkur: Bedenlerin İyileştirilmesinde Zihinlerin Yolculuğu, Behice El Mısri El İdlibi: Tezyin El Esvak Fi Tafsili Ahbar El Uşşak, Dr. Mustafa Mevaldi: Dünya Kütüphanelerinde Davud El Antaki’nin El Yazması Eserleri bölümlerinden oluşmaktadır. Sempozyumdan görüntülerle son bulmaktadır.

ATSO Başkanı Hikmet Çinçin’in şu sözleri çok anlamlıdır: “İslamiyet döneminde Davud El Antaki Antakya’nın yetiştirdiği en önemli bilim adamlarından biridir. Anadan doğma kör olan Davud, özellikle tıp, eczacılık ve edebiyat alanında önemli yapıtlar vermiştir. Dileğim odur ki bu tür çalışmalar süreklilik kazansın ve Antakya bilimin, sanatın üretildiği bir kent konumuna gelsin.”

Hatay Tabip Odası’nın: “Bilgi toplumuna giden yol, geçmişle bugün arasında kurulan bağın toplumla paylaşılmasıyla gerçekleşir. Eğer bir toplumda bilimsel gelişmeye yol açmak, bilimde başarı sağlamak istiyorsak, genç kuşaklara geçmişimizdeki bilim öncülerini tanıtmak en başta gelen sorumluluklarımızdan biri olmalıdır. Geçmişiyle bağı olmayan kuşakların gelecekleriyle köprü kurup, zihinlerini aydınlatabilmeleri çok zordur.” görüşüne katılmamak mümkün mü?

Hatay Eczacı Odası Başkanı Ecz. Mehmet Gönenç’in, “Tarih ve kültür zenginliklerimizin tanınması, ileri taşınması konusunda herkese ve her kuruma görev düşmektedir.” sözünün yerine getirilmesinin bir zaruret olduğuna inanmaktayım.

Dr. Mehmet Derviş, sempozyumun açış konuşmasında şu güzel tespitlerde bulunuyor: “Kendimize ve çevremize bir göz atarsak, kendimiz dâhil tanıdıklarımızdan kaç kişi 400 yıl sonra anılmayı hak edebilmektedir.

Daha basiti kaç kişimizin anılmayı hak edecek insanlık yararına bir eseri vardır.

İçinde yaşadığımız nesil ile unutulmayacak kaç kişi var içimizde?

Kitlesel iletişim araçlarına bir bakalım.

Her gün adını onlarca defa duyduğumuz insanların kaçı ne kadar üretmiştir?

Sadece tüketenlerin tanıtıldığı,

Sadece tüketenlerin adlarının bilindiği,

Sadece tüketenlerin konuşulduğu,

Sadece en kısa zamanda en çok tüketenin reklâm edildiği bir dünya ve

Sadece tüketenlerin örnek ve model alındığı bir çağa rağmen ve inat,

Ürettikleri ile adını 400 yıl sonra duyurabilenlere ne mutlu.”

Hicri onuncu/Miladi onaltıncı yüzyıl; 950 Hicri/1543 Miladi yılında Antakya bölgesinde doğan ve 1008 Hicri/1599 Miladi yılında Mekke’de vefat eden filozof, tabip ve astronomi bilgini, çağındaki hekimlerin başı, hikmet (felsefe) biliminin (şeyhi) üstadı ve dönemin mucizesi olarak bilinen Davud El-Antaki’yi daha iyi tanımak isteyenler bu kitabı okumalıdırlar. Böyle bir değerin anılmasında, tanıtılmasında emek sarf edenleri kutluyorum.

M. Adil ÇETİN – Araştırmacı – Yazar

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
1
vir_sl_
Virüslü
Davud El-Antaki Sempozyumu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir